Gerek özel hayatımızda gerekse normal seyre gelen hayatımızda mutlaka hepimizin anlamlandırmakta zorlandığın durumlar olmuştur ve olmaya devam edecektir. Düşünürsün düşünürsün anlam veremezsin, birkaç açıdan bakarsın ama yine de cevap bulamazsın. Ne dersiniz haksız mıyım? He diyorsunuz ki “ Benim hayatımda anlamlandıramadığım hiçbir şey yok. “ diye; pek olağan görmesem de “ Eyvallah “ derim. Genelde böyle diyenlerde ya yalan söylüyordur ya sorgulamıyordur hiçbir şeyi ya da ciddi ciddi bir istisnadır.

       Tamam, çok uzatmayacağım; “ Sen başla bakalım anlamlandıramadıklarına ” diyor gibisiniz. “ Var mısınız hadi, bir ben bir de siz sırayla açıklayalım” ne dersiniz? Hemen susun tabii. Tamam, başlıyorum. Ben siyasi parti teşkilatlarının Çarşamba gününden Cuma mesajı atmaya başlamasını anlamlandıramıyorum bazen. Hele bir de hiç cumayla alakası olmayan kişilerin Cuma mesajları, sosyal medya paylaşımları; inanın çok garip geliyor bana. Kimi kandırıyorsun ya da amaç ne? Velhasılıkelam teşkilatların çalışmaları çok daraldı. Sosyal medyayla tüm görevlerini yerine getiriyorlar. Genel başkanlarının sözlerini sosyal mecralarda paylaş, ziyaretler yap sağa sola orada fotoğraf çekil onları paylaş sonra da Çarşamba gününden Cuma mesajları attı mı; tamamdır tüm görev tamamlanmıştır. Durum bu kadar basit; bir proje üretme, gençler için bir şeyler yapmaya çalışma, memleketi yaşadığı coğrafyalarda bir şeyler yapma yok. Hep kaliteli kıyafetlerle poz verirler ama. Alt teşkilatları iftar düzenler; son dakika ezana 1-2 dakika varken davetlere katılıp pozlar verme. Ne zaman halka ineceksin, çocuklarla görüşeceksin, gençlerin derdini dinleyeceksin; fikri olan var mı? Ben bir partiyi baz alarak yazmıyorum; genel gözlemlerim bunlar; istisna olanlar varsa eğer eyvallah derim, tebrik ederim.

        Bilmiyorum, bana kızıyor olanınız belki vardır. İnanın kimseyi kırmak ya da yermek için yazmıyorum. Hele birilerinin ya da belli bir zümrenin kalemi hiç değilim olmam da imkânsızdır. Tabii benimde kafamda doğrularım; hayata ve siyasete bakış açım var. Sonuçta her ne kadar edebiyatla, tiyatroyla uğraşsam da lisans eğitimim Siyasal Bilimler ve Kamu Yönetimidir. Benim için bir yanlış her yerde yanlıştır. O yanlışı evimde babam da yapsa aynı yanlıştır, mahalleden biri de yapsa, bir mülkü amir de yapsa, bir vekil de yapsa aynı yanlıştır. Kişiye göre değişmez gözümde ama onların makamı ve eğitim düzeyine göre sorgularım. Bu can ciğerim olsa bile onun yanlış yaptığını doğru demem. Benim de bir tarafım var; yalan değil ama hayatım boyunca elimden geldiğince objektif olmaya çalıştım. Benim olana ya da benden olana eyvallah deyip zıt düşüncede olduğuma yallah demedim. Eğer böyle davranırsanız vicdan rahatlığı denilen arkadaşlarla tanışıyorsunuz, umarım hepimizin arası o arkadaşla iyidir. Malum bazılarında bırak rahatlığını vicdan bile yok ya da kalmamış.

        Siyasete girdim birden nasıl buralara vardım anlam veremedim nedense. Biraz özele doğru inelim bakalım; siyasetten artık insanlar sıkıldı, gına geldi farkındayım. Mesela cebinde 13 liralık sigara paketi olan ve günde iki paket sigara içen adamın 15 liraya aldığın kitabı görünce “ Oğlum sen mal mısın buna bu kadar para veriyorsun?” demesine anlam veremiyorum. 5 liraya gittiğin tiyatro oyununa, 10 liralık sinema biletine çok diyen insanların ceplerindeki sigara paketlerinin fiyatlarını sorgulamamasını da anlamlandıramıyorum. “ Akşam acaba sinemaya mı gitsek ?” diye sorduğumda, “ Aman kim uğraşacak onla.”  deyip burun kıvıranların beş dakika sonra alkol masalarına koşarak gitmesine de anlam veremiyorum. Daha nice örnekler var kafamda. Zaten kadın erkek ilişkilerine hiç girmeyeceğim. Kadınlarda anlamlandıramadıklarımı yazsam İstanbul’a 4. Köprü olur. ( Oğuz’cum Atay Köprüsü – Ha ha ha güzel oldu valla. Üstada selam bu arada.) Tarihte ve edebiyatta kadınları çok anlamlandırmaya çalışan üstatlar olmuştur ama pek sonuca varamamışlar. Yeri gelmiş 3 tane aşk şairi bir kadına âşık olmuş, yeri gelmiş platonik aşklar yaşanmış, yeri gelmiş kadınlar aldatılmış ama yine de kadınlar tam anlamıyla anlamlandırılamamıştır. Bunu önceden sezmiş olmalı ki İrlandalı bir oyun yazarı olan Oscar Wilde; “ Kadınlar sevilmek için yaratılmıştır, anlamak için değil.” demiştir. Uzun lafın kısası umarım anlamlandırabildiğiniz hayatı yaşıyorsunuzdur; her ne kadar ben böyle bir hayatın olduğunu kafamda anlamlandıramasam da. Haydi,  görüşmek üzere.