MHP İl Başkanı Hamdi Ayan, Kanal Z Genel Yayın Yönetmeni Simge Kırlı’nın sunduğu Günün Konusu programına konuk oldu. Birçok konuda önemli açıklamalar yapan MHP İl Başkanı Hamdi Ayan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başkanlık yarışına girerek, seçimi kaybetmesi durumunda, siyaseti bırakacağını ve İl Başkanlığından istifa edeceğini açıkladı. Zonguldak sorunlarına da değinen MHP İl Başkanı Hamdi Ayan, siyasi partileri eleştirirken, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ile ilgili övgü dolu sözler söylemesi de gözlerden kaçmadı.  ‘Putin, ülkücüleri ve MHP’lileri hedef alıyor’ Rusya Devlet Başkanı Putin’in, ülkücüleri ve MHP’yi hedef alan açıklamalar yaptığını öne süren MHP İl Başkanı Hamdi Ayan, şunları söyledi: “Terör Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli bir hadise değil. Bir 17 devlet kurmuş, 17 devlet yıkmış bir ülkeyiz. Dönemler içerisinde terörün toparlanabileceği bir süreç tanırsanız, örgütlenebiliyorlar. Bunu Türkiye nezdinde düşünmemek lazım. Çok uluslu devletler de bunun içerisinde. Müttefik dediğimiz devletlerin destekleriyle varlıklarını sürdüren katil bunlar. Son dönemlerde yaşadığımız olaylar malum. Suriye kanadında PYD ve YPG yapıları var. 2002 öncesi koalisyonda, MHP başta olmak üzere, bir kararlılık vardı. Bu kararlılık neticesinde 1999-2002 arasında bir şehit vermedik. Terör adeta kendi kendini dağıtma noktasına geldi. AK Parti’nin iktidara gelmesiyle bunlar bir hareket buldular. Çözüm Süreci denen 3 yıllık bir süreç işledi. İyi niyetli bir süreç te olabilir. Böyle de bakmak lazım. Bir anlaşma yoluyla çözülebileceğini düşündüler ama MHP Genel Başkanı her zaman terörün müzakere ile değil, mücadele ile çözülebileceğini söyledi. Bu süreçte MHP yine haklı çıkmıştır. Oradaki arkadaşlarımızla görüştüğümüz kadarıyla, orada şehirlerin altına, kabloyla bomba yerleştirilmiş durumda. Bu kadar güçlenmiş ve bu kadar düzenek hazırlanmış bu süreç içerisinde. Şu anda hükümetin, bu konuda kararlı olduğunu görüyoruz. Genel Başkanımız bunun üzerine çıktı ve: ‘Terörle mücadelede sonuna kadar işin peşine gidilmeli dedi. Gelinen süreçte ciddi manada teröristlere ciddi zarar verildiği görülüyor. Ama şu 3-4 gün içerisinde iş tersine dönmeye başladı gibi görünüyor. Burada da şehitler vermeye başladık. Allah’tan hiçbir askerimizin ve polisimizin şehit olmamasını temenni ediyoruz. Sonuna kadar mücadele yapılması lazım. Mücadeleyi eksik kestiğiniz zaman, güçlenebiliyorlar. Burada hükümetin bazı şeyleri dinlemesi lazım. Biz biliyoruz edasıyla bu işler olmaz. Ben özür diliyorum, aldatıldım gibi cümleler, kaybedilenleri geri getirmiyor. Rusya’nın uçağının düşürülmesi sonrası, Cumhurbaşkanı kahraman edasıyla, ‘Biz bunu yaparız’ gibi bir şey söyledi ama bunun devamı gelmedi. Bu tür politikalarda adım attığınızda geri adım atmamanız lazım. Putin: ‘Türkiye’de ülkücüler ve MHP olduğu sürece, bu işin de başına çıkılamayacak’ yönünde bir açıklama yapmıştır ve ülkücüler hedef alınmıştır. Dikkat ederseniz Bayır Bucak bölgesinde şehit olanlar da var. Bunlardan biri bizim İstanbul teşkilatımızdan. Ocakçı gençlerimiz oraya gitti. Rusya, Türkmenleri hedef aldığında, diğer partilerin gençlik yapılanmaları, biz de oraya geliyoruz gibi açıklamalar yaptı ama ülkücülerden başka kimsenin oraya gitmediğini görüyoruz. Bu MHP’nin yapısıdır. Terörle müzakere olmaz mücadele olur. Hükümette bu konuda ciddi adımlar attı. Bunları desteklemek lazım.” ‘Türkiye’ye sahip çıkılmıyor’ Mülteci konusunda Türkiye’ye sahip çıkılmadığını ifade eden Ayan, şunları dile getirdi: “Cumhurbaşkanı düzeyinde çağrılar yapılmasına, BM’den karar çıkmasına rağmen, bu konuda Türkiye’ye sahip çıkılmıyor. Mülteci rakamlarının önümüzdeki dönemlerde 3 milyona dayanacağı söyleniyor. Sıkıntı büyük. Türkiye’nin ekonomik olarak kendi sıkıntıları var. Bunun insani bir boyutu da var. Hafta sonu Yalova’ya düğüne gittiğimizde, sokakta Türkçe konuşanları gördüğümüzde sevindik. Zonguldak’ta bu kadar yok ama Yalova’da caddelerde çok Suriyeli var. Buna uluslararası bir çözüm bulunması lazım. Buna sadece Türkiye olarak çözüm bulamıyorsunuz. Türkiye’nin sıkıntısı bence şu. Zamanında Bakanlar Kurulu Esad’la birlikte yapıldı. Kardeşim falan dendi. Sonra ne olduysa her şey tersine döndü. Hükümet Esad Rejiminin yıkılması yönünde bir politika geliştirdi. Türkiye’nin