Konuyla ilgili bir önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi Amelebirliği Başkanlığı uzun süredir “vekaletle” yönetiliyor...

Amelebirliği Başkan Vekili Mehmet Murat Köseoğlu aynı zamanda TTK Üzülmez Müessese Müdürü olarak görev yapıyor.

Uzun süredir bir koltuğa iki karpuz sığdırmak zorunda kalan Amelebirliği Başkan Vekili Mehmet Murat Köseoğlu’nun, TTK’daki işlerinden zaman ayırıp Amelebirliği’ne pek fazla uğrayamadığı söyleniyor.

Tekrar edelim...

Mehmet Murat Köseoğlu, temiz bir isim, temiz bir bürokrat...

TTK’da üst düzey görevde bulunduğu halde bugüne değin hakkında herhangi bir yolsuzluk, hırsızlık, ahlaksızlık iddiası meydana gelmiş değil...

Ancak Amelebirliği’ne uğramadan Amelebirliği’ni yönetmek öyle kolay iş değil...

Kendisinin başında bulunmadığı bir kurumda neler olup bittiğini, kimin ne yaptığını anlamak da kolay değil...

Sözün kısası, Amelebirliği öyle “uzaktan” yönetilecek bir kurum değil...

Amelebirliği “trilyonluk” bir kurum...

Böyle bir kurumun, uzun süre vekaletle, hatta pek fazla kuruma uğramadan “uzaktan” yönetilmesi akıl işi değildir.

Büyük olasılıkla bu tablodan TTK Üzülmez Müessese Müdürü ve Amelebirliği Başkan Vekili Mehmet Murat Köseoğlu da hoşnut değildir.

Amelebirliği’nde bir yanlışlık, bir usulsüzlük yapılsa, hesabı Mehmet Murat Köseoğlu’dan sorulur.

Mehmet Murat Köseoğlu, TTK’nın işlerini mi takip etsin, Amelebirliği’nin işlerini mi takip etsin !..

İki arada bir derede yöneticilik olmaz...

İkisinden biri eksik kalır, belki ikisi de yarım-yamalak olur.

O halde çözüm siyasi iradenin ellerindedir.

İki çözüm akla geliyor...

Birincisi, Mehmet Murat Köseoğlu, Amelebirliği Başkanlığı görevine “asaleten” atanabilir.

İkincisi, Mehmet Murat Köseoğlu, asli görevi olan Üzülmez Müessese Müdürlüğü görevine devam eder, Amelebirliği Başkanlığı görevine liyakata göre yeni bir isim atanır.

Üçüncü bir seçenek ortada görünmüyor.

Kozlu Belediyesi’ne en çok faturayı kim kesti ?..

Kozlu Belediyesi’nde “fecaat dönemi” hala sona ermedi...

Çünkü, bu “harabeyi” adam etmek öyle çok kolay değil...

Özellikle, seçimden önceki aylarda kesilen ne idüğü belirsiz faturalar Ali Bektaş’ın kafasını fena halde yoruyor.

Ali Bektaş neredeyse gün yüzü görmüyor, makam odası ile muhasebe servisi arasında mekik dokuyor.

Bu “faturalarla” ilgili acaip haberler de geliyor...

Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımla sohbet ettik...

Bizim Kozlu’ya ilişkin yazılarımıza ve bu yazılarla ilgili açıklamalarda atıfta bulunarak dedi ki :

“ Kerim Yılmaz döneminde en çok faturayı kim kesmiş bir araştır bakalım...”

Kerim Yılmaz dönemini ve kesilen “faturaları” en çok eleştiren birinin adını söyledi...

Demek ki neymiş !..

Kozlu’da “her devrin adamları” varmış...

Kerim Yılmaz döneminde Kerim Yılmaz’cı, Ali Bektaş döneminde Ali Bektaş’cı !..

Önemli olan kişiler değil...

Kesilen faturalar !..

Daha doğrusu “ne idüğü belirsiz” faturalar !..