Yaşadığınız sürece yapacağınız tercihler size bırakılıyor. Henüz hayatta olmadığınız için “ailenizi” seçme şansınız yok. Ama işinizi, eşinizi veya arkadaşlarınızı siz seçiyorsunuz. Siyasi, ekonomik ve sosyal konularda kararları kendi özgür iradenizle verdiğinizi düşünmek istiyorum. 

  Bu kararları alırken o dönemin tüm bilgilerini, deneyimlerini ve teknolojik imkanlarını kullanmak size büyük avantaj sağlayacaktır. 

  İngiliz Kraliyet Donanma Akademisinde; genç subay adaylarına ders anlatan amiral dönem sonuna doğru sınıfta öğrencilere bir soru sorar.

   “ Değerli subay adayları, 21 yüzyılın tüm teknik ve teknolojik imkanlarıyla dolu bir donanmada eğitim almaktasınız. Günümüzde hızla gelişen bilgiye ulaşım kanalları sayesinde hava durumundan, deniz altındaki canlıların varlığına kadar neredeyse tüm önemli verileri tek bir tuşla öğrenebiliyorsunuz. Karadan veya havadan size gelebilecek bir füze saldırısını dakikalar önce öğrenip ona göre konumlanabilir veya savunma sistemlerinizi harekete geçirebilirsiniz. Gelişen teknolojiyle birlikte çok daha hızlı hareket edebilen nükleer denizaltılarımız ve savaş gemilerimiz var. Çok yakında bunlardan birisinde göreve başlayacaksınız. Size güvenim tam. Ancak bugünkü sorun biraz farklı olacak. Farz edin ki, küçük bir savaş gemisinde yetkili subaysınız. Ve donanmanın diğer birimlerinden oldukça uzakta bulunuyorsunuz. Okyanusun ortasındasınız ve büyük bir fırtınaya yakalandınız. Ne yaparsınız? “

  Genç subay adayları birinden farklı bir çok çözüm/çıkış önerilerini amirale söylüyorlardı. Fakat amiral hiçbir çözüm/çıkış yolunu beğenmemiştir. Bunun üzerine tüm genç subay adayları amirale sorarlar, “ peki ne yapmalıyız bu durumda amiralim?”  Uzun yılların verdiği deneyimle amiral gayet sakin bir şekilde cevap verir; “ öncelikle BÖYLE BİR GEMİDE BULUNMAMAYA DİKKAT EDİN” .

  21. Yüzyıl teknoloji ve teknik imkanların en üst düzeyde bulunduğu bir çağ. Artık günler öncesinden hava durumunu öğrenebiliyoruz. Karadan veya havadan gelebilecek tüm tehlikelere karşı tedbir alabilecek donanımlara sahibiz. Öngörülü olabilirsek doğru sistemlerle sorunların üstesinden gelebiliriz. 

  Bana göre bu çağın gerçek adı “mantık çağıdır”. Kaynakların doğru kullanılmasıyla nasıl Dünya daha yaşanır bir yer olabilecekse, doğru sistemleri öngörülü bir biçimde hayata geçirmekte o derece önemlidir. Yakın ve uzak tehlikeleri öngörmek ve onlara uygun politikaları hayata geçirmekte o derece gereklidir. 

 

                                     X              X                X                X                  X   

 

  Şanlı Türk ordumuza; öncelikle ülkemizin sınır güvenliğini tehdit eden ve geleceğimize yönelik tehditleri nedeniyle Kuzey Suriye’de giriştiği harekatta başarılar diliyorum. Tek bir vatan evladının canı yanmadan tekrar yuvalarına dönmelerini temenni ediyorum. 

   Bundan uzun yıllar önce Suriye sınırında “mayınların temizlenmesine karşı çıktığımızda”, bu günlerin yaşanabileceğini düşünmüştük.  Zira Orta Doğuda sürekli beslenen bir terör alt yapısı var ve o tehdidin yarın kime zarar vereceğini tahmin etmek imkansızdır. Neyse ki sınır güvenliğinin ne derece elzem olduğu konusunda hem fikiriz… Güçlü ordu, sızma ihtimali olmayan sınır ve etkin siyaset konusunda yıllar sonra haklı çıkmak ta pek önemli değil. 

   Savaş istemiyoruz diyenlerin “savaşmaktan korktuğu” düşünülmesin. Yoksa o savaş çığırtkanlığı yapanlardan önce TÜRK VATANI için cepheye koşacaklarından kimsenin şüphesi olmasın.