uluslararası politikalarda söylem ve eylemlerine dikkat etmesi lazım. Türkiye kendini yönetemeyecek durumdayken bunlara bakmak lazım. Bunun sonu nereye gelecek. Suriye ve Irak’ta istikrarın sağlanması lazım. Bu insanların kendi memleketine göç ettirilmesi lazım.” ‘Türkiye işin içine çekilmeye çalışılıyor’ Şu an sürecin Türkiye’nin işin içine çekilmesi noktasına geldiğini ifade eden Ayan, şu şekilde konuştu: “Suriye’nin parçalanmasını enerji, su ve yanlış politikalar olarak değerlendirebilirsiniz. Başlangıçta BOP diye adlandırılan bir proje var. 200 yılında ABD Dışişleri Bakanı bir açıklama yaptı. Sınırların değişeceğini, projenin destekleneceğini ve bu proje ile en az 20 ülkenin sınırlarının değişeceğini söyledi. Sınırları değişmesi beklenen bölge Suriye, Irak ve Türkiye’den bahsediliyor. Şu an süreç, Türkiye’nin işin içine çekilmesi noktasına geldi. Petrol ve doğalgazın bulunduğu bölgede, timsahların gözleri var.  Suriye PKK’nın odaklandığı ve desteklendiği bir bölgeydi. Ona bakarsanız Irak’ın Kuzeyinde bu konuda daha ilerlemiş durumda.” ‘Biz kötü etkileniyoruz’ MHP’nin Genel Başkanlık yarışının kendilerini olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Ayan, sözlerini şöyle sürdürdü: “1 Kasım seçimlerinden sonra parti içerisinde muhalefet dediğimiz kanadın harekete geçtiğini gördük. Şunu ifade temek lazım. MHP 47 yıllık kökleşmiş bir partidir. Bu süre içerisinde 11 kez olağan kongresini yapmıştır. Genel Başkanımız şunu söyler. Politikalarda hata olabilir ama bunun hesaplaşma yeri olağan kongrelerdir. MHP’nin diğer ortadan kaybolan siyasi partiler gibi, ortadan bölünmeyeceğini ifade etmiştir. Bu bakımdan biz Genel Başkanımızın bu sözünün arkasında olmuştur. Tüzüğümüzde Olağanüstü Kurultayın önü açıktır. Delegenin 5’te 1’i 247 imza ile toplanabiliyor. Aynı tüzük üzerinde şu ifadeler de yer almakta. MHP’de Olağanüstü Kongrelerde seçim yapılamaz. İfade ve ibareler bu kadar net iken, MHP bu süreçte oyalanmak istenirken, diğer Genel Başkan adaylarının böyle hareket etmesini anlayamıyoruz. Herkes Genel Başkan olabilir. Ama onların yapmış olduğu çalışmalar taşra dediğimiz bizi etkiliyor. Bu nasıl oluyor. Arkadaşlarımızın bir tanesi Meral Hanımdan, diğeri Sinan Beyden, bir tanesi de Koray Beyden taraf oluyor. Siyaset elbet olacak ve MHP yaşayacak, aceleniz nereye? Zonguldak’ta imza veren yok.” ‘İl başkanlığını bırakırım’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin siyaset yarışına girmesi ve kaybetmesi durumunda il başkanlığını bırakacağını iddia eden Ayan, şunları aktardı: “Görevi bırakıp bırakmayacağını kendi bilir. Genel Başkanımız Türkiye’yi ve siyaseti çok iyi bilen biri. İnsanlar şuna aldanmasın. Bir Genel Başkan var, makamını kurtarmak için Genel Başkana sahip çıkıyor diye düşünmesin. Duruşumuz bellidir. Arayan arkadaşlara da bizzat söyledim. Ben siyasete gözlerimi Bahçeli ile açtım. Onun Türkiye sevgisini bildiğim için, tavrımı net olarak açıklıyorum. Diğer illere gidip şunu söylüyorum. Eğer Genel Başkanımız kurultayda bir siyaset yarışına girer ve kaybederse, bilin ki ben siyasette yokum. İl Başkanlığını bırakırım ve kesinlikle durmam. Genel Başkanımız ben olmuyorum diye işaret ederse, onun emrinde oluruz. Genel Başkanımızın işaret ettiği yerde oluruz. Bartın ve Karabük’te 1, Bolu’da 3, Kastamonu’da 7 imza var diye biliyorum. Batı Karadeniz Bölgesinde az imza var.”  ‘Tekrar Bahçeli’ye oy verirler’ Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin aday olduğunu söylemesi durumunda imza veren 200 civarı kişinin, yine Bahçeli’ye oy vereceğini öne süren Ayan, şunları dile getirdi: “Siyasi partiler kanunu ve parti tüzüğü yasal bir süreç vermiş. Keyfi bir durumu olanlar, Genel Başkanlığa aday olanlar. Onların Genel Başkan olma sevdaları, Zonguldak’ta beni sıkıntıya sokuyor. Biz diyoruz ki MHP’ye Genel Başkan olabilirsiniz, bunda bir sıkıntı yok. Biz şunu söylüyoruz. Tüzükte Olağanüstü Kurultayda seçim yapılamaz denmesine rağmen, neden bunu zorluyorsunuz? Gelin Olağan Kongrede aday olun. Bunu Genel Başkanımız söylemiştir zaten. 