Sevgili Okuyucular,

Sözlerime öncelikle sizleri geçtiğimiz 1-2 haftadır ihmal ettiğim için özür dileyerek başlamak istiyorum. Bu kardeşinizi “ Yalnız Kalem “ olarak tanıdığınız dönemden baya zaman geçti, bir sürü olaylar, mevzular oldu. Bugün yine burada sizlerin karşısında olmanın onurunu ve gururunu hala yaşamaktayım. İlk zamanlar o kadar çok boş zamanlarım oluyordu ki yazarak hayata tutunmaya çalışıp görünmeye, nefes almaya, abartı değil yaşamaya çalışıyordum.

Şimdilerde çok yoğun zamanlarım olduğu için sizleri ihmal ediyormuş gibi oldum, benim sakın değiştiğimi falan düşünmeyin aman sakın. O zaman kendim hayata tutunmaya çalışırken şimdilerde gençliğe, geleceğe, memlekete tutunmaya çalışıyorum. Benim görünmeye çalıştığım o çetrefilli, zor dönemleri kardeşlerimiz, çocuklarımız yaşamasın diye elimden geldiğince dilim döndüğünce çaba gösteriyorum. Ama kendimi bir şey falan sandığım falan yok sadece elimi değil gövdemi taşın altına soktum; gövde geniş ya düşünün o taşın halini siz artık. İşin şakası bu ama ciddi ciddi Nazım’ın dediği gibi; 

“ Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa? “

Bazıları bana katılıyordur bazıları saygı duyuyordur; kimileri yanlış bulup eleştiriyordur kimileri de çamur atmaya, karalamaya çalışıyor olabilir. İnanın hepsine saygı duyuyorum; bazıları bizim yaptıklarımızı, başarılarımızı, mücadelemizi görmezden gelip saygı duymasalar da.

Mühim olan nedir biliyor musunuz? Gece o yatağınıza yattığınızda dünyanın en güzel en konforlu yatağı olan “ Vicdan Rahatlığı” nda uyuyabiliyor musunuz? Gerisi hava, cıva, kendini kandırmaca, tonlarca yalan ve bahanedir. Vicdanın rahatsa dünyanın en zengin insanı da sensin en yüksek makamda olanı da. Vicdan önemlidir arkadaş; Rabbim vicdan rahatlığı ve sağlık versin; gerisi hallolur bir türlü. 

Sevgili Okuyucular benim çok merak ettiğim bir konu var; “ Bu insanlara vaatler – sözler verip yapmayan insanlar “ nasıl uyuyorlar sizce? Fikri olan var mı; ne dersiniz? “ Vicdan mı o da ne mi diyorsunuz? ” onlar için; ben durumun o kadar vahim olmaması için şu an dua ediyorum. Belki uyku ilaçları olabilir, belki de az önce bahsettiğim tonlarca yalan ve bahane uyumak için etkili olabilir. Geçen arkadaş sohbetinde konuşuyorduk bu konuyu da bir arkadaşım “ Kimi de belki sızarak bu vicdan muhasebesinden uzaklaşıyordur” dedi. Bilemiyorum valla, başka bir şey sizin aklınıza geliyor mu?

Ya da biz bu muhabbeti bir değiştirelim mi? Müzik dinleyerek uyurdum üniversitede ben, bir ara baya alışmıştım. Şimdi bu satırlarımı yazarken Musa Eroğlu ve Cem Adrian’ın muhteşem düeti “ Yolun Sonu Görünüyor “ şarkısını dinliyorum. Aklıma birden yerel seçimler geldi ve gülümsedim birden nedense…

Yoksa birileri için;

“ Yolun Sonu Görünüyor “ mu?

Neyse ben kaçtım, görüşmek üzere…

Not: Kusuruma bakmayın yazıma bir başlık koyamadım; aklıma gelen tüm başlıklar yazının içeriği hakkında ipucu verir cinsteydi. Nedense bugün başlığımla ipucu vermek ya da çağrışımda bulunmak istemedim. Benim “ Başlıksız Yazı” ma sizlerin bir başlık yakıştırmanızı önemle rica ediyorum.