Enerji Bir-Sen tarafından hafta sonu ‘Temsilcilerle İstişare Toplantısı’ düzenledi. Öğretmen Evi’nde gerçekleştirilen toplantıya AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tombul, Enerji Bir- Sen Genel Başkan Yardımcısı Gürkan Kaya,  AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun, AK Parti Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır, Enerji Bir-Sen Zonguldak Şube Başkanı Sedat Güngör, Memur-Sen Zonguldak İl Temsilcisi Kamuran Aşkar, Ticaret İl Müdürü İsmail Maden, Büro Memur-Sen Şube Temsilcisi Ramazan Seyrek, MTA Bölge Müdürü İsmail Cebeci ve Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Toplantı öncesi katılımcılara kahvaltı verildi. Kahvaltı sonrası yapılan toplantının açılış konuşmasını Şube Başkanı Sedat Güngör yaptı. Güngör yerel ve ulusal birçok konuda açıklamada bulundu. Başkanlık Sistemi, Yeni Anayasa, Akademisyen İmzaları, terör, TTK, termik santral ve Filyos Projelerine bakış açılarını açıklayan Güngör ayrıca, Memur- Sen İl Temsilcisi Kamuran Aşkar ile birlik ve beraberlik mesajı verdi. GÜNGÖR: ‘KARANLIK KAFALI AYDINLARI KINIYORUM’ Enerji Bir Sen Zonguldak Şube Başkanı Sedat Güngör, sözlerine şöyle devam etti:  “Dünyanın ve ülkemizin çok hassas bir dönemden geçtiğini bu günlerde yapacağımız bu istişare toplantımızın, sendikamıza, üyelerimize ve tüm kamu çalışanlarına hayırlar getirmesini diliyorum. Sevgili dostlar, konuşmama başlarken öncelikle ülkemizin bir bölgesinde devam eden bölücü terör örgütlerinin alçakça ve kalleş saldırılarında hayatını kaybeden bütün kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralanan kardeşlerimize de acil şifalar diliyoruz. Şehit ve gazilerimizin elemli ve değerli ailelerine hayırlı sabahlar diliyorum. Ülkemiz küresel emperyalizmin ve siyonizmin planlı saldırısı altındayken, bunları görmeyen, bunların taşeronları olan PKK, İŞİD DHKPC ve benzeri terör örgütlerini kınamayan ve onları terör örgütü ilan edemeyen, bunun yanında kendi devletini katil ilan edebilecek kadar alçaklaşan, karanlık kafalı aydınlık geçinen zavallı sürüngenleri de huzurunuzda şiddetle ve esefle kınıyorum.” GÜNGÖR: ‘YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİNİ DESTEKLİYORUZ’ Zonguldak sorunlarına bakış açılarını açıklayan Güngör, şu şekilde devam etti: “Uzun zamandan beri planladığımız ama bugüne nasip olan istişare toplantımızın esas gayesi, üçüncü dönem toplu sözleşmeden sonra, toplu sözleşme kazanımları hakkında, temsilcilerimizin ve delegelerimizi bilgilendirerek, bu edinilen bilgilerin doğru olarak tabana yansımasını sağlamaktır. Mutlu ve güçlü devlet ideali için, yeniden büyük ve bulunduğumuz coğrafyada sözü dinlenen bir Türkiye için, siyasetteki dağınıklığın önlenebilmesi için, bugün de yeni anayasa ve başkanlık sistemini de desteklediğimizi tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bize göre TTK, yeniden yapılandırılarak verimliliğin arttırılması sağlanmalıdır. TTK varlığını üretken, ekol ve okul olarak rantabıl bir şekilde sürdürmelidir. Diğer bir konu da termik santrallerdir. Bu konuda bizim görüşümüz şudur. Her zaman olduğu gibi insan sağlığına ve çevre duyarlılığını önceleyen sistemlerle ülke ekonomisine katkı sunmayı sürdürmelidirler. Şehrimizde işsizliğin önlenmesi ve ekonomisine katkı sağlanmasına yarayan her türlü yatırımın, iş sağlığı ve işçi güvenliği kurallarına