500 küsür imzadan 200 civarı zaten bizim arkadaşımız. Genel Başkanımız ben adayım dediğinde, o 200 civarı imza veren arkadaşımız Genel Başkanımıza oy verecek, ben biliyorum. Benim bu teşkilatlarda ömrüm geçti. Bu sürecin MHP’ye bir şey kazandıracağına inanmıyorum. MHP’yi adeta bölercesine, dağılması aşamasına götüren bir sürece götürüyorlar. MHP’yi mecliste istemeyen bir Cumhurbaşkanı var. MHP’yi hedef almış bir Rusya Başkanı Putin var. Böyle bir süreçte MHP’nin zedelenmemesi lazım. Bu nedenle Genel Başkanımız kongreleri 1 yıl geriye aldı.” ‘Algı operasyonu yürütüldü’ 7 Haziran’dan sonraki süreçte MHP Genel Başkanına yönelik, ‘Hayırcı’ olduğu yönünde açıklamaları olduğunu dile getiren Ayan, şu şekilde devam etti: “Bunun sonucunu Genel Başkanımız il başkanları toplantısında net olarak ifade etti. Burada bir başarı var dememiz mümkün değil. Toplantı içerisinde 7 Haziran seçimleri akşamı, Genel Başkanımızın yaptığı açıklama bir algı operasyonuna döndürüldü. Genel Başkanımız orada 50 dakikalık bir süreçle ilgili, sandık iradesiyle ilgili bir açıklama yaptı. Yaptığı açıklamalar da siyasi ahlak açısından bakıldığında, yüzde 100 doğru açıklamalar. Genel Başkanımızın hayırcı olduğu yönünde bir algı operasyonu düzenlendi. Bu hareketi 17 kanal, 77 köşe yazarı ile algı operasyonuna dönüştürdü. Basın ve sosyal medyanın insanın üzerinde çok ciddi bir algı yaptırımı var. MHP’yi destekleyecek böyle bir yayın organı ve köşe yazarı olmadığı sürece, bunları biz anlatmaya çalıştık. MHP her şeye hayır diyor dendi. Zonguldak’ta 25 bin oy kaybetti. CHP her halükarda evet dedi, Zonguldak’ta 9 bin oy kaybetti. Evet diyen de hayır diyen de kaybetti. Bunun incelenmesi gerekiyor. Zonguldak kaybeden bir şehir. Özcan Ulupınar’da umutsuz. 2-2-1 olur dediği görüldü. Bir baktı milletvekili seçilmiş. Bizim arkamızda basın ve medya gücü olsaydı ve sosyal medyayı onlar kadar iyi kullanabilseydik, 40 çıkacağına yine 80 çıkardı. Yerelde bunu değerlendiremedik. Yazan çizenler ve televizyonu olanlar da şu an içeride. An itibariyle AK Parti ülkeyi eline almış durumda. Eğer bu süreçte MHP parçalanmazsa, bu iş bizim il başkanları, ilçe başkanları ve ocak başkanlarına da dayanacak. MHP’nin orada olması Cumhurbaşkanının dengesini bozuyor.” ‘Kasım’da yeniden seçim’ Yeni Anayasa için kurulan komisyondan bir şey çıkmayacağını ve Kasım gibi yeni Genel Seçim olabileceğini düşündüğünü aktaran Ayan, şunları söyledi: “Yeni Anayasa için bir komisyon kuruldu. Bu komisyondan bir şey çıkmaz. Burada referandum söz konusu. Bunun için de 330 milletvekili söz konusu. AK Parti’nin şu an 316 milletvekili var. Meclis Başkanını saymazsanız 316. 330 sayısını bulamayacağına göre, AK Parti referanduma gitmeyecek gibi görünüyor. Cumhurbaşkanının kafasında bir başkanlık modeli de var. Referanduma gidememek te onun için bir kar gibi görünüyor. İşte ben halkıma soracaktım ama gidemiyorum gibi. O zaman bir seçim daha yapmak lazım. İş buraya gidiyor şu an. Kasım veya Aralık aylarında yeni bir Genel Seçim olabilir. Başkanlık Modelinin onaylanması için meclisten 367 sayısının çıkması gerekiyor. Türkiye’yi bu kadar elinin içine almasına rağmen, bir başkanlık deyip tutturmuş. Biz de bunu anlamıyoruz. ABD Başkanı Obama’da bu kadar hak yok. Türkiye’de 36 etnik köken var, Kürt sorunu var diyen Cumhurbaşkanı, sonra çıkıp: ‘Kürt sorunu yok’ dedi.” ‘Çözüleceğine inanmıyorum’ Rödevans sorununun çözüleceğine inanmadığını ifade eden Ayan, düşüncelerini şöyle aktardı: “Eğer sorun Faruk Çaturoğlu’nun dediği gibi çözüldüyse ve kendisi arkadaşlara işçilerinizi geri alın çağrısı yapıyorsa ve bu aşamaya geldiyse kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu aşamaya gelmesinde bir katkımız olduysa, ne mutlu bize. Biliyorsunuz konunun muhatabı iki Bakan, Zonguldak’a davet edildi. Biri Enerji, diğeri Çalışma Bakanı. Yılbaşı gecesi geldiler. Madene giriş ve çıkışlarında bir müjdeleri olabileceğini söylediler. Müjde zaten olan bir şeydir. Metin Demir’in hazırlayıp sunmuş olduğu bir rapor vardı ellerinde. Bu raporun incelendiğini ve Bakanların buna göre Zonguldak’a müjde verebileceğini söylediler. Vatandaşlar, bu saatte geliyorlarsa, müjde vermeye geliyorlar zannetti. Biz de öyle zannettik. Onlar, Ocak ayı içerisinde gerekli çalışmaları yaparak, Zonguldak’a müjde vermek istediklerini söylediler. Yapılan bir şeyin müjdesini verebilirsiniz. Müjdeleyebiliriz deyip, vaat etmek kadar saçma bir şey yok. Yaptıkları açıklamalardan bunun hayal olduğunu gördük ve milletvekillerimizi harekete geçirdik ve MHP’nin de bu sürece katkı sağlamasını istedik. Hemen MHP Manisa milletvekilimiz Erkan Akça ile görüşerek, rödevans sorununun çözülmesini, aksi takdirde buradaki işsizliğinin artacağı yönünde düşünce ifade edildi ve bunun üzerine imza kampanyası başlatıldı. Araştırma önergesi meclise verildi. Bu önergeyi Zonguldak’a verdiğimizi söylerken, Sayın Ulupınar çıktı ve: ‘MHP’nin böyle bir şey yapmasına gerek yok. Biz zaten hallediyoruz.’ dedi. Biz de bu cümleye kızdık. Bu söylenecek bir ifade değil. Ben biliyorum. Siz Zonguldak milletvekilleri olarak Başbakanla ve Cumhurbaşkanıyla görüşemiyorsunuz. Siz Zonguldak sorunlarını tartışamıyorsunuz. İki bakan Zonguldak’a geldiğinde: ‘Burada böyle bir sorun var. Bunun çözülmesini istiyoruz. Halk bu konuda müjde bekliyor.’demeleri lazımdı. Bunu bırakın Başbakan’a Bakana bile söyleyemediler. Cumhurbaşkanının yeni yöneticileri muhtarlar. Milletvekili veya bakanlar değil. Böylesi bir yapının içinde, yöre milletvekillerinin elini güçlendirmek lazım. AK Parti İl Başkanı bu konuda ilk açıklamayı yapan kendisi. Sanırım Şubat başında bu iş çözülecek dedi. Sanırım milletvekilinin dediği şu. Meclis tatile girmeden önceki bir torba yasanın içerisinde, bu konu ile ilgili bir yasanın çıktığını ve bu yasanın içerisinde rödevanslı sahaların olduğu yönündedir bu açıklama. Açıklama konunun bakanlara yetki verildiği yönünde. Evet böyle bir sıkıntı var. Bu sıkıntıyı bakanlar çözsün yönünde bir yasadır bu. Bu işi çözmeyen zaten bakanlar. Ben bu işin çözüleceğine inanmıyorum.” ‘Metin Demir’den bilgi aldım’ Rödevans sorunu ile ilgili TSO Başkanı Metin Demir’i arayarak, konu hakkında bilgi aldığını dile getiren Ayan, şu konulara dikkat çekti: “Zonguldak TSO Başkanının yoğun gayretleri olduğu, milletvekilleri ve grup başkan vekilleriyle görüştüğü zaman, ben de kendisini aradım. Sayın Metin Demir’i aradım ve konu hakkında bilgi aldım. Sağ olsun, o dosyayı bize de verdi. Olumlu görüyoruz, sıcak bakılıyor ve çözülebileceğini umut ediyoruz ve bu konuda bakanları da davet ettik. Bir müjde bekliyoruz sözünü duyunca, biz de umutlandık. Soma torba yasası altında yasayı çıkartan bu hükümet. Çıkarmış olduğu yasayı, hiçbir hükümet atmaz veya rafa kaldırmaz. Topu taca atıyorlar ve zaman dolduruyorlar. Ben sahaların boşaltıldığını ve konvoyların söküldüğünü biliyorum. Bunun bir yasaya dayanması lazım. Milletvekillerinin son bir haftadır yaptığı açıklamalara bakın. Hastane konusu çıktı, Özbakır, Çaturoğlu, Ulupınar ve Tosun açıklama yaptı. 4 açıklamanın birbiriyle ilgisi yok. Milletvekilleri günü kurtarmak için, laf olsun diye ve ekranları doldurmak için bir şeyler söylüyorlar. Bu söylenenlerden Zonguldak zararlı çıkıyor. Bu hükümetin Zonguldak’la hiçbir derdi yok. Duble yolu bitmemiş Zonguldak’tan bahsediyoruz. Devrek- Ereğli yolu girişi patates tarlası. MHP olarak siyaseten ne yapmam gerekiyorsa, yine yaparım. Şubat ayında da bu mesele çözülmezse, Madenci Anıtı ve Vergi Dairesi önünde, ‘Bu milletvekillerinden desteğinizi çekin’ diye imza kampanyası başlatacağız. ÇATES’in özelleşeceğinin söylenmesi üzerine, o karda ve yağmurda imza kampanyası başlattık. Bu imzaları Cumhurbaşkanına, Başbakana ve Enerji Bakanına gönderdik.” ‘Ankara’ya yol yapmakla TTK’ya işçi alınmaz’ Genel Seçimler nedeniyle TTK’ya bir kısım işçi alınabileceğini belirten Ayan, şu görüşlere yer verdi: “Sendika başkanının bir yaptırımıyla veya iyi niyet çerçevesinde Milletvekillerini bir araya getirerek, Ankara’ya yol etmesiyle TTK’ya işçi alınmaz. Bakın önümüzdeki yılın başında olası bir erken Genel Seçim nedeniyle, Zonguldak’tan oy almak için TTK’ya bir kısım işçi alınabilir. Bu da seçim almak için alınır. Başkanlık Sistemi için hiçbir kayıp düşünmeyen ve MHP’yi meclis dışında bırakmaya çalışan bir hükümet var. Erken seçim olacaksa, TTK’ya işçi sendika istemeden de alınır. Eğer erken Genel Seçim yoksa, TTK’ya bakış açısı belli. TTK özelleşir veya devredilir. Sendika başkanının bu işleri iyi niyet çerçevesinde götürmeye çalışmasından bu iş çıkmaz. Sendikalar direnç yeridir. Bir-iki dönemdir seçilen sendika başkanlarının hükümete yakınlığı nedeniyle bu işler artık ‘lay lay lom’ oldu.” ‘Ahmet Demirci bu işi kaldıramayacak’ Ahmet Demirci’ye söylediği bir sözden dolayı kızgın olduğunu ve Ahmet Demirci’nin bu işi kaldıramayacağını düşündüğünü ifade eden Ayan, düşüncelerini şu şekilde aktardı: “Ahmet Demirci’nin bir lafından dolayı ben kendisine kızgınım. Biz bize gelen bir bilgi doğrultusunda, Yönetim Kurulumuzla birlikte sendikayı ziyaret ettik. Bunun bir basın kısmı vardı, bir de basın çıktıktan sonra, bizim kendisine bir uyarımız oldu. Ziyaretimiz sonrası bir gazeteci arkadaşımızın sorusu üzerine, ‘Başbakanımız Zonguldak’a geldi. Mitingde şunları söyledi. Biz Başbakanımıza ve Bakanlarımıza güveniyoruz. Elinde belgesi varsa, ‘benim için söylüyor’ belgeyi göstersin diyor. Türkiye’nin neresinde bir yer özelleşmiş veya satılmış ta, birinin eline belge geçmiş? Bundan dolayı kızdım kendisine. Buna girmemesi lazımdı. Ahmet Demirci’nin derdi sadece TTK değil. Zonguldak’ta ki işsizlik, asgari ücretle olması lazım. Sendikalaşamayan taşeronda çalışanlar olması lazım. Bunlarla ilgili çalışma yapması lazım. İnşallah zaman içerisinde güçlenir. Hükümete söylemlerinden anladığım kadarıyla, Ahmet Demirci bu işi kaldıramayacak gibi.” ‘Zonguldak için kayıptır’ Zeki Çakan’ın milletvekili seçilememesini Zonguldak için bir kayıp olarak gördüğünü söyleyen Ayan, şu ifadeleri kullandı: “Bu işleri bir şekilde bir milletvekiliyle yürütmemiz lazım. Zeki Çakan, Zonguldak’ın sorunlarını, meclisin açık kaldığı kısa süre içerisinde, araştırma önergeleriyle çözmek için çalışmış bir milletvekilimizdi. Seçimleri kaybettikten sonra, bu işleri doğrudan söyleyebileceğimiz bir milletvekili yok elimizde. Telefonla Grup Başkanvekilimizi arıyoruz. Erkan Haberal’ı arıyoruz. Sağ olsun o da bu konularda yardımcı oldu. Bir dediğimizi iki etmedi. Milletvekilimizin olmaması, Zonguldak için bir kayıptır.” ‘Davet edilmedik’ Ankara’da Zonguldak milletvekillerini ziyaret etmediğini ifade eden Ayan,  “Birlik ve beraberlik her siyasetçinin dilinde olan bir cümledir. Buraya iki tane bakan geldi. Bizleri çağırmadılar. Biz orada onları sıkıştırabilir, bu süreci daha da hızlandırmaya çalışabilirdik. Fakat bunu bile bize çok gördüklerinden dolayı çağırmadılar. Zonguldak milletvekillerinin bizleri de çağırması gerekirdi” dedi. Haberal’ın ‘Zonguldak’ta yer gösterilirse hastane yapacağım’ söylemlerini değerlendiren Ayan,  “Haberal, verin yer hastane yapalım diye rest çekti. Önce ki dönemde yapılamamasının sebebi AK Partinin bir önce ki dönem il başkanlarına sitemde bulunarak, konuyu gündeme getirmesidir. Faruk Çaturoğlu, yer tahsis edebileceklerini söylediler. Bunun arkasından da Kozlu Belediye Başkanının bir açıklaması oldu. Kozlu Belediye Başkanı samimi girdi bu işin içersine aslında. TTK’nın, hazinenin ve belediyenin yerinin olduğunu söyledi. Bizlerde, belediye sınırları içersinde bir yer varsa, parseli bellidir, bunu belirleyip, ihtiyacı giderelim, dedik” şeklinde konuştu. ‘Özbakır, sürecin önünü kesmek istedi’ Özbakır’ın hastane için yer ihtiyacı olmadığı konusunda açıklamalarının bu sürecin önünü kesmeye yönelik olduğunu belirten Ayan, “Özbakır, Merkezde yer olmadığından gerek duymadıklarına dair açıklamalarda bulundu. Özbakır’ın açıklamaları önemli. Özbakır, böyle bir sürecin başlamasını istemedi. Özbakır’ın bu açıklamaları yapmasının sebebi, ya gerçekten ihtiyaç yoktur, yada böyle bir sürecin önünü kesmektir. Eğer kendisi de desteklemiş olsaydı burası yol alırdı. Şuan da yapılması durmuş olan SSK hastanesinin yüzde 3’lük bir bölümü bitmiş durumda. Oranın yapım aşamasında ilk karşı çıkan kişi bendim. Hastane için yer tespiti yapıldı, yapımına başlandı, belirli bir yol kat edildi. Bu saatten sonra bize düşen burayı yaptırmaktır. Orada bir takım sıkıntılar olduğundan dolayı tekrar 69 ambarlarına mı alalım? İnağzına da yapılabilir gibi tartışmalar 7 yıl sürdü. Bu saatten sonra başka bir yere alınmasının da altında bir takım şeyler olabilir” dedi. ‘Acizlikten başka bir şey değil’ Ayan, hastane yapımının sürekli yer değişikliğine uğramasıyla ilgili, “Bu işler çocuk oyuncağı değil. İnşaatın temeli bitmiş, yeniden yer arayışına giriliyor. Bu acizlikten başka bir şey değil. Bu işin altında acaba başka bir şey mi var. Bizler şüphelenmeye başladık. Bu işlerde bir kararlılık olur. Kendi başlattıkları yeri, devam ettirmiyorlar. 