Zonguldak Şoförler ve Otomobilciler Odası Olağan Genel Kurulu 4 Şubat Pazar günü yapılacak...

Şoförler Odası gibi yaklaşık bin 500 üyesi bulunan bir kuruluşun meslek odaları kongreleri sürecinde öne çıkmış olması doğal olduğu gibi, böylesine önemli bir kuruluşa "başkan olmak isteyenin" çok olması da son derece doğaldır.

Şu anda dört aday görünüyor...

Mevcut başkan Osman Köksal Bahar...

Kemal Aydın...

Engin Kızılkan...

Alaattin Toros...

Son derece hareketli, içten içe seçim çalışmalarının devam ettiği, çok fazla atmosferde görülmese de tozun-dumanın birbirine karıştığı bir seçim yarışı...

Peki, bu seçimi kim kazanacak ?..

Elbette hiç kimse "müneccim" değil ama, Zonguldak şoför esnafında oluşan genel kanaat mevcut oda başkanı Osman Köksal Bahar'ın bu seçimi rahat bir şekilde kazanacağı şeklinde oluşuyor.

Görüşlerini açıklayan şoför esnafından birçoğu, Osman Köksal Bahar'ın, yönetimde bulunduğu süre içinde temsil bakımından iyi bir sınav verdiğini, şoför esnafı adına mücadele edecek bir kimliğe sahip olduğunu ve tabandan büyük destek gördüğünü vurguluyor.

Esasen daha önce Osman Köksal Bahar'ın yönetiminde bulunan ve Kozlu bölgesinden seçime katılan Engin Kızılkan'ın bir "çıkış" yakalamak istediği gözlemleniyor ama, Osman Köksal Bahar'ın muhalifleri hep aynı cenahta bulunduğundan, bu muhalefetin, Osman Köksal Bahar'ın tabandan gördüğü destek yanında cılız kalacağı tahmin ediliyor.

Kongreye on kala önemli meslek odalarımızdan birine ilişkin izlenimler bu şekilde...

Son haftaya girildiğinde, yeni gelişmelere göre, yeni değerlendirmeler yapmak da mümkün olabilir.

Şoför esnafı "can" taşıyor, "ulaşım" gibi çok önemli bir hizmeti gerçekleştiriyor.

Talepleri var, sorunları var, beklentileri var...

Zaten kongre salonları da bunun için var...

Şoför esnafı üzerinden rant sağlamak isteyenleri değil, bu sorunların çözümü için mücadeleci kimliği olan insanları seçmek gerekiyor.

Bu yüzden şoför esnafı çok iyi düşünüp öyle karar vermeli...

Layık olanı seçmek en iyisidir.

 

DANIŞIKLI DÖVÜŞ MÜ ?..

 

CHP İl Başkanı Umut Başoğlu kendisine yöneltilen bir soru üzerine, özetle, " Şerafettin Turpçu nerede duracağını kendisi bilir, ancak biz Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında olacağız"  şeklinde açıklama yaptı.

CHP Kurultayına ilişkin bu sözlerin "zahiri" açılımı şu şekilde olabilir :

" CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu'nun, genel başkanlık yarışında Muharrem İnce'nin yanında olması bizi bağlamaz. Biz milletvekiline değl, genel başkana tabiyiz."

Tam "helal olsun Umut Başoğlu'na !.." diyecektim ki, siyasette her sözün "söylendiği gibi" algılanmaması gerektiğini hatırladım.

Aklıma şöyle bir soru geldi...

" Acaba bu bir siyasi manevra olabilir mi?"

Umut Başoğlu, il kongresinde kendisiyle birlikte hareket eden Şerafettin Turpcu hakkında genel merkezde oluşan negatif algının kendilerine de yansımaması için böyle bir açıklama yapmış olabilir mi?"

Bu konuda rivayet muhteliftir.

Sözgelişi...

Umut Başoğlu ve Çaycuma üst kurul delegeleri, kendilerini belli etmemek için kurultayda Muharrem İnce'ye imza vermemekle birlikte, pekala oy verebilirler.

Bu durum, Şerafettin Turpcu vasıtası ile önceden Muharrem İnce'ye anlatılmış da olabilir.

Bütün bunlar şimdilik birer varsayım gibi görülse bile siyasetin kaygan zeminlerinde her an herşey mümkündür.

Şunu belirtelim ki, Şerafettin Turpcu ile Umut Başoğlu arasındaki bu görüş ayrılığının "danışıklı dövüş" olduğunu vurgulayan CHP'yi üyelerin sayısı her geçen gün artıyor.

Umarız, öyle değildir.