Zam artık hayatımızın bir parçası oldu.

Kimse bu zam artışını durduramıyor.

Görünen enflasyon yüzde 21.

Görünmeyen ise net bir rakamı kimse vermiyor.

Türkiye'de akaryakıt fiyatları ikiye katlandı.

Mazot on tl. sınırını geçti.

Artık varın gerisini siz düşünün.

Söyleyecek söz bulunamıyor.

Artık herkes zam olayını kanıksadı.

Belki de bu fiyat artışı patlama yaşanacaktı.

Döviz de işin bahanesi oldu.

Pandemi.

Tam bir buçuk yıllık bir duraklık.

Durağanlık.

Satış olmadığı için düşen fiyatlar.

Neredeyse yaşam mücadelesi.

Herkes kardan vazgeçmişti.

Ne dersek diyelim.

Türkiye pandemi döneminde bir çok uzun vadeli kapatmalara sahne oldu.

İlk etapta tam iki ay.

Uzatmaları ile üç ay.

Bugün e gelindiğinde ise geçen yıl kasım ayı itibariyle altı ayı geçen, hatta dolaylı sekiz aya varan bir kapatma süreleri.

Her yer kapalı.

İşletmeler zorda.

Yaşam çok zor.

Mücadele hep sürdü.

Tabi ki bu arada yapılması gereken zamlar da yapılmadı.

Bize göre bu zamlar.

Hep o pandemi döneminde yaşanan sorunlar.

Sıkıntılar.

Ve birken sorunlar yumağı olarak geri dönüş düşüncesindeyim.

Zamların artışı biraz da bu nedenle artı diye düşünüyorum.

Sadece döviz değil.

Döviz bahane.

Zamlar şahane.

Döviz yükselmeseydi de bu zamlar gene olacaktı.

Bu kadar olmazdı.

Ama olacaktı.

Un, şeker.

Yağ.

Gıda ve yiyecek hepsine zam gelecekti.

İki yıllardır beklenen.

Sabredilen zamlar yığınağını görüyoruz.

Hem de peş peşe.

İki yıllık birikim çıkıyor düşüncesindeyim.

Döviz düşse.

Dolar inse.

Euro azalsa.

Hatta onlara.

Sekizlere inse bile bu zamlar geri gelmez.

Ekmek oldu dört lira.

Tekli ekmek üç lira.

Un beş kilo tam 50 TL.

Hem de markası Hekimoğlu.

Yağ Olin 139 TL.

Ulaşım Ankara 100, İstanbul 140.

Toplu taşıma merkezde dört lira.

Bu fiyatlar artık geri gelmez.

Fiyat artışı olacaktı.

Beklenen oldu.

Birikim patlaması yaşandı.

Döviz artışı da bahane edildi.

Zamlar peş peşe geldi.

Dövizin de patlaması buna da en büyük bahane odlu.

Dünya’da küresel krizi de gerçi büyük etken.

Dünya’da hayat pahalı.

Kriz her yerde.

Enflasyon arttı.

Fakat bu rüzgar Türkiye'yi çok kötü vurdu.

Şimdi 2021 yılında toplu sözleşmelerde.

Kamu işçisine büyük zam verildi.

Memura çok yüksek artışları gördük.

Şimdi sıra asgari ücrette.

Burada çok önemli bir artışı göreceğiz.

Bu artışı görürken işveren kanadını da tatmin edeceğiz.

Teşvik.

Maaş desteği.

Muhakkak verilmeli.

Çünkü tek taraflı asgari ücret işçi kesimi memnun edilirse.

İşveren kesimi düşünülmemesi, o zaman tek taraflı memnuniyetsizlik yaratır.

Bugün için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, hoca kamu işçileri.

Memurlar.

İşçiler için çok büyük bir şans.

Türk İş Genel Başkanı Ergün Oral’ da büyük bir şans.

Ekip çalışması.

Karşılıklı ekip ruhu.

Ve Cumhurbaşkanımızın da onayı ile.

Tasarrufları ile.

Herkes memnun.

Mutlu.

Moralli.

Toplu sözleşmelerle işçi ve memur ve asgari ücretli ve emekli memnun edilirken.

Ülke ekonomisinde ki temel mamuller.

Beyaz eşya.

Dayanıklı tüketim.

Otomotiv.

İnşaat.

Konur.

Yüksek artışları da bir yandan alıp götürüyor.

İnşallah bu denge bir şekilde sağlanır.

Her şey yerli yerine oturur.

Güven esası sağlanır.

Demokrasimiz tam yol alır.

AB de ile işler yoluna girer.

Herkes karşılıklı verdiği sözleri tutar.

Mülteciler.

Sığınmacıları.

Bir şekilde gönderilir.

Son aldığımız bilgiler çok ilginçti.

Tam bir milyon sığınmacı çocuğu ilköğretimde ders görüyoruz.

Eğitim alıyor.

Tam bir milyon sığınmacı ve mülteci işbaşı çalışıyor.

Türkiye bu ağır yükten kurtulmalı.

Ya da bir şekilde entegre etmeliyiz.

Son olarak,

Ekonomi üzerine bugün değerlendirmeyi farklı bir bakış açısı ile yaptık.

Değerlendirdik.

Sadece faizlerin inmesi.

Düşüşleri.

Dövizin yükselmesi bahanesi olmamalı.

İnşallah ekonomimiz kırılganlığını giderir.

Daha güçlü oluruz.

Ucuz işçi cenneti olmayalım.

Yabancılar için, turist için ucuz cennet ülke olmayalım.

İhracatımız patlama yapıyor.

Rekor üstüne rekor kırıyor.

2022 yılında 300 milyar dolara koşacağız.

2025 yılında 500 milyar dolar.

İthalat dengesini de sağlarsak.

Türkiye'yi hiç kimse durduramaz.

Turizmde tam 60 milyon turist yüz milyar gelir bekliyoruz.

Üretimde ve müteşebbis güç olarak da çok büyük çalışmalara yakın zamanda imza atılacaktır.

Zonguldak bunun en büyük canlı örneği.

Gelecek günler daha güçlü günler olmaya aday.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızın da alım gücünü ve refah düzeyini artırdığımız günler olacaktır.

Bugünlük nokta .

Yarın devam