Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nın ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüz yüze eğitimde alınan yeni kararları açıkladı. Havaların soğumasıyla birlikte artacak mevsim hastalıklarının Covid-19 ile benzerlikler taşıdığı için süreci çok daha dikkatli şekilde yürütmeleri gerektiğinin farkında olduklarının altını çizen Erdoğan, "Aynı zamanda eğitimden ticarete, spordan sosyal faaliyetlere kadar pek çok hususta ertelenen ihtiyaçların yol açtığı sıkıntıların da bilincindeyiz. Sağlık önceliklerimizden taviz vermeyecek şekilde bu sıkıntıları da aşamalı olarak çözüme kavuşturacak yöntemler geliştiriyoruz. Eğitimde daha önce okul öncesi ve birinci sınıflarda yüz yüze eğitimi sınırlı şekilde başlatmıştık. Diğer sınıflarda da uzaktan eğitim yoluyla eğitim öğretime geçilmesini temin etmiştik. Bugün yüz yüze eğitimin kapsamını genişletme kararı aldık. İlkokul birinci sınıfların yanı sıra ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflarda da yüz yüze eğitimi belirlenen kurallar çerçevesinde başlatıyoruz. Bunlara ilave olarak ortaokul sekizinci ve lise 12. sınıflarda da yine belirlenen kurallar dahilinde yüz yüze eğitime geçilecek. Ayrıca özel eğitim okulları ile İl Hıfzıssıhha Kurullarının uygun bulduğu köy okullarında da yüz yüze eğitimin önünde herhangi bir engel olmadığı görülmüştür. Diğer sınıflarla ilgili kararı gelişmelere bakarak önümüzdeki haftalarda vereceğiz” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığının uzaktan eğitim öğrencilerinden bilgisayar ihtiyacı olanlar için bir çalışma yürüttüğünü belirten Erdoğan, “İlk etapta 500 bin öğrencimize ücretsiz tablet bilgisayar vereceğimiz bir süreci başlattık. Önümüzdeki haftadan itibaren bu tabletleri öğrencilerimize Milli Eğitim Bakanlığı olarak dağıtmaya başlıyoruz. Ülkemizin internet alt yapısını da bu ihtiyaca uygun seviyeye çıkartmak için ayrı bir çalışmayı Ulaştırma Bakanlığımız yürütüyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Dünya haydut devletlerden ve yöneticilerinden kurtarılmalı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'ın Ermenistan işgali altında bulunan topraklarını kurtarmaya yönelik yaptığı harekata değinerek, dünyanın haydut devletlerden ve onların haydut yöneticilerinden kurtulması gerektiğini söyledi. İşgalci Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına karşı yeniden başlattığı saldırıların ardından yaşanan gelişmelerin son dönemde bölgedeki en önemli konu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası toplum, Karabağ ve Azerbaycan topraklarının bir bölümü Ermeniler tarafından işgal edilirken maalesef bu alçaklık karşısında sessizliğe bürünmüştü. Üstelik Karabağ'da sadece işgal değil, aynı zamanda insanlığın yüz karası katliamlar gerçekleştirilmiştir. Ermenilerin çocuk, kadın, erkek demeden yaptıkları ve övünçle anlatmaktan çekinmedikleri katliamları da cezasız bırakıldı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesinde Amerika, Fransa ve Rusya tarafından oluşturulan Minsk Grubu sorunu çözmek yerine adeta çözümsüzlüğe mahkum etti. 30 yıla yakındır Minsk üçlüsü bu sorunu ihmal ettiği içindir ki bu duruma gelindi. Kardeş Azerbaycan halkı yıllarca hem işgalin hem kayıplarının acısıyla yaşadı. Ermenistan geçmişte işlediği cürümlerin bedelini ödememiş olmanın şımarıklığı ile yeniden Azerbaycan topraklarına saldırınca bu defa hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaştı. Azerbaycan ordusu Ermenistan'ın saldırılarına cevap vermek ve Karabağ'ı işgalden kurtarmak için hızla harekete geçti. Şu ana kadar Karabağ'daki pek çok yerleşim birimi işgalden kurtarıldı. Türkiye olarak en başından beri tüm kalbimizle ve imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanında olduğumuzu söylüyoruz. Esasen Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesine destek vermek her onurlu devletin vazifesidir. Dünya haydut devletlerden ve onların haydut yöneticilerinden kurtarılmadan insanlığın kalıcı barışa ve huzura kavuşması mümkün değildir. Maalesef özellikle bizim bölgemizde haydut devlet sayısı oldukça fazla. İsrail'den Kıbrıs Rum Kesimi'ne ve Suriye rejimine kadar uzanan bu haydut devletler hem kendi vatandaşlarına zulmediyor hem de dünyanın istikrarını bozuyor. Küresel güçlerin eteği altına saklanarak insanlığın başına adeta bela olan bu devletlerin kullandıkları yöntemlerin devri artık kapanıyor. Dünya bu zulmü daha fazla taşıyamaz. Türkiye elindeki gücü ve imkanları bu haksız, hukuksuz, çirkin ve kanlı oyunu bozmak için kullanmakta kararlıdır. Bunun için BM'de ‘Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz. Bunun için Suriye'den Libya'ya kadar nerede bir mazlum varsa hepsine de kapımızı ve kalbimizi açıyoruz. Bunun için gerektiğinde yedi düvele meydan okuma pahasına kendimiz ve dostlarımız için hakkın ve hakikatin yanında yer alıyoruz. Azerbaycan'ın Karabağ'ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesinde yaptığımız da bundan ibarettir. Kafkasya'nın son 30 yıldır en önemli kriz konusu olan Karabağ meselesinin bu şekilde çözüme kavuşması hem tarihin, hem hukukun hem de coğrafyanın gerçeklerinin icabıdır. Aksi taktirde bölgedeki huzursuzlukların ve çatışmaların bitmesi mümkün değildir. Bir kez daha Azerbaycanlı kardeşlerimize gazanız mübarek olsun diyor, kutlu mücadelelerinde zafere kadar yanlarında olduğumuzu tekrarlıyoruz” diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan: “5 aşı çalışması insan çalışmaları safhasına yaklaştı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısında korona virüs salgınındaki son durum, iş ve dış güvenlik konuları ile spordan ulaştırma yatırımlarına kadar pek çok konunun görüşüldüğünü açıkladı. Türkiye'nin ve Türk milletinin faydasına olan her çabayı değersiz hale getirme çabasında olan bir güruhun salgın sürecinde de ortaya çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın sürecinde hem sağlık altyapımız hem sağlık sistemimiz hem de geliştirdiğimiz teşhis ve tedavi protokolleri ile takdire şayan bir farklılık ortaya koyduk. Ülkemizde milletimizin faydasına ve çıkarına olan her çabayı değersiz hale getirme içinde olanlar, daha da önemlisi muarızlarımıza malzeme sağlamayı misyon edinmiş bir güruh bu konuda da hemen meydana çıktı. Ülkemiz teröristlerle mücadele eder bunlar teröristlerin yanında yer alır, ülkemiz Akdeniz'de haklarını savunmanın mücadelesine girişir bunlar rakiplerimizin yanında saf tutar, ülkemiz pek çok alanda çifte standarda maruz kalır bunlar hep karşımızdakilerle birlikte hareket eder, ülkemiz ekonomisine tuzaklar kurulur bunlar felaket tellallığı ile hasımlarımızın değirmenine su taşır, ülkemiz pek çok bölgede hakkın, hukukun, adaletin, insani değerlerin kavgasını verirken bunları hep zalimlerin yanında görürüz. Türkiye'nin karşısında kim varsa onunla birlikte olmayı hayatlarının tek gayesi haline getirmiş olan bu kesimin başka yerde de örneği yoktur. Dünyanın sağlık krizi yanında siyasi ve ekonomik sorunlarla adeta yoğun bakıma girdiği son dönemde bunların kirli yüzleri daha açık şekilde gözükmeye başladı. Hastane açarız beğenmezler, fabrika açarız kulp takarlar, yol, otoyol, metro açarız burun kıvırırlar, ihracatta rekorları kırarız inkar ederler, sanayiyi, ticareti, tarımı ayakta tutacak politikalar geliştiririz, binbir yalan ve iftira ile çarpıtırlar. Halbuki böyle bir dönemde dünyanın her yerinde meslek kuruluşları, medya, sivil toplum örgütleri gibi yapılar ülkelerinin ve halklarının yanında yer almıştır. Sağlık ve güvenlik gibi konuların günlük siyasi tartışmaların üzerinde tutulduğu bu anlayışın ülkemizde de bir an önce tesisini umut ediyoruz. Tıpkı diğer eserlerimiz gibi ardı ardına açtığımız hastaneleri, oralardaki modern altyapıyı ve hizmet kalitesini görmeyenler aslına bakarsanız bu imkanlardan en çok da faydalananlardır” diye konuştu.

Pandemi döneminde yapılan yüksek kapasiteli hastaneleri hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen kinleri akıllarının ve vicdanlarının önüne geçmiş bir kesim, ihanet derecesindeki husumetinden vazgeçmedi. Şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum, bizim her türlü yapıcı tenkide, teklife, değerlendirmeye sonuna kadar saygımız vardır. Bu şekilde önümüze gelen hususlardan makul ve uygulanabilir olanları hayata geçirmekten de asla imtina etmeyiz. Siyasi rekabet ile ülke ve millet menfaatlerini ayrı tutmayı ahlaki bir sorumluluk olarak görüyoruz. Amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. Karşımızdakilerin de aynı anlayışa sahip olmaları şartıyla herkese kapımız da, kalbimiz de açıktır. Nitekim eskiden beri siyasi rekabet içinde bulunduğumuz pek çok çevreyle ülkenin ve milletin ali menfaatleri söz konusu olduğunda birlikte hareket etmekten asla çekinmedik, çekinmeyiz. Dolayısıyla karşımızdaki en tatsız manzaranın sorumlusunun biz olmadığımızı da gayet iyi biliyoruz“ şeklinde konuştu.

Salgının sağlık boyutu yanında diğer tüm etkilerini azaltmayı amaçlayan pek çok tedbiri, desteği, teşviki hayata geçirmeyi sürdürdüklerini belirten Erdoğan, ”Gerektiğinde yeni tedbirleri, gerektiğinde yeni normalleşme adımlarını devreye alıyoruz. Böylece ülkemizin salgının yol açtığı tüm olumsuzlukları en kısa sürede geride bırakmasını sağlayacak bir strateji ile bu süreci yönetiyoruz. Salgınla birlikte hayata geçirdiğimiz sosyal koruma kalkanı kapsamında çalışanlarımıza ve dar gelirli kesimlere yaptığımız karşılıksız ödemelerