Dünyada işçi, emek ve sendikal hareket denilince akla ilk gelen 

-Zonguldak

-Madenci

-Genel Maden İşçileri Sendikası’dır

Büyük yürüyüşle birlikte madenciler dünya tarihine geçti.

Zonguldak tüm dünyada emeğin başkenti olarak tanınır, bilinir

Bundan Genel Maden İşçileri Sendikası’nı rolü çok büyüktür.

Ve Genel Maden İşçileri Sendikası, ilimiz ve bölgemiz için çok değerlidir.

Türkiye’nin en etkin sendikaları arasında yer alan ve sendikacılık tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Genel Maden İşçileri Sendikası 73 yıldır emekçinin hakkını koruyor. GMİS, Türkiye’de ve Dünyada; demokrasi, ülke ve bölge kalkınması, insanca yaşanılacak koşulların yaratılması mücadelesinde saygın bir yere sahip. 1946’dan bugüne, ülkemiz demokrasi mücadelesinde; bölgemizin ve ülkemizin kalkınıp gelişmesi mücadelesinde; üyelerimizin insanca çalışıp insanca yaşayacakları koşulların yaratılması mücadelesinde, saygın bir yer edinen Genel Maden İşçileri Sendikası, aynı anlayışla mücadelesini sürdürüyor.  Taşkömürü üretiminin başladığı 1848 yılından itibaren gelişen üretim kültürünün bugünlere taşınmasında önemli bir işlevi bulunan Sendika, Zonguldak, Bartın ve Karabük bölgemizde sosyal hayatın çağdaş bir düzeyde gelişmesi için elinden gelen gayreti gösterdi. Mücadelesinden asla taviz vermedi. Türkiye’de siyasal alanda yaşanan en sıkıntılı dönemlerde bile ulusal çıkarlarımızı, ulusal bütünlüğümüzü koruma yönünde mücadele veren Sendika, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan yabancı şirket işgallerinden, maden işçilerinin çıkardığı dersleri de bugüne taşımasını bildi. 

17 Kasım 1946 tarihinde kurulan Sendika kurucuları başta olmak üzere, tüm genel başkanlarına, yönetim kurulu üyelerine ve Sendikaya emeği geçen herkese teşekkür ediyor, aramızdan ayrılanlara Allah’tan rahmet diliyoruz. Maden ocaklarında yaşamını yitiren kardeşlerimizi sevgi, saygı ve şükranla anıyorum. 

Genç Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte Ankara’nın ardından il olma özelliğini kazanan Zonguldak, taşkömürü üretimi arttıkça büyüdü, gelişti ve giderek Türkiye sanayisinin can damarı olarak, ülkemizin ekonomik kalkınmasına büyük katkı verdi. Ancak 1980 ve özellikle 1990 sonrasında uygulanan yanlış ekonomik politikalar sonucu TTK ve Zonguldak olarak büyük zararlar gördü. Tüm yaşanılan bu zorlu süreçlerde sendikanın mücadelesi hep ışık oldu. Türkiye’nin Zonguldak’a ihtiyacı var. Çünkü Zonguldak’ta kömür var. Üstelik dün silah zoruyla maden ocaklarına sokulan bölge insanı, bugün gönüllü olarak çalışmaya hazırdı. Ve bu yıl TTK’ya 1500 işçi alımında GMİS’in katkısı asla inkar edilemez. GMİS, Ülkemiz her yıl milyarlarca dolarını taşkömürü ithalatı için dışarıya veriyor. Bölgemizde 1 milyar tonun üzerinde kömür rezervimiz bulunuyor. İşçi açıklarının giderilmesi durumunda üretimin artırılacağını, TTK’nın zararının azaltılacağını, dışarıya gidecek dövizin azaltılacağını, bölgede önemli bir istihdam sağlanacağını ve ekonominin canlandırılacağını her platformda anlattı. Hükümete devamlı TTK’ya işçi alınması gerektiğini hatırlattı. Zonguldak kamuoyunu sesi oldu. Her dönem sendikada yöneticiler değişse de asla amaçları değişmiyor. İşçinin, kurumun haklarını savundular. Şu anki GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil ve yönetim kurulu üyeleri çok değerli insanlar. Ve hepsi Genel merkez yöneticilikleri öncesinde şubelerde uzun yılar yöneticilik tecrübeleri olan insanlar. Hepsi işçinin hakkını savunmak için mücadele eden insanlar.

Tüm bunları neden mi yazdım

İnanın bir sebep yok

Bazen yazmak için illaki bir konu gerekmiyor

Bazen görevini layıkıyla yapan bürokratları, sivil toplum kuruluşlarını ve yöneticilerini övmek, onure etmek gerekir ki aynı şekilde layıkıyla görevlerini yapmaya devam etsinler.

GMİS Genel Başkanı hakan yeşil ve genel merkez yönetimi yaptıkları görevle eleştiriyi değil övgüyü hak ediyorlar çünkü.

**

GEL GİT LER

İnsanların hayatlarında bazen gel git ler yaşanır

Çoğu zaman bazı sıkıntılar yaşanır

O sıkıntının yaşandığı anda insanlar olumsuz düşünebiliyor

Ama daha sonra aradan belirli bir zaman geçinde, daha aklı selim olarak düşünmeye başlıyoruz.

Sıkıntıyı yaşadığımız o anda sanki her şey bitmiş gibi oluyor ama zaman geçtikçe, o yaşadığımız sıkıntıdan ders çıkartmaya başlıyoruz. 

İşte buna da tecrübe deniyor.

Hatalarımızdan ders çıkarak bir daha yapmamamız gerektiğini öğreniyoruz.

Nasıl davranmamız gerektiğini

Veya nasıl hareket etmemiz gerektiğini yaşadığımız tecrübeler ışığında belirliyoruz.

Bir şeyin değerini varken değil yokken öğrendiğimiz gibi

Ama genelde mutlu son ile karşılaştığımızda yaşanılan mutluk bir harika oluyor.

Zaman zaman benim hayatımda da yaşadığım git gel ler oluyor.