Yolda birlikte yürüyenler ve yolda bırakanlar diye küçük bir başlıkla yazıma giriş yapmak istiyorum.
Ahmet Davutoğlu, Eski Dışişleri Bakanı, eski Başbakan Vekili, AK Parti’nin 2. Genel başkanı ve Türkiye Başbakanı. 2014–2016 yılları arasında AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevini sürdürdü. Bu görevinden önce 2009–2014 yılları arasında Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulan 60. Türkiye Hükûmeti ve 61. Türkiye Hükümeti'nde Dışişleri Bakanı olarak yer aldı. 2003–2009 yılları arasında o dönem başbakanlık yapan Erdoğan'ın ve Abdullah Gül'ün dış politika danışmanlığını yaptı. 2011, Haziran 2015 ve Kasım 2015 Türkiye genel seçimlerinde AK Parti Konya milletvekili olarak meclise girdi. Başbakanlık görevinden 22 Mayıs 2016 tarihinde istifa etti. 27 Ağustos 2014'te, Adalet ve Kalkınma Partisi 1. Olağanüstü Büyük Kongresinde Genel Başkan seçildi ve 28 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başbakanlık vekaletini aldı ve 62. Türkiye Hükûmetini kurmakla görevlendirildi. 6 Eylül 2014'te 62. Türkiye Hükümeti Davutoğlu başbakanlığında güven oyu alarak resmen göreve başladı. Davutoğlu 7 Haziran seçimleri sonrasında 45 gün içinde hükümetin kurulamamış olması üzerine Cumhurbaşkanının TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermesi üzerine ülkeyi 1 Kasım 2015'te yapılacak seçime kadar yönetmek üzere seçim hükûmeti başbakanı oldu.. Kasım 2015 Türkiye genel seçimlerinde tek başına iktidar olmak için gereken çoğunluğa ulaştı ve Sonrasında Davutoğlu 64. Türkiye Hüktmeti'ni kurarak başbakanlık görevine devam etti. Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaşadığı ihtilafın sonucu olarak, 5 Mayıs 2016 günü 1 Kasım seçiminden sonra sadece 6 ay görev yapmasını nazara vererek "4 yıllık sürenin daha kısa sürmesi benim tercihim değildir. Zarurettir" şeklinde bir açıklama yaptı ve AK Parti'yi 22 Mayıs'ta yeni Genel Başkan seçimi yapması için Olağanüstü Büyük Kongre'ye çağırdı. 22 Mayıs 2016 tarihinde Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık görevinden istifa ettiği açıklandı.
Dikkat ederseniz Ahmet Davutoğlu, Erdoğan’ı yolda bırakanlarla hep bir arada görev yaptı.
Ali Babacan yolda bıraktı ve parti kurdu
Ahmet Davutoğlu yolda bıraktı ve parti kurdu
Abdullah Gül, halen daha Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olma peşinde.

VE AHMET DAVUTOĞLU DÜN ZONGULDAK’TAYDI. DEDEMAN OTEL’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Önemli açıklamalarda bulundu ve biz gazetecilerin soruların cevaplandırdı. İnanın açıklamalarında kendisinin sudan sebeplerle Recep Tayyip Erdoğan’ı nasıl yolda bıraktığını anlattı. Aynı Ali Babacan’ın Zonguldak’ta anlattığı gibi. Sen gel yıllarca birlikte siyaset yap, onun sayesinde hayatında göremeyeceğin Başbakanlık olsun, bir çok bakanlık olsun makamlara gel ve bir anda yolda bırak ve arkasından demediğini bırakma. Olacak şey değil. Kusura bakmayın ama bunun kamuoyunda bir karşılığı yok.
Recep Tayyip Erdoğan’ın döviz kuru saldırısına karşı alınan önlemleri küçümsemesi, TÜSİAD ayarında açıklamalar yapması, Cumhurbaşkanlığı sistemi gelsin diye yaptığı açıklamalarına karşın şimdi Cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirmesi, Erdoğan’ı tek adamlıkla suçlaması
Dün öyle bugün böyle 
Kusura bakılmasın ama vatandaş her şeyi görüyor ve biliyor.

DAVUTOĞLU’NUN HDP’Yİ MASUM GİBİ GÖSTERMESİ OLACAK ŞEY DEĞİL
Ancak en çok dikkatimi çeken ise Başbakan iken PKK terör örgütü ile mücadele ederken, HDP hakkında ki en sert eleştirileri yaparken, Ahmet Davuoğlu’nun gazetecinin HDP ile ilgili sorusunu geçiştirmesi
Ve HDP’yi masum gibi göstermesi
Akıl alır gibi bir şey değil
Partini amacı zaten Türkiye’ye bölmek parçalamak, ülkemizde Kürdistan’ı kurmak, 
Ve gel sen HDP’yi şirin mi şirin göstermek
Hadi oradan

BERBERE PARA VERSEYDİN BARİ DAVUTOĞLU
Hani emeğe saygı nerede
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Zonguldak’ta berber koltuğuna oturdu, berbere saçını tarattı, 10 dakika kadar koltukta oturdu. Edebiyat parçaladı ancak berbere ücretini vermedin
Yalandan da olsa verseydin de berber esnafı zaten almayacaktı.

Özetlersem
Ahmet Davutoğlu beni hiç şaşırtmadı

**

KISADAN HİSSE:
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.
İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.
Sonuç:  İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: "Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?"
İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: "
Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.
"Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz yanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur. Delhi'deki ünlü tapınakta Sokrat’ın şu sözü yer alır: "İnsan Kendini Tanı." Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir. Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.


**
GÜNÜN SÖZÜ: Bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatamazsın. Önce içine atarsın, sonra da susarsın. – (Murathan Mungan)