7 seneden beri bu hastaneyi yapamayanların, Haberal’ın, ben yaparım cümlesi zorlarına gitti. MHP Zonguldak’tan milletvekili çıkarmadı fakat Ankara milletvekili Zonguldak’a gelip, bir şeylerin yapımına başladı. Bu hükümet için büyük bir zafiyettir. Özbakır, bunu gördü. Bundan dolayı da ihtiyaç yoktur diyerek sürecin önünü kesti. Bizim bu konuyla ilgili başka söyleyecek bir şeyimiz kalmamıştır” şeklinde konuştu. ‘Beş milletvekilimiz var’ Haberal’ın, Zonguldak’ta Özcan Ulupınar ve Ünal Demirtaş dışında başka milletvekili tanımadığına dair konuşmasının, diğer milletvekillerinin Zonguldak ile ilgili kürside konuşmamalarından dolayı söylediğini ifade eden Ayan, “Zonguldak’ın seçilmiş beş milletvekili var. Bunlar 1 Kasım’da Zonguldaklı seçmenlerimizin, hemşerilerimizin desteğiyle seçilmiş milletvekilleri. Haberal’ın söylemek istediği netti orada, CHP milletvekilleri grup öneri dışında bölge ile ilgili söz aldılar. En azından bir kürsiye çıktılar manasında söyledi. Ulupınar ve Demirtaş’ı mecliste görüyorum, Zonguldak sorunlarını konuşuyorlar, diğerlerini görmüyorum manasında söylemişti” dedi. ‘Milletvekilleri, Zonguldak hakkında konuşmuyorlar’ Zonguldak milletvekillerinin henüz 3 aylık milletvekili olduklarından değerlendirmelerin yapılmasının doğru olmadığını belirten Ayan, “Bu milletvekilleri daha üç aylık milletvekilleri  bunların yıllık değerlendirmelerini yapmak lazım. Zonguldak’a yatırım alıp, almadıktan sonrada bir değerlendirme yapmak lazım. Bunun içinde erken olduğunu düşünüyorum. Milletvekilleri birbirlerinden farklı ve çelişkili açıklamalar yapıyorlar. Buradan milletvekillerinin kendi aralarında istişare etmediklerini anlıyoruz. AK Parti milletvekillerinin bir araya gelip, Zonguldak hakkında konuştuklarını ben düşünmüyorum. Milletvekillerinin bir araya gelerek, Zonguldak sorunlarını konuşmaları önemlidir. Böyle yapabileceklerse belki bir şeyler çıkabilir. CHP’nin milletvekilleri muhalefet milletvekilleri, onlar sabah akşam sokaklarda eylemde yapsalar bir şey yaptıramazlar. Bir şeyleri yapacak olan iktidar milletvekilleridir” ‘Bu gidişle milletvekili sayımız düşecek’ Zonguldak’ın hızlı bir nüfus düşüşüne uğradığını belirten Ayan, “Zonguldak’ın 2007’den bu yana hızlı bir nüfus düşüşü var. Araştırmalara baktığımızda 1 yıl içersinde 3 bin kişinin kış şartlarını göze aldıklarında Zonguldak’ı terk ettiklerini görüyoruz. Bunun yaz aylarında da TTK ve rödavans sorunlarından da doğan göçler meydana  gelecektir. Şuanda sınırda olan bir iliz biz, beş olan milletvekili sayısı dört de düşecek gibi görünüyor. Mecliste ki elimiz daha da zayıflayacak. AK Partinin Zonguldak’a bakışı ve zihniyetle alakalı bir durumdur. Zonguldak’ta bir şeyin değişeceğine de inanmıyorum” şeklinde konuştu. Göçün durdurulması açısından Filyos projesinin büyük bir önem arz ettiğini ifade eden Ayan,  “Bizim elimizde sihirli bir değnek yok. Zonguldak’a yatırım istihdam yaparak, verdiği göçleri geri alabilir. Filyos projesinin altında yatan, orada sadece enerji santrallerinin yapılabileceği gündeme gelmeye başladı. Aslında maksat oraya bir limanın yapılması değil. Birkaç santralin daha yapılması projesi olduğu ortaya çıktı. 13 yıldan beri Filyos projesinin ihalesi yapıldı. Oynayasınız yoksa yerim dar dersiniz. Koskoca hükümet bir belediye başkanın verdiği mahkemeden dolayı mı tıkandı?” dedi. ‘Milletvekillerin bir şey yapmaya niyetleri yok’ Ayan, TEMA ve Kantarcı’nın Filyos projesine karşı açtığı davalar ile ilgili, “Hukuk devletinde yaşıyoruz, insanlar mahkeme açabilir. Zonguldak’ın geleceğini ilgilendiren konularda mahkeme bir günde, bir hafta içersinde karara bağlayabilir. Milletvekillerinin bir şey yapmaya niyetleri yok. Bunlar bahane edilmiş durumda. Mahkeme toplansın bir sonuca bağlasın bu işi. Bu projenin Abdulhamit dönemine dayandığı ve 40 yıldır siyaset gündemini oluşturan ve bir beklenti haline gelmiş bir proje. Zonguldak’ı sadece TTK ve rödavans sahalarına bağlı bir il olarak baktığımızda yetersiz görülüyor. Bu şehrin önünün açılması lazım. Bunun için siyasilerimiz zamanında düşünmüşler ve böyle bir projenin yapılmasından yana bir tavır ortaya koymuşlar. Şehrin tekrar göç vermemesi için, bizlerde bu projenin hayata geçmesini istiyoruz” dedi. ‘Zonguldak’ı aldatmaya gerek yok’ Filyos projesinin hayata geçmemesinin sebeplerinin mahkemeler olmaması gerektiğini belirten Ayan, projenin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Ayan, “Filyos projesinin önemli ayağı liman projesidir. Önceki yıllarda Filyos projesiyle ilgili meclis tutanaklarını inceledim. Filyos’a yapılması gereken limanın Sakarya, Kocaeli milletvekilleri vasıtasıyla Karasu’ya