Siz bu satırları okuduğunuzda henüz Aralık ayının son gününde olmayacağız zira yerel gazeteler Pazar günü yayınlanmaz. O yüzden sizlere birkaç gün öncesinden “yeni yıl” yazısını yayınlayıp “gelecek yılla “ ilgili duygularımı paylaşmak istiyorum. Herkesin yazdığı klasik yeni yıl mesajlarını yazıp sizleri bıktırmamak için daha özel bir şeyler yazmayı uygun buluyorum. 

  Öncelikle kontrolü olmayacak paranın, gelip geçici makamların ve yaşla birlikte solacak yüz güzelliğinin benim listemin ilk sıralarında olmadığını söylemeliyim. Ben 2018 de hepinize ağrısız, sancısız ve hastalıksız günler diliyorum. Hastane koridorlarını ancak yeni doğan bebekleri görmek için yürümenizi temenni ederim. Hiç biriniz evlat acısı çekmeyin. Bana göre en büyük yılbaşı arzusu bunlar olmalı.

  Gitgide yozlaşan ve vahşi kelimesinin bile artık utandığı yeni ekonomik Dünya modelinde çalışma çağında olan her bireyin eğitimine, sanatına ve becerisine uygun bir işte olması dileğim listenin ikinci sırasında. İşsiz bir insanın hele hele bir aile babasının ne denli travma yaşadığını anlamak zor olmasa gerek. 

  Eğitim belki de en önemli konulardan biri ama Abraham Maslow’un dediği gibi “ne yaparsın İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ” diye bir şey var. Ülkemizde her yıl bazen her ay değişen eğitim sisteminin bir düzene oturtulup, çağdaş ülkeler düzeyine çıkmasını diliyorum. Neye ihtiyacımız varsa o alanda eleman yetiştirmeyi bir başarsak Suriyeli doktorları ülkemizde işe almak zorunda kalmazdık. Tek düze bir eğitimden “branşlaşmayı başarmış” yeteneğine, algı düzeyine ve okuma kapasitesine göre uyarlanmış bir eğitim sistemine her zaman olduğundan fazla ihtiyacımız var. 

   Sağlık, iş, eğitim derken en az bunlar kadar önemli olan “HUZUR” u atlamayalım. Huzur olsun hayatınızın her evresinde. Birbiriyle ayrışan değil birbirleriyle paylaşan bir toplum olalım yine. Kokmuştur diye yaptığı yemekten bir tabak komşusuna götüren insanlardan, aynı binada oturan diğer insanları tanımayan hale gelmemiz en büyük fakirliğimiz. Bırakın adamın memleketini, mezhebini! İyi insan mı, çevreye, vatana, millete faydalı mı ona bakalım.

  Şans; bana göre tamda bu dönem etrafımızda olsa iyi olacak beklentilerden. Şansınız yoksa bu ülkede işiniz zor. Hamili kartınız yok, arkası sağlam dayınız yok üstelik birde şanssız biriyseniz yandınız demektir. Avrupa’da ve ABD de yaygın bir söz vardır; “ Şans yetişmiş kafalara yardım eder” diye. Bu sözü söyleyen ülkemizi biraz tanısaydı, bu söz yüzünden kendinden nefret ederdi. 

  Üreten bir toplum diliyorum bu ülkenin bereketli topraklarında, elbette TOKİ den fırsat bulabilirsek! Birbirine benzeyen ve ucuz görünümlü koca koca binalar yerine etrafında yeşilliğin bolca olduğu basit ama yaşanası konutlar görme dileğimi sizlerle paylaşıyorum. 

   Sevgi diliyorum hepinize yeni yılda. “Bir insanı sevmekle başlar her şey” diyen yazar gibi hayatınızda sevgi olsun. Birbirinizi sevin, doğayı sevin,( yeşili sevin diyeceğim ama siz yeşil deyince üstünde yaşlı Amerikalı adamların resmi olan kağıtları anlarsınız diye korkuyorum) çevrenizi sevin ve koruyun, yeni yılda yerlere daha az izmarit atın mesela ….

  Barış istiyorum yeni yılda tüm Dünya üzerindeki insanlar adına. Gözlerini hırs bürümüş politikacılar yüzünden “kan çanağına dönmüş” yeryüzüne biraz barış hiç fena gelmeyecek. Kendilerini ölümsüz sanan ama ölümden ödü patlayan bu hırslı insanlar için de İNSAF diliyorum. Umarım kendi yarattıkları çukurda cezalarını alırlar. Onlarsız bir Dünyanın nasıl güzel olacağını hayal bile edemiyorum. 

  Paradan bahsettik ama kontrolsüz olanını istemedim sizler için. Bırakın “kimin üç keçisi var, beş koyunu var” , siz kendi kümesinizdeki tavuklarla mutlu olmaya çalışın. Ne zannediyorsunuz çok para çok mu mutluluk getirecek? Elbette cebiniz delik olsun, üzerinizde 5 para bulunmasın demiyorum. Bakkalın, manavın ve de bankaların önünden geçerken korkmayacak kadar bir gelir hiç fena olmaz. 

  Yukarıda anlattığım dileklerle şimdiden yeni yılınızı en samimi dileklerimle kutluyorum.