Arıza, benim için “iliksiz çocuk” diye kinayeli yazılar yazıyor.
Ben adımla, soyadımla gurur duyuyorum.
Ben, Arıza’ya kinayeli yazılar yazmadım, belgeli, net yazılar yazdım.
Sen kinayeli yazdığın için, ben de sana “Arıza” diyorum.
Şimdi ben de sana “Arıza”, vibratörcü, viagracı, masturbasyoncu diye yazılar yazsam hoşuna gider miydi?
Ben söylemedim, sen kendin “bana homoseksüel diyorlar” dedin.
Ben de sana, bu konu benim ilgi alanıma girmiyor, böyle söyleyenleri mahkemeye ver, tespitini yaptır dedim.
Ben sana hiç bilgisiz-belgesiz yazı yazmadım, bundan sonra yine belgeli-bilgili yazacağım.
Zincir olayını inkar ediyor.
Annem, babam ve ben Arıza’yı mahkemeye verdik, 50’şer bin liralık tazminat davası açtık.
Arıza’nın panik yapmasına gerek yok, eğer zincir olayının doğru olmadığını söylüyorsa, o da beni mahkemeye versin, yargı huzurunda, şahitlerin ifadeleri ile kimin doğru, kimin yalan söylediği anlaşılsın.
Zincir olayı gazetelere manşet oldu, şahitleri Radartepe’deki toplantıya katılan gazeteciler, onlar hala ishal olmadı, şahitlik etmeye hazırlar. Şahitlik etmek üzere telefon üstüne telefon geliyor.
Bak Arıza!
Çeteye ben seni dahil etmedim, devletin resmi kayıtlarında, mahkeme kayıtlarında böyle yazıyor.
Ayağına kurşunu ben sıkmadım, avanta almaya gittiğin mekanda başına levye ile ben vurmadım.
AVM’den falan bahsetmişsin.
Sen elindeki TV’yi herhalde Akın Kavi’ye sattın.
O zaman sen de bu TV elinden gittikten sonra, Akın Kavi’ninkine mi sarıldın?
Arıza bir de yere düşen kolyeden, yüzükten, pırlantadan falan söz ediyor.
Nerden biliyor?
Acaba bir yakınını mı gönderdi, o yakını şahitlik mi etti, arızaya bilgi mi verdi?
Delilli mi, tespitli mi?
Kimden söz ediyor?
Arıza, beni Akay Turhan’a havale etmiş.
Sizin muhabbetiniz çok daha iyi. Siz birbirinizin dilinden çok daha iyi anlarsınız.
Böyle devam edin.
Sizin de sevgililer gününüz kutlu olsun!
Biz gerektiğinde devreye gireriz.
Eğer havale konusunda tercihimiz olacaksa, biz Akay Turhan’ı değil, seni tercih ederiz.
Anladın mı Arıza!
( Umut İLİKSİZ)