uyarak, önünün açılması gerektiği kanaatindeyiz. Filyos Projesi ise, bize göre bir an önce, söylemden çıkıp, eyleme geçilmesi gereken çok önemli bir konudur. Bu nedenle Filyos Projesi Zonguldak’ın değil, Türkiye’nin vazgeçilmez projelerinden biridir.” AŞKAR: ‘ELBİSE CÜSSEYE DAR GELİYOR’ Mevcut Anayasanın değişmesi gerektiğini ifade eden ve artık Türkiye’yi taşıyamadığını öne süren Memur-Sen Zonguldak İl Temsilcisi Kamuran Aşkar, şunları söyledi: “Özellikle 3 nokta hususunda görüşlerimi belirtmek istiyorum. Bunlardan birisi, Ocak ayında Memur Sen’in enflasyon rakamları açıklandı. Enflasyon rakamlarıyla beraber, Memur Sen’in açıkladığı rakamlarla baktığınızda, Ocak ayında açlık sınırının maalesef bin 534 TL olduğunu, yoksulluk sınırının da 4 bin 125 TL olduğunu görüyoruz. Ocak ayında asgari ücret yüzde 30 arttı ama bin 300 TL asgari ücret verdiğiniz bu ülkede, devletin açıkladığı resmi açlık sınırının altında hala asgari ücret olduğunu bilmenizi istiyorum. Memurlarımızın 2 bin TL civarı maaş aldığı bir ülkede, yoksulluk sınırının 4 bin 125 TL olması, Memur Sen adına, bundan sonraki toplu sözleşmelerde, işimizin daha zor olduğunu ve daha çok çalışmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Üzerinde durduğumuz başka bir nokta yeni Anayasa. Mevcut Anayasa, artık bu ülkeyi taşımamaktadır. Yani bu elbise bu cüsseye dar gelmektedir. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan 4 anayasa var. Hepsi olağanüstü şartlarda ve askeri darbelerle yapılan anayasalardır. Bu ülkede artık sivillerin de, siyasi iradenin de Anayasa yapabileceğini, yapılacak Anayasa ile 78 milyonun tamamının kendisini içerisinde bulacağı yeni bir Anayasa, bu ülkenin olmazsa olmazı olacaktır.” GÜNGÖR:  ‘YERLİ KÖMÜR KULLANILMASI ZORUNLU OLSUN’ Zonguldak’ta termik santral kurulacaksa, ilk kuralın yerli kömür kullanılması olması gerektiğini ifade eden Aşkar, şu şekilde konuştu: “Zonguldak’ı tarif ettiklerinde şunu söylüyorlar. Denizi var, limanı var ama feribotu yok. Demiryolu var, treni yok. Havaalanı var, uçağı yok. Bitmeyen yolları ve tünelleri var. Yokların olduğu bir şehir. Cumhuriyetin ilk şehri olmasına rağmen, Cumhuriyetin zenginliklerinden en az faydalanan şehirde yaşıyoruz. Zonguldak yeterince termik santrale kavuştu. Zonguldak insanının sağlığı her şeyden çok önemlidir. Bundan sonra Zonguldak’ta termik santral kurulacaksa, mutlaka öncelikle Zonguldak kömürü yakmak şartıyla kurulmalıdır. Biz bazı sendikalar gibi, adını duyduğumuz an her şeye karşı çıkanlardan değiliz. Ülkenin kalkınması için enerji olmazsa olmazdır. Ama insan sağlığı, her şeyden önemlidir. Varsın ilkel şartlarda yaşayalım ama insanlarımız 40 yaşlarında kanserden ölmesin.” TOMBUL: ‘BUNDAN GURUR DUYUYORUZ’ Sözlerine Başöğretmen Şükrü Yavuz Ortaokulu Öğretmeni İsmail Gündoğlu’nun hayatını kaybetmesi nedeniyle, baş sağlığı dileyerek başlayan Enerji Bir Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tombul, sözlerine şöyle devam etti: “Sözlerime başlamadan önce, sabah saatlerinde hayatını kaybeden öğretmen arkadaşım İsmail Gündoğdu’ya Allah’tan rahmet dilemek istiyorum. Güneydoğu’da vuku bulan olaylarda şehit olan tüm emniyet birimlerimizi Allah rahmet eylesin. Gazilerimize, Allah şifa versin diyorum. Ülkemizi de bu illetten tez zamanda kurtarsın. Medineliler nasıl Mekke’den gelen muhacirlere kapılarını açtılarsa, Türkiye’de ki insanlar da, gelen insanlara evlerini ve ocaklarını açtı. Bu belki de en büyük övünç kaynağımız. Tabi Dünya, bu konuda ‘Üç maymunu’ oynuyor. Tarih 1400 sene öncesine tekrar gitti. 