Ben sana mecburum bilemezsin 

Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 

Büyüdükçe büyüyor gözlerin 

Ben sana mecburum bilemezsin 

İçimi seninle ısıtıyorum. 

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 

Bu şehir o eski İstanbul mudur 

Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 

Sokak lambaları birden yanıyor 

Kaldırımlarda yağmur kokusu 

Ben sana mecburum sen yoksun. 

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur 

İnsan bir akşamüstü ansızın yorulur 

Tutsak ustura ağzında yaşamaktan 

Kimi zaman ellerini kırar tutkusu 

Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından 

Hangi kapıyı çalsa kimi zaman 

Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu 

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor 

Eski zamanlardan bir cuma çalıyor 

Durup köşe başında deliksiz dinlesem 

Sana kullanılmamış bir gök getirsem 

Haftalar ellerimde ufalanıyor 

Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem 

Ben sana mecburum sen yoksun. 

Belki haziran da mavi benekli çocuksun 

Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor 

Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden 

Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun 

Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor 

Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin 

Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor 

Ne vakit bir yaşamak düşünsem 

Bu kurtlar sofrasında belki zor 

Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden 

Ne vakit bir yaşamak düşünsem 

Sus deyip adınla başlıyorum 

İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 

Hayır, başka türlü olmayacak 

Ben sana mecburum bilemezsin. 

Sevgili Okuyucular, bugünü şiir günü ilan ettim ve vefatının 13.yıl dönümünde çift  t’li tek l’li olan Attila İlhan’ın en sevdiğim şiiriyle başladım. Attila İlhan, 80 yıllık hayatına birçok roman, kitap, deneme sığdırdı. Şiirin ve romanın ustası olan Sayın İlhan umudu ve disiplinli hayatıyla edebiyatçılara örnek olmuştur. Tüm hayatı boyunca da Mustafa Kemal’i yaşatmaya, anlatmaya ve onun yolundan gitmeye çalışmıştır. Hatta bir şirinde “ Mustafa’m, Mustafa Kemal’im “ diye seslenmektedir. Başkomutan Başbuğ Mustafa Kemal’i ve Attila İlhan’ı saygıyla ve rahmetle anıyorum. Ruhlarınız şad olsun.