yapıldığını biliyoruz. Liman olarak yatırımın Karasu’ya yapıldığı ve yüzde 85 bitme aşamasına geldiğini bittikten 25 yıl sonra Filyos’un yapılacağı konuşmalar arasında var” dedi. Zonguldak limanının amacının enerji santralleri oluşturmak olduğunu iddia eden Ayan, “Zonguldak’ı aldatmaya gerek yok Zonguldak liman projesinin tek amacı,  içinde oluşturulabilecek enerji santralleriyle alakalıdır. Bu projenin önünde ki engel Çaycuma Belediye Başkanıysa bizde Zonguldak’ın önünü açması adına bu mahkemeden feragat et diyoruz” şeklinde konuştu. ‘Zonguldak camileri boş’ Lavar alanına yapılması planlanan cami projesinin Zonguldak için gerekli olmadığını, Zonguldak’ın ihtiyacı olan bir şey yapılarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Ayan,  “Ülkemizin, vatandaşlarımızın hassas yeri camiler. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz ve cami yapımına karşı çıkarsak bize Müslüman değil misin, derler. Lavar alanı, Zonguldak’ta bir kent merkezinin, kongre merkezinin, yeşil alanın olması bakımında düşünülmüş bir yer. Bununla ilgili çeşitli projeler gündeme geldi. En son Belediye Başkanının meclis üyeleriyle birlikte siyasi partileri ziyaretinde oraya yapılabilecek çalışmalar ile ilgili bilgiler verdi. Şehir merkezinde yeni cami, ulu cami, soğuksu cami, acılık camisi var. Bu camilerin Cuma namazları dışında boş oldukları görülüyor, cemaatin dışarıda kaldığı düşünülürse evet bir ihtiyaç olabilir. Cuma namazları dışında, boş buralar” dedi. ‘Maksat tribünlere oynamak’ AK Parti milletvekillerinin dini istismar ettiklerini iddia eden Ayan, “Lavar alanı ile ilgili sulandırma yapmaya gerek yok. AK Parti milletvekilleri de bu konuda dini istismar etme konusunda bütün gayretleri sarf ederler. Burası hassas nokta, maksat tribünlere oynamak. Farklı yerlere çekmeye gerek yok, yapılacak bir şey varsa, projeler belli yapın. Kongre merkezi, gençlik merkezi, yeşil alanlar Zonguldak’ın bunlara ihtiyacı var. Çaturoğlu’nun böyle bir çıkış yapmasına anlam veremiyoruz. Bu tamamen gündemi çarptırmaktır” şeklinde konuştu. , ‘Zonguldak’a teleferik yakışır’ Zonguldak’ta Vali Kaban’ın sunduğu teleferik projesinin Zonguldak için başarılı bir proje olacağını söyleyen Ayan, “Teleferik yapımında da TTK’nın izin vermesi gerekiyorsa, bu hükümet ne işi yapar? Enerji Bakanlığı hangi hükümetin? Genel müdür, hangi enerji bakanlığına bağlı bir genel müdür? her şeyi TTK’nın üzerine atmasınlar. Zonguldak’a teleferik projesi yakışır. Zonguldak için güzel bir yatırım olur ihtiyaçları karşılar. Bu proje desteklenmesi gereken bir proje. Çaturoğlu bu aralar her konuyla ilgili fikir beyan etmeye başlamış ama dikkat ederseniz her şeyde engel olabileceği yönünde açıklamaları var. Çözüm noktasında açıklamaları yok” dedi.Ulupınar’ın Mithatpaşa mahalle muhtarı Murat Topçu’yu danışmanı yapmasının doğru olmadığını ifade eden Ayan, “Mahallenin muhtar olarak seçmiş olduğu birinin, görevi bitmeden danışman olarak mahalleyi terk etmesi bana göre yanlıştır. O mahalle 5 Haziran’da bir seçime gidecek. Zonguldak sorunlarını bilmesi bakımından danışman olması iyi ama mahalle açısında yanlış bir tercih. Muhtarlık bittikten sonra olması daha iyi olurdu” dedi. ‘Zonguldak’ta muhalefet boşluğu var’ 1 Kasım seçimlerinden sonra Zonguldak’ta MHP’nin kabuğuna çekildiğini ifade eden Ayan, “Zonguldak seçmeninden ben bunları beklemiyordum. Moralim gerçekten bozuldu. Ben her halükarda bir milletvekili vereceğimizi, düşünüyordum. Zonguldak’ta bir muhalefet boşluğu var. Biz bunu çıkaracağımız milletvekili ile dolduracağımızı düşünürken, çıkan tablo beni kabuğuma çekti. Elimden gelen bütün enerjimi ben Zonguldak’a harcamışım, nerede yanlış yaptım diye düşünüyor insan. Benim politikalarımın neresi yanlıştı da ben kazandığım milletvekilini kaybettim. Sonrasında MHP’nin muhalefeti olmadan Zonguldak’ın olmadığını gördüm” dedi. ‘Biz vatandaşımıza anlatamadık’ AK Parti ile MHP’nin koalisyon yapmamalarının sebeplerini açıklayan Ayan, “Erken seçimi sürekli dillendiren hükümet olduğundan dolayı Genel Başkanımızda blöfü gördü. Türkiye seçime zorlanıyor, sandıktan çıkan sonuçlardan memnun olan bir siyasetçi, koalisyon kuralım demez. Hükümet burada seçim restini çekiyorsa, bizde varız demek lazım. Biz seçimden korkuyoruz, seçime yokuz diyemezsiniz. Cumhurbaşkanı Davutoğlu’na bir yetki verecek, ziyaretler