80’li yıllarda Bulgaristan’dan gelen 350 bin kadar soydaşımıza kapımızı açtık. Yunanistan’dan, Balkanlardan, Rusya’dan gelen Çeçen’ler de geldi. Demek ki Türkiye hala sığınılacak kapı. Bundan gurur duyuyoruz.” TOMBUL: ‘Herkesin benimseyebileceği bir anayasa’ Memur-Sen olarak yeni Anayasanın yanında olduklarını dile getiren Tombul, şunları dile getirdi: “Memur Sen olarak, yeni Anayasa’dan yanayız. Bunlardan bir tanesi de Başkanlık veya Hükümet Sistemi. Yeni Anayasa’yı sadece hükümet veya yönetim sistemine indirgersek, bu işin içerisinden çıkamayız. Demek ki yeni ve sivil Anayasa, bizim için önemli. Bizim Anayasamız olması lazım. Herkesin benimseyeceği bir Anayasa olması, insandan korkmayan, devleti değil, insanı kutsayan bir Anayasa olması lazım. Yeni Anayasa ile birlikte, kamu sisteminde de bir değişiklik söz konusu. Bunu yetkili veya yetkisiz ağızlar, çok fazla dillendiriyor. Mevcut Anayasanın varlığı halinde, şu andaki 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, veya buna bağlı olarak çıkarılan 399 Hakimler ve Savcılar Polis Salahiyet Kanunu veya Askeri Personel Kanunu üzerinde köklü bir değişiklik yapmanız mümkün değil. Memuriyet sistemi olmayan, hiçbir ülke yoktur. En küçük ülke olan Vatikan’da bile bir memuriyet sistemi vardır.” TOMBUL: ‘3. KANUN YAPILIYOR’ 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetinin giderilmesi için 3.kanunun yapıldığını açıklayan Tombul, şunları aktardı: “28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin tekrar giderilmesi için, 3.kanun yapılıyor. Belki bu da yetmeyecek. Bizim bilmediğimiz daha neler olmuş. Toplu Sözleşme kazanımları elimize geçti. Üzerinde çalışılacak iki konudan birisi, bütün kitleleri ilgilendiriyordu, diğeri de sadece Devlet Hava Meydanlarını ilgilendiriyordu. Bunlardan Temel Ücret Gruplarının 5’ten 3’e indirilmesi noktasında çalışma tamamlandı ve YTK’ya sunuldu. YTK’dan çıktıktan sonra kurumlar aracılığıyla sizlere getirilecek. YTK’dan ayrıca şunu talep ediyoruz. Ülkemizin coğrafi gelişmişliği, birbirinden çok farklı. Çalıştığı yere ve işin zorluğuna göre bir tazminat veya bir farklılık oluşsun. Eğer sağlayabilirsek, bunu YTK’da sağlayacağız. Sağlayamazsak önümüzdeki Toplu Sözleşmede, en önemli hedeflerimizden biri olacak.” ÇATUROĞLU: ‘SİZİ YOL ARKADAŞI OLARAK GÖRÜYORUZ’ Hak-İş, Memur-Sen ve Enerji Bir-Sen’i bir fotoğrafa aynı gözle bakan 3 grup olarak düşündüklerini belirten AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Biz gerek Hak-İş, gerekse Memur Sen Konfederasyonunu ve Enerji Bir Sen camiasını, bir fotoğrafa aynı gözle bakan 3 grup olduğunu düşünüyoruz ve sizi yol arkadaşı olarak kabul ediyoruz. Düşüncelerinize değer veriyoruz. Taze bir milletvekiliyiz. 