GMİS Armutçuk Şubesi’nde daha önce meydana gelip yargıya taşınan, ancak kamuoyuna yeni yansıyan “rapor yolsuzluğu” iddiaları sendikayı karıştırdı ama, hemen herkes “susmayı” tercih ediyor.

Sendika çevresinden önemli isimlerden biri ile konuştum…

Kamuoyuna yansıyan “rapor yolsuzluğu “ iddialarının buzdağının “görünen yüzü” olduğunu, Armutçuk Şubesi’nde “derin” ve “ağır” sorunlar bulunduğunu, bu durum ortaya çıktığında sendika yöneticilerinin çok daha fazla başının ağrıyabileceğini ifade etti.

Özetle, GMİS üst düzey yönetimi bu işe fazla bulaşmak istemiyor, olağanüstü kongrenin sessiz-sedasız gerçekleşip normale dönülmesini bekliyor.

Peki, bunca “anormallikten” bir “normallik” çıkar mı?..

GMİS Armutçuk Şubesi’nde binlerce “sahte rapordan” söz ediliyor.

Elbette, kararı yargı verecek ama, bunca “rapor” alınırken, gerek sendika yönetiminin, gerek işverenin, yani TTK yöneticilerinin hiç dikkatini çekmedi mi?..

Bunca “sahte rapor” arasında işe kim gitti, kömürü kim üretti, ne kadar kömür üretildi?..

Bütün bunlar gerek sendika yönetimi, gerek TTK yönetimi tarafından sorgulanmadı mı?.

Hani, “sahte rapor” fiilini işleyenler olduysa eğer, bunun bir de “görmezden gelenleri” olmalı…

Eski bir söz var…

“ Rızayi kabahat aynı kabahattir”

Yani, bir suçu görmezden gelip razı olanlar, aynı suçu işlemiş sayılır”

Şimdi çık işin içinden çıkabilirsen !..

*

GMİS Armutçuk Şube Başkanlığına aday olan Şube Sekreteri Temel Eşgün, kongreyi “sessizlik” içinde bitirmeyi amaçlayan isimlerden birisi…

Soranlara “ Biz bu işi aile içinde halledeceğiz” diye söylüyor.

Aile içinde halledeceksiniz ama, bu binlerce “sahte rapor” işi ne olacak, sonra sendikanın üst katlarından ifade edildiği gibi Armutçuk’ta daha “derinlere” gidilirse ortaya nasıl bir tablo çıkacak, bu arada gürültüye giden iş kaybı, üretim kaybı, yetim hakkı ne olacak?..

*

Bir nevi koruma içgüdüsü ile olayları görmezden, duymazdan gelmeye çalışmak sendikal disipline uymayan bir davranıştır.

Sendikacılık, temelinde hak-hukuk mücadelesini öngören bir kurum olduğuna göre, haksızlığı-hukuksuzluğu kim yapmış olursa olsun, sendikal anlayışın bunun karşısında olması gerekmiyor mu?..

Hadi bu soruyu bir kez daha yüksek sesle soralım…

Ey GMİS üst düzey yöneticileri !..

Ey Şube Başkanlığına oynayan GMİS Armutçuk Şube Sekreteri !..

Gerekiyor mu, gerekmiyor mu?..

Erhan ÇAKMAK