Bilindiği gibi Amelebirliği Başkanlığı uzun süredir "vekaletle* yönetiliyor…

TTK Üzülmez Müessese Müdürü Mehmet Murat Köseoğlu, aynı zamanda Amelebirliği Başkanlığına vekalet ediyor, ancak asli görevi nedeniyle zaman ayırıp Amelebirliği'ne uğrayamıyor…

Amelebirliği "akçeli" işlerin yoğun olduğu "trilyonluk" bir işçi kuruluşu…

Dolayısı ile "uzaktan kumanda" ile yönetilmesi pek mümkün değil, bunun pekçok sakıncası görülebilir…

Belki Amelebirliği'nin bu şekilde yönetilmesinden çok memnun ollan kurum içinden bir-iki kişi çıkabilir ama, Amelebirliği gibi bir kurumda kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olması gerekmiyor mu?..

Amelebirliği'nin Ankara Misafirhanesi'nin tadilat ve onarımı nedeniyle 200 bin liralık usülsüzlük yapıldığı gerekçesi ile Bakanlık tarafından soruşturma açılmadı mı?..

Yine Osman Balamir'in başkanlık yaptığı dönemde inşa edilmesi öngörülen kız öğrenci yurdu nedeniyle kurum çok büyük maddi zararlara uğratılmadı mı, dönemin yöneticileri bu işi eline-yüzüne bulaştırmadı mı?..

"Madenci Konutları* kağıt üzerine çizilen bir "resimden* ibaret kalmadı mı?..

Yine Osman Balamir döneminde ikraz dağıtımında haksızlık yapıldığına ilişkin iddialar ayyuka çıkmadı mı?..

O halde Amelebirliği'nin "basiretle" yönetilmesi gerektiği aşikar…

Ancak, kuruma uğramadan, uzaktan uzağa "basiretli" yönetim gerçekleşmesi mümkün değildir.

Şöyle bir soru soralım…

Sayın milletvekillerimiz TBMM'ne uğramadan milletvekilliği yapabilir mi?..

Ak Parti İl Başkanı Sayın Zeki Tosun, Teleset Mobilya Mağazası'ndan Ak Parti'yi yönetebilir mi?..

Olmaz….

Sürekli "uzaktan yönetim" olmaz.

O zaman tek bir seçenek kalıyor…

Amelebirliği Başkanlığına ısrarla "asaleten" atama yapılmadığına göre, hiç değilse, Amelebirliği Başkan Vekili Mehmet Murat Köseoğlu'nun yerine bir "vekil" daha atansın…

Amelebirliği Başkan Vekili'nin "vekili" olsun…

Sabahtan akşama dek, mesai saatleri içinde Amelebirliği'nin başında bulunsun, yapılan iş ve işlemleri takip edip yönetsin.

Sonra da haftalık veya aylık raporlar halinde Amelebirliği Başkan Vekili Mehmet Murat Köseoğlu'na bildirsin.

Bu işin çözümü ancak böyle olur.

Başka seçenek yoktur.

Ağabeylik meselesi…

Geçen hafta şehrimizin muhalif seslerinden, Bakkallar Odası eski Başkanı Şükür Küçükali ile karşılaştık, oturup bir süre sohbet ettik…

Esnaf sorunlarından söz etti, özellikle "sicil affı" konusuna dikkat çekti.

Söz dönüp dolaşıp "ağabeylik" meselesine geldi…

Hatırlayanlar olacaktır…

Şükür Küçükali, Ak Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen'in, parti teşkilatlarını ve belediye başkanlarını derleyip toparladığını, bir bütünlük içinde Ankara'da Zonguldak sorunlarının takip edildiğini vurgulayarak, " Palat Türkmen ağabeylik yapıyor" şeklinde açıklama yapmıştı.

Şükür Küçükali, bu görüşünü muhafaza etmekle birlikte, geçmişten günümüze şehrimize "ağabeylik" yapan pek çok siyasetçinin bulunduğunu, onların "ağabeyliğini" kimsenin inkar edemeyeceğini, şehrimize büyük hizmetlerde bulunan bu insanları her zaman takdirle andıklarını söyledi.

Şükür Küçükali, Sayın Türkmen'in Zonguldak'ta bu günkü siyaset tablosu içinde partisine liderlik edip, teşkilatları ve belediye başkanlarını bir bütünlük içinde hareket etmeye yönlendirdiği için "ağabey" olarak görüldüğünü, bu tablonun Zonguldak'a olumlu yansımaları olduğunu vurguladı.

Şükür Küçükali'nin sözlerinin özeti şudur…

" Evet, bugünkü aktif siyaset içinde Polat Türkmen ağabeydir ama, bu şehir dünden bugüne pek çok ağabey yetiştirmiştir"

* * *

Şükür Küçükali isim vermeden konuştu, Zonguldak'a değer katan isimlerin zaten kamuoyu tarafından bilindiğini söyledi.

Ancak ben, tamamen kendi görüşlerim doğrultusunda isim verebilirim…

Doğrudur…

Dünden bugüne Zonguldak'a "ağabeylik" yapan pek çok isim olmuştur…

Bu isimlerin başında TBMM eski Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Sayın Köksal Toptan geliyor.

Sayın Toptan, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dahi " ağabey" şeklinde hitap ettiği bir isimdir.

Sayın Toptan, sadece siyasetçi değil, aynı zamanda devlet adamıdır.

Ciddi, güvenilir, dürüst ve saygın bir devlet adamı…

Köksal Toptan'ın, üniversitenin (BEÜ) kuruluşunda ve bugünkü seviyeye ulaşmasında imzası vardır, devletin üst katlarında ilimiz lehine alınan her kararda Köksal Toptan'ın görüşü, desteği ve yardımı olmuştur.

Bir başka örnek…

CHP 22. Dönem Zonguldak Milletvekili Harun Akın…

Bir tespitte bulunalım…

Ağabeylik sadece yaşa-başa bakmıyor, yaptıkları hizmetler bakımından genç insanlar da bu şehre ağabeylik yapabiliyor.

Sayın Akın, gerek siyasi hayatı boyunca, gerek milletvekilliği döneminde bu şehr-i Zonguldak için çok önemli hizmetlerde bulundu ama, bize göre bu memlekete yaptığı en büyük hizmet "mülkiyet sorununun çözülmesi" yönünde attığı adımlar olmuştur.

Milletvekilliği döneminde Zonguldak'ın mülkiyet sorununu yasa teklifi halinde TBMM gündemine getiren ilk milletvekilidir. Daha sonra yakın geçmişte yeniden CHP İl Başkanı olduğu dönemte mülkiyet sorunun yeniden gündeme getirip sıcak tutan ve bu yönde farkındalık oluşturan siyasetçi Harun Akın'dan başkası değildir.

Bir köşe yazısının sınırları içinde herbirini ayrı ayrı yazabilmek mümkün olmasa da, bizim tanıklık ettiğimiz son kırk yıllık süre içinde mesela Sayın Zeki Çakan'ı, mesela Sayın Ali Uzun'u da bu isimlere dahil etmek gerekiyor.

Bu arada bir görüşümü de tekrar etmek istiyorum…

Sayın Polat Türkmen, bugün hem Zonguldak'ta Ak Parti siyasetine, hem de bunun yansıması olarak Zonguldak halkına ağabeylik yapmaktadır.

Geçenlerde ifade ettim…

22. Dönem Milletvekilliği döneminde Sayın Harun Akın ile birlikte binlerce madenciyi işsiz kalmaktan kurtaran siyasetçi Polat Türkmen olmuştur.

Ağabeylik dediğin başka nasıl olacak ki !..