Sevgili Okuyucular sizler bu replikle hiç karşılaştınız mı?

“ Biz size döneriz.”

Dünyanın en içi boş en yalan ve en sahte cümlesi bence,

“ Ben sana umut vermedim.” Cümlesiyle de sabaha kadar kapışırlar.

Ne yazık ki ikisi de kocaman bir yalandır.

Merak etmeyin bugün gönül işlerine girmeyeceğim;

Malum önce iş ya da aş; hadi bakalım biraz bu mevzulara girelim.

Geçtiğimiz günlerde sizlere 1,1 milyon tane üniversite mezunu işsiz kardeşimizin olduğunu haberlerde izlediğimi söylemiştim. Bu kardeşlerimiz, arkadaşlarımız da emin olun “ Biz size döneriz. “ sahte cümlesiyle muhatap kalmıştır. O özel şirketlerin torpil aromalı sözde mülakatlarında kim bilir nelerle karşılaşmıştırlar.

Bir arkadaşım yine bir özel şirketin sözde mülakatında sorulan tüm soruları çatır çatır cevaplamış, sonra birden bir soru “ Vanspor kaç yılında kurulmuştur?” “ Dııııttttttttt, yanlış cevap”  Akabinde kusura bakmayın bizimle değilsiniz.

Biraz kendi sözde mülakatlarımdan örnek vereyim; bende de iyi yaşanmışlıklar var. Görüşmeye çağrıldım, hazırlığımı yaptım ve gittim. Bir birim müdürünün yanına getirdiler beni; biraz birim hakkında sohbet ettik, ufaktan kendimi anlattım ama bildiğin kahvehanede sohbet ediyormuş edasıyla soru soruluyordu cevap veriyordum. Birden o şirkette insan kaynaklarında yetkili bir hanımefendi geldi ve sorular birden değişti. “ En sevdiğin ve sevmediğin 3 özelliğin ne?” Birden afalladım sonra cevap verirken o hanımefendinin telefonu çaldı, dışarı çıktı ve biz tekrar kahvehane sohbetine döndük. Bir süre sonra hanımefendi tekrar geldi ve birim müdüründen “ 5 sene sonra kendini nerede görüyorsun” sorusu geldi. Okumayı, yazmayı seven biriyim; iyi cevaplar da vermedim değil. Sonrasında beni az dışarı çıkardılar, odaya iki kahve geldi ve akabinde “ Biz size döneriz “ gibi olmasa da “ Haber vereceğiz “ mi ne dediler ağız ucuyla ve beni yolcu ettiler. Aradan baya zaman geçti bir telefon aynı özel şirketten görüşmeye çağrıldım. Bazen olmayacağını bile bile görüşmeye gidiyor insan; sonuçta olacağına inanan kimseler olabiliyor çevrende ve onların hatırına bile bile lades oluyorsun. Velhasılıkelam yine hazırlığımı yaptım ve görüşme yapacağımız yere gittim. 20 kişi falan vardı sanırım ve yedinci ya da sekizinci kişi olarak ben çağrıldım. Görüşme odasının kapısına geldim, şeffaf camlı bir odaydı. Kapıyı tıklayıp içeri girdim girmedim o ilk görüşmedeki insan kaynaklarından hanımefendi “ Ya seni de mi çağırmışız? “ dedi. Ben devamını anlatmak istemiyorum ama ne küfür ettim, ne taşkınlık çıkardım ne de öfkeli konuştum.

1,1 milyon diplomalı işsiz kardeşimiz kim bilir neler yaşamıştırlar ve yaşamaya devam edecektirler. Aklıma bir de şu konu geldi; işe sokma olayı… Adamına göre, yakınlığına göre, parasına göre, çevresine göre, yalakalığına göre torpil aroması tadını alıyor bazı özel sektör işlerinde. Ama liyakat esaslı alımların geleceği günler gelecek. Hem de bu cennet vatanım her köşesinde. Sevgili Diplomalı İşsiz Kardeşlerim sizlerin bir hatası varsa onların en az elli hatası var bu süreçte; sizler dik durun, karakterinizi satmayın, Rabbim yar ve yardımcımız olsun.