Sevgili Okuyucular boş vakitlerimin bol olduğu zamanlardan sizlere sesleniyorum bugün; siz de durumlar nasıl; nasılsınız, iyi misiniz? Umarım iyisinizdir, iyi olun zaten; demesi kolay diyorsunuz fark etmedim sanmayın. Sıcaklar da kendini baya baya gösteriyor bu aralar, pek de dışarı çıkılacak gibi de değil zaten.

“ İnsanın en çok yazın mı boş vakti olur yoksa kışın mı? “ diye sorsam ne dersiniz? “ İkisi de değil. “ diyenleriniz daha çok; şaşırttınız beni. İnsanın en çok işsizken vakti olur diyor 25 yaşında üniversite mezunu işsiz genç kardeşim. Ben O’nu duyuyorum; bu arada ne O beni tanır ne de ben O’nu, daha önce karşılaşmışlığımız bile yok. Bir arkadaşı daha duydum; O da işsiz ayrıca yalnız bir adam, sanırım sevgisine karşılık da alamıyormuş. Biz de boş zamanlar dolu diyorlar; onlar demese bile ben öyle hissediyorum. Bu arada bu dediğim arkadaşların gün geçtikçe sayısı artmaktadır. Etrafta bir dünya diplomalı işsiz dolu, hepsine de emin olun “ Oku da bizim gibi sürünme “ dediler. Onlar da kendilerine biçilen bu görevi başarıyla yerine getirdiler ama sonuç “ Bizim gibi sürünme  “ diye uyarıda bulunan abilerinden daha da vahim durumda morali, psikolojisi bozuk bir şekilde birilerinin iki dudağının arasından çıkacak iş olanaklarını beklemektedirler. O beklemenin ıstırabını bilen var mı içinizde bilmem ama o bekleyen için bir saat altmış dakika değildir; onlar için bir saat en az iki yüz – üç yüz dakikadır. Geceleri hesaba zaten katmayın onların gecesi üç – dört gün sürüyor. Emin olun aylardır güneşlerinin doğması için bekleyenlerin sayıları çok fazladır. Bu durum sadece onlar için geçerli değildir; anneleri, babaları ve hatta bazılarının eşleri, çocukları…

Ne kadar zordur birinin iki dudağının arasında saklı kalan geleceğiniz olması; kimisine olumlu konuşan dudakların size karşı sallayıcı cümleler sarf etmesi ve hatta çoğu zaman hiçbir kelam etmemesi. Zordur arkadaş; birilerinden bir şey beklemek çok zordur. Hayatları boyunca babalarından para bile isteyemeyen birilerinin birilerinden iş beklemesi; onuru -  gururu, yokluğu, yoksulluğu, hayalleri, duyguları daha nicelerini hesaba katmadım henüz. Çok zor arkadaş yaşamayan bilemez; o boş vakitlerin doldurulamaz boşluklar olduğunu yaşamayan bilemez. Her geçen saniye hayallerinden bir şeyler kopar ve bu kopan parçalar insan için müthiş önemlidir. Her saniye ümitsizlik her saniye bir kabulleniş hali; bazıları adını bile anmak istemediğim yollarla kendilerince çözüme gidip bu beklentiye son verebiliyor. Mevzu uzun, çetrefilli, bir dünya bağlantılı konu ve koşullarla alakalıdır ama insanın her geçen saniye kaybolduğu gerçeği de ciddi bir tehlikedir. O kadar çok genç bu dediğim olaylar arasında hayata tutunmaya çalışıyor ki sizlere anlatamam; çok daha fazla uzatmayacağım.

Evet Sevgili Okuyucular, sizlerin boş vakti var mı? Siz neler yapıyorsunuz boş zamanlarınızda? Cevap vermek isterseniz bana ulaşabilirsiniz biliyorsunuz. Çevrenizde yukarıda bahsettiğim arkadaşlardan tanıdığınız varsa en azından bir halini hatırını sorun ama bunu yaparken cidden istiyorsanız samimi bir şekilde yapın. Hadi ben kaçtım görüşürüz boş zamanlarınızda…