7 Haziran sonrası bir hükümet kurulamayınca, milletvekili olduğumuzu anlamadan ikinci seçime kollarımızı sıvadık. Bu süre içinde Zonguldak’ın sorunlarını ilgili kurumlara taşıma noktasında, ciddi çabalarımız oldu. Allah’a şükür 1 Kasım seçimleriyle birlikte vatandaşlarımız, tekrar istikrar ve güvene oy verdi. Fetret dönemi de böylece kapanmış oldu. Bütün kanunlar genelde Plan ve Bütçe Komisyonunda geçiyor. Hazırlanan mevzuatlar bize geliyor. Sonrasında Genel Kurula gidiyor. Yoğun bir çalışma temposu içerisindeyiz. Geçen haftaya kadar, bu tempomuz devam ediyordu. Ancak 1 haftalık tatil verildi. Pazartesi’den itibaren sabah 10.00’da başlıyor, gece ne zaman biteceği belli değil. Muhtemelen Şubat ayı da bu şekilde devam edecek. Bu bizim komisyonumuz açısından hiç bitmeyecek bir durum. AK Parti hükümetlerinin bir özelliği var. 2002’den beri seçimden önce verilen bütün sözler, seçimden sonra Hükümet Programı haline getirilmiş ve uygulamaya geçmiş. 1 Kasım’da da bunu yaptık. Ne söz verdiysek, kendimizi belirli bir süreye bağlayarak, 60, 90, 120 günlük, 6,12 aylık, 2 veya 4 yıllık programlar şeklinde yaptık. TBMM’nin yapısı şu, iktidar kanun çıkartmak üzerine yoğunlaşmış, muhalefet te çıkarmamaya yoğunlaşmış gibi bir durum var. Bunu tersine çevirmek için çaba sarf ediyoruz. Bu uzlaşma ne zaman sağlanır, bilmiyoruz. Ama sağlandığı zaman, Türkiye’de her şeyin normalleşeceğinin habercisi olacağını söyleyebiliriz.” ÇATUROĞLU: ‘YENİ BİR ANAYASA ÇALIŞMASI İÇERİSİNDEYİZ’ Yeni bir Anayasa çalışması içerisinde olduklarını dile getiren Çaturoğlu, şunları ifade etti: “Yeni bir Anayasa çalışması içerisindeyiz. Bununla ilgili komisyon oluştu. Bir de partiler arası bir grup var. Bunlardan iyi netice almayı bekliyoruz. Bugüne kadar parlamento, bu ülkede hiç Anayasa yapmamış. İnşallah bize nasip olur. Bir darbenin verdiğini, öbürü almış götürmüş. Bunun değişmesi taraftarıyız. Türkiye’de zaman zaman yasama, yürütme ve yargının dışında, çeşitli güçler türemiş. Onlar 5’nci, 6’ncı ve 10.kuvvet olacakları yerde yürütmeyi, yasamayı ve yargıyı dizayn etmişler. Geçmişte bunun örnekleri çok. Komisyonlarda zaman zaman tartışıyoruz. En son komisyonda Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken, aynı günde Cumhurbaşkanımız Kaymakamları davet etmiş. Orada gündem konusu oldu. Cumhurbaşkanımız: ‘Bir mevzuat karşınıza geldiği zaman, bunu vatandaştan tarafa yorumlayın, kanunkeş olmayın ve mevzuatçı kesilmeyin. Vatandaşın lehine ne varsa, onu uygulayın.’demiş. Tabi bizim muhalefet Kaymakamlara kanun kitap dinlemeyin dendi diye yorumladı. Ayrıca muhtarlardan sonra, Kaymakamların Külliyede ağırlanmasını tasvip etmiyoruz dediler. Ben de görüş vermek istedim ve: ‘Birincisi, Kaymakamlara verilen yetki, kanun karşısında vatandaşın tarafında olmaktır. Bununla ilgili şu örneği verdim. Bizim Sosyal Yardımlaşma vakıflarımız var. İllerde Valilik, ilçelerde Kaymakamlık başkanlık yapıyor. Bunların yardım yapabilmesi noktasında ailenin gelirine bakılıyor. Bu işin teorisi bu dedim. Ama pratikte şöyle şeyler oluyor, ailenin geliri var ama borçlanmış. Bütün geliri hacze gidiyor. Bu durumda ne yapacak? Kaymakam pratik davranacak. Adam hata yapmış diye ailenin karnı doymayacak mı? Isınmayacaklar mı? Bu noktalarda bürokratlara verilen bir yetkidir bu dedim. İkincisi 28 Şubat sürecinde General ve belirli yargı mensuplarını, belirli merkezlerde toplayıp, bunları meşru hükümet aleyhine kışkırtmaya zorladığınız zaman, hiç sesiniz çıkmıyordu dedim. Cumhurbaşkanı Kaymakamlarla bir araya geldi diye buna karşı oluyorsunuz dediğimizde sesleri çıkmadı. Bu ülkede herkes kendi ölüsüne ağlıyor. Eğer herkes birbirinin cenazesine ağlama noktasına gelirse, bu bir çözüm noktasına gelindiğinin işaretidir.”
Editör: Haber Merkezi