bu esnada başlayacak. Eğer bu sağlanamıyorsa, ikinci olan partinin Genel Başkanına bu yetki verilecek. Bu süreçlerin hiçbiri yaşanmadan, 7 Haziran akşamı yapılan konuşmaya Türkiye odaklandırıldı. CHP ile görüşmeler yapıldı hayır dendi. MHP ile görüşmeler yapıldı hayır dendi derseniz anlarım. Orada söylenen sadece Türkiye’nin birlik ve beraberliği içersinde anayasanın ilk dört maddesine dokunmamak kaydı ile her türlü bakanlar kurulu dosyası, kabine hazırlanmış MHP’ye düşen milletvekilleri belirlenmiş biz bu hükümete varız demiştir Genel Başkanımız. Burasını vatandaşımıza biz anlatamadık” dedi. ‘Genel Başkanımızı çok daha iyi anlıyoruz’ Hükümet kurulmadan önce yapılan konuşmalar ile bir algı operasyonun oluşturulduğunu belirten Ayan, “Biz AK Partiye sizinle varız desek bile 6 ay sonra yeniden seçim vardı. Bu hükümet kurulmuş olsaydı, 6 ay içersinde yeniden seçime gidildiğinde ülkücü hareket seçmenine ne diyecekti? Türkiye’nin geldiği sürece bakıldığında Genel Başkanımızın bunlardan neden uzak durmak istediğini çok daha iyi anlıyoruz. Türkiye şuan her bakımından kaybediyor. Hükümet şuanda başarısız bir süreç yürütüyor. Bu algıyı değiştirmek içinde başkanlık vurgusu yapılmaya başlandı. Türkiye’de başkanlık süreci diye tutturulmuş” dedi. Bir siyasinin yapacağı en güzel alanın seçim beyannameleri olduğunu söyleyen Ayan, “Bizim 7 Haziran’da ki seçim beyannamemiz ile 1 Kasım’da ki seçim beyannamemiz aynı. Burada her yıl 800 işçinin istihdam edileceği üretim alanları açılarak, ithalattan gelen büyümeyi ihracata dönüştürmek. Beyannamemiz de işsizlik, istihdam gibi sorunların çözümlerine dair konular vardı” şeklinde konuştu. ‘Belediye Başkanı tek başına yapamaz’ Zonguldak’ta geçtiğimiz ay yaşanan kar yağışında yolların kapanmasından dolayı, Belediye Başkanının üzerine fazla gidildiğini belirten Ayan,  “Kar yağışı nedeniyle üç gün ulaşım sağlanamadı. Belediye Başkanına yönelik bir çok eleştiri oldu. Ben Belediye Başkanı ile görüşmemde kendisinin bu konudan çok yorulduğunu gördüm. Belediye Başkanı tek başına bir şey yapamaz, orada halk iradesi ile seçilmiş meclis üyeleri var. Ulaşımın kapandığı anda bütün meclis üyelerinin çarşıya inmeleri gerekiyordu. Meclis üyelerinin de o sorumluluğu alarak, Belediye Başkanının yanında olmaları gerekirdi. Mecliste muhalefet olacak ama ölçüyü de kaçırmamak lazım. Herkes asli görevini yapmalı, neden seçildiğini unutmamalı” dedi. ‘Raylı sistem Kilimliye yakışır’ Zonguldak-Kozlu arasına yapılması planlanan raylı sistem projesinin hayata geçmemesi gerektiğini ifade eden Ayan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Böyle bir şeye gerekte, ihtiyaçta yok. Kozlu ile Zonguldak arası yürüme mesafesinde. O bölgede raylı sisteme ayrılacak yerde yok. Zonguldak gündemi meşgul etmek için ortaya atılan bir proje olarak düşünülebilir. Bu kadar problemin içersinde, gelir elde edilmek isteniyorsa olabilir ama Zonguldak’ın buna gerek olmadığını düşünüyorum. Eğer yapılacaksa her tarafı güvenlik çemberleri içersinde bir sistem yapılmalı. Ben böyle bir şeye ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Raylı sistem Kilimli’ye yakışır. Yol bakımında Kilimliye ulaşım zor. Zonguldak’tan Kilimli’ye varmak yarım saat, Zonguldak-Kozlu arası ise üç dakika.” ‘Bu şehrin artık büyümesi lazım’ Emeklilere yönelik yapılması planlanan TOKİ projesi ile ilgili, “Nereye yapılırsa yapılsın, Zonguldak’ta TOKİ’ye konuta ihtiyacı olan bir çok insan var. Bakacakkadı’ya TOKİ yapılırsa ne kadar talep olur bilemiyorum ama bu şehrin artık büyümesi lazım. Şehrin merkezi artık tıkanmış durumda. Burası göç ettirilmeden başka merkezlerde oluşturulabilir. Bakacakkadı da bunun için uygun görülen bir yer konumunda. Emeklilerimizde TOKİ konusunda ciddi bir beklenti oluştu. Bu 17 ilin içerine Zonguldak’ın da alınmasını bekliyoruz” dedi. Emeklilere TOKİ yapılmaması ile ilgili hiçbir gerekçenin olmadığını belirten Ayan, “Hazine alanları, orman alanlarına bu işler yapılabilir. Her şeyi Zonguldak Belediyesine atarak bu işler olmaz. Bu işleri artık hükümet önünü açabilecek projelerle kendilerinin gitmesi lazım. TOKİ’nin merkez ve çevresinde Dilaver, İnağzı taraflarında yer yapılabilir. Zonguldak-Karaman arası birbirine bağlanabilir. Buraları emeklilere TOKİ yapılması ile ilgili desteklemek lazım” şeklinde konuştu. 
Editör: Haber Merkezi