Cumhuriyet olmazsa olmazımız, kırmızıçizgimiz, en önemli vazifemiz, onurumuz, gururumuz esasında her bir şeyimizdir. 

Nasıl seslendi Başkomutan Başbuğ Gazi Mustafa Kemal biz gençlere;

“Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.  

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. “

Asaletin vücutta şekil almış hali olan Atamız, Cumhuriyetin ve İstiklâlin ( bağımsızlık) önemimi birkaç satırda bizlere anlatmıştır. Anlayacağınız; Cumhuriyet müthiş bir değer, sonsuz bir hazinedir. Tabii ki de piyasada cumhuriyet adında çok fazla ve farklı söylem vardır; benim kastettiğim Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 Ekim 1923 ‘de ilan ettiği onur ve gurur dolu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu Cumhuriyet; hak – adalet – eşitlik, bilim – sanat – edebiyat, çağdaşlaşma – bağımsızlık – uygarlık, laiklik – seçme ve seçilme hakkı – kadına değer verme, eğitim – öğretim – kılık – kıyafet ve daha nice kavramları insanımıza sunmuştur. Dünyada çoğu gelişmiş ülkede kadının seçme hakkı bile yokken bu Cumhuriyet kadına seçilme hakkı vermiştir. Bu Cumhuriyet, kadını savaş uçağı pilotu da yapmıştır; dünyada böyle bir şeyler yokken. Anlayacağınız; bu Cumhuriyet nice yokluk içinde çok büyük işler yapmıştır. Bu Cumhuriyet insana insan olduğunu hatırlarmış, milli mücadele savaşından çıkmış olan vatandaşlarımızı onarmış ve hatta ufkunu açmıştır. Kesinlikle koşulsuz itaata karşı, fikir ve vicdan özgürlüğü sunarak bilimle – sanatla – edebiyatla insanlara gelişme yolu sunmuştur. Sanayiye, bilime ve eğitime önem vermiştir. Okuma – yazma kursları, meslek edinme kursları ve daha niceleri… Çok hızlı bir şekilde hem görsel olarak hem de düşsel olarak geliştirmiştir. 

Bu vesile ile Cumhuriyet’i bizlere armağan eden Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına şükranlarımı sunuyorum. Bu memleket uğruna canını vermiş tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum; ruhları şad olsun. Ayrıca tüm ulusumuzun da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlarım.