Çeteye yardım ve yataklık etmekten yerel mahkemeden ceza alan Ali Rıza Tığ, etekleri tutuşmuş vaziyette Yeni Adım’a cevap yetiştirmeye çalışıyor.

“ Yazsan olmuyor, yazmasan olmuyor” diye ağlamaklı bir tarzda ajitasyon yapıyor.

Şimdi bu Ali Rıza Tığ denilen kişinin “gazeteci” kimliğine bir bakalım.

- Belden aşağı, ahlak dışı, aşağılık yayınlarla, vibratör, masturbasyon ve benzeri ahlak dışı kelimelerle toplum vicdanını rahatsız ediyor mu, ediyor.

- Bu tür iğrenç yayınlarla kişilerin özel hayatına ve aile mahremiyetine girip, bu yayınları tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıp, kendisine maddi çıkar sağlıyor mu, sağlıyor.

- İşine gelmeyen siyasetçi, bürokrat, işadamı ve çeşitli kurum temsilcileri hakkında akla hayale gelmedik senaryolar üretip, yayın yolu ile karalama kampanyaları düzenliyor mu, düzenliyor.

- Özellikle Ak Parti Zonguldak Milletvekili ve Ak Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Hüseyin Özbakır’ı kendi kişisel çıkarlarına alet edemediği için hiçbir şekilde ispat edemediği ve edemeyeceği yalan haber ve yazılarla yıpratmaya çalışıyor mu, çalışıyor.

- Çete liderinden para alıyor mu, alıyor.

- Çete liderinden para ve talimat alıp, devletin emniyet müdürü aleyhinde yayın yapıyor mu, yapıyor.

Şimdi kamuoyuna soruyoruz…

Bu kişi, “gazetecilik” mi yapıyor, yoksa tetikçilik, şantajcılık mı?

Gazetecilik saygın bir meslektir.

Milletin belden aşağısı ile uğraşmaz, gazetecilik kamuoyunu aydınlatmak ve doğru bilgilendirmek için yapılır.

Ne yazık ki, Ali Rıza Tığ gibi, pespaye isimler, bu onurlu mesleği yerlerde süründürüyor.

Eğer, Ali Rıza Tığ “gazeteciyim” diyorsa, Ömer Ünal’ın Filyos’taki yolsuzluklarını da yazsın, Kozlu sahilindeki Özsüt’ün yasal olup olmadığını da yazsın, İsmail Recai Şanlı’nın kaçak otelini de yazsın…

Kamuoyunu aydınlatmak böyle olur, gazetecilik dediğin böyle yapılır.

Yaz bakalım Ali Rıza !..

Milletin “vibratörünü” yazacağına, bunları da yaz!

***

Aklı sıra Yeni Adım’ın yayınlarına cevap verdiğini zanneden Ali Rıza Tığ’a yeniden hatırlatmak istiyoruz.

Erdoğan Demir’e 45 bin lira meselesini sorduk…

“ Beni 45 bin lira borcun silinmesi için Mustafa Özdemir aramadı. Ali Rıza Tığ aradı. O halde borç Ali Rıza Tığ’ın borcudur.  Üstlendiği borcu ama bugün, ama yarın ödeyecek” dedi.

Erdoğan Demir’e, Teoman Papila’ya borcu olup olmadığını da sorduk.

“ Benim, Teoman Papila’ya borcum yoktur. Çok merak ederse, açıp telefonu sorabilir. Onun, hangi muhbiri ile oturduğunu bilmiyorum ama zaten iki aile arasındaki borç meselesi onu ilgilendirmez. Mahkemede, iddiasını ispat etmek zorunda kalacak” diye konuştu.

Erdoğan Demir, “Teoman Papila’ya borcum yok” diyor, Ali Rıza Tığ ise Teoman Papila’ya 10 bin lira borcu olduğunu kendi yazısında itiraf ediyor.

O zaman sen ne diye başkasının borcunu düşünüyorsun, kendi borcunu ödemeyi düşünsene.

Nasıl ödersin onu bilemeyiz…

Tarladaki kabakların 10 bin lira eder mi, onu da Teoman Papila ile görüşürsünüz.

( UMUT İLİKSİZ) 

Editör: Haber Merkezi