Neredeyse bağıra çağıra gelen ekonomik durumu “lisan-ı münasiple “!!!  halka anlattıktan sonra iş şova dönmeye başladı. 

 Market rafları farklı, ülkede anlatılan ekonomik gerçek farklı görünüyor. Çarklar dönmemeye başladı. Yabancı para birimleri TÜRK lirası karşısında değer kazanınca ve bu dönemin yaz aylarına denk gelmesi turizm alanında bir hareket getirdi o kadar. İşte o harekette bu ayın sonuna doğru biter. Son bir umut NOEL ve YILBAŞI rezervasyonları( ki o da kısa bir süre canlılık getirir) ! 

  Ülkenin son yıllarını taşıyan ekonomik lokomotifi olan İNŞAAT sektörü yükselen maliyetler yüzünden zor durumda. Ve inşaat için en elverişli dönemi neredeyse boşa geçirdik. 

  Güzel işler olmuyor mu? Elbette oluyor. 470 bin vatan evladı bedelli askerliğe başvurdu. Adam başı 15 bin lira. Yaklaşık olarak 7 milyar liradan biraz fazla bir paranın hazineye girmesi demek. İlaç olur mu? Olur. Ama neye harcadığınıza bağlı ! 

  İmar barışı, yabancıya ev satışı teşviki ve vergi/SGK ödemelerinde yapılan yapılandırma ile hazineye yine hatırı sayılır para girişi olacak. Popülist işlere ve sınırımızı folluk yapan sığınmacılara harcanmazsa birkaç derde deva olur. Üstelik bu paralar bu necip milletin cebinden verdiği “geri dönüşsüz paralar”. Kredi değil, geri ödemesi yok. Al kullan işte sana kaynak. 

   Buradaki sorun, bu finansman çözümlerine karşılık işler yine de kötü giderse kime ne anlatacaksınız? Yine topu “dış güçlere” mi atacağız ? Bu kaynakları doğru kullanmak iktidarın elinde. Kimse karışmıyor kimse hesap soramıyor! 

  Bunda yanlış yaparsanız ve kaynakları heba ederseniz bu kez kimse “dış güçler 2”  versiyonuna inanmaz. Aldığım maaş zammı, bırakın yıllık enflasyonu aylık enflasyonun yarısına denk gelmişken değil TRUMP ın tweetleri, donsuz resimleri bile atılsa hikayedir. 

   Uzun yıllar önce rahmetli Demirel’in başbakanlığı sırasında ülkede yaşanan büyük enflasyon ve fiyatların anormal artışı karşısında şöyle demişti; “ mutfaktaki yangın bizi iktidardan düşürür”. Ve tahmin ettiği gibi olmuş, alınan bir erken seçim sonucu iktidarı kaybetmişti. 

  İşsizlik rakamları; İŞKUR ve diğer SOSYAL politikalara bağlı “geçici işçi” desteğiyle bir nebze kontrol altında tutuluyor. 1 gün sigortalı çalışanın yıl boyunca işsiz sayılmadığı bir sistemde rakamları kontrol altına almak fazla sorun olmuyor.