Öncelikle şunu söyleyelim...

Eski başkan Osman Balamir’in yönettiği gibi yönetilmez.

Görev süresi içinde “resim çizmekten” öteye gidemeyen, kurumun ve müteşebbislerin büyük zarar görmesine neden olan, Ankara’daki Amelebirliği Misafirhanesi tadilat ve onarım işini eline-yüzüne bulaştırıp, 200 bin liralık usulsüzlük soruşturması açılmasına neden olan bir yönetim biçimi, “yönetim biçimi” olamaz herhalde...

Ancak şunu da söyleyelim...

Amelebirliği böyle de yönetilmez...

Bilindiği gibi Amelebirliği uzun süredir “vekaletle” yönetiliyor.

TTK Üzülmez Müsessese Müdürü Mehmet Murat Köseoğlu’nun bir ayağı TTK’da, bir ayağı Amelebirliği’nde...

Yarım gün TTK’da, yarım gün Amelebirliği’nde çalışıyor...

Bu durumda işler “yarım” kalıyor mu bilemiyoruz.

Özetle, Amelebirliği gibi çok önemli bir kurum uzun süredir “vekaletle” ve part time usulü ile yönetiliyor.

Murat Köseoğlu temiz bir isim...

Bugüne değin hakkında herhangi bir yolsuzluk, usulsüzlük iddiası meydana gelmedi...

Doğruluk-dürüstlük elbette çok önemli... 

Günümüzde ve ilimizde bazı kurumlar, özellikle birkaç belediye “yolsuzluk” iddiaları ile çalkalanırken “dürüst kalabilmek” önemli bir meziyet...

Ancak mesele o değil...

Suya sabuna dokunmadan, ikraz dağıtmak ve benzeri rutin hizmetleri sürdürmekle yetinmek, Amelebirliği Başkan Vekili Murat Köseoğlu’nun kendi sözleri ile de bağdaşmıyor.

Açıklayalım...

Murat Köseoğlu, 25-26 Ekim 2018 tarihli Amelebirliği Başkanlığı Danışma Kurulu Toplantısı’nda aynen şöyle söylüyor.

“ Amele Birliği Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı Zonguldaklı maden ve enerji işçilerine ekonomik ve sosyal yardımları ile katkı sağlarken Zonguldak ekonomisine de katkı sağlamaktadır. Bu özelliği ile ülkemizde örneği olmayan Dünyada ise ender kuruluşlardan birisidir. Cumhuriyetimizin emaneti olan bu kurumu gelişen ve değişen şartlara uygun faaliyetlerini geliştirerek yaşatmak hepimiz için bir görevdir.”

Murat Köseoğlu’nun bu sözleri ile uygulamadaki çelişkileri iki madde halinde açıklayalım.

1- Amelebirliği’nin Zonguldak ekonomisine ne gibi katkı sağladığı merak konusu olduğu gibi, olumsuz yönde tartışma konusudur. Yani, kuruluş tüzüğünde önemli ölçüde yatırım yapması öngörülen Amelebirliği, bu yönde çaba harcamadığı gibi, Osman Balamir dönemindeki kız öğrenci yurdu girişimi de içinden çıkılmaz bir duruma getirilmiştir.

2- Amelebirliği gerçekten Cumhuriyetimizin emanetidir. Ancak, bu emanetin gelişen ve değişen şartlara uygun faaliyetlere kanalize edildiği görülmemiştir. Buna, Murat Köseoğlu’nun yönetim zamanı da dahildir.

***

Amelebirliği Ankara Misafirhanesi ise ayrı bir tartışma konusudur.

Murat Köseoğlu anılan danışma kurulu toplantısında bundan hiç söz etmemiş ama, 200 bin liralık usülsüzlük soruşturması bu misafirhanede yapılan tadilat nedeniyle açılmıştır.

Özetle, Sayın Köseoğlu’nun söylediği gibi her şey güllük-gülistanlık değil...

Amelebirliği, Türkiye’nin ve Zonguldak’ın öz kuruluşudur. Bu kurumu sadece “ikraz dağıtan” bir kurum haline indirgemek büyük haksızlık olacağı gibi, kuruluş tüzüğüne aykırı olacak şekilde gelişen ve değişen koşullara uygun yatırımlardan uzak tutmak da o denli büyük bir haksızlık olacaktır.

Doğruluk-dürüstlük amenna !..

Ancak, Amelebirliği gibi tarihi kurumları yönetmek ve Zonguldak halkı ile bütünleştirmek mangal gibi yürek istiyor.

Kozlu’nun paravanları !..

Kozlu’da “paravan şirket” var mı, yok mu?..

Kimine göre var, “birine” göre yok !..

Peki, “paravan” demek, ne demek ?..

Kelimenin asıl anlamı “ayırıcı-gizleyici perde” olarak tanımlanıyor.

Ticaret hayatında ise, bir şirketin, yaptığı usulsüzlük veya yolsuzlukları gizlemek, vergi kaçırmak ve benzeri yasal olmayan işlerini paravan, ya da “naylon” bir şirket üzerinden sürdürmesi anlamına geliyor.

Örnek verelim...

Diyelim ki bir şirket veya o şirketin sahibi “konumu” nedeniyle ihale veya doğrudan temin işlerine giremiyor.

O zaman “paravan şirket” devreye sokuluyor, kanunsuz iş ve işlemler “kitabına uydurulup” paravan şirket üzerinden sürdürülüyor.

Özetle, yasaya karşı “hile” uygulanıp, yasal engel aşılmış oluyor.

Kozlu’ya gelelim...

Kozlu’da “paravan şirket” var mı, yok mu?..

Bize ulaşan bilgilere ve e-posta ile gelen yorumlara bakılırsa, Kozlu’da paravan şirketin “alası” bulunuyor...

Yapılan usulsüz iş ve işlemleri kitabına uydurmak için ihalelere ve doğrudan temin işlerine bir başka “şirket” üzerinden giriliyor.

Alan razı, veren razı !..

Al takke, ver külah !..

Her devrin adamları “paravan şirketleri” ile arabasını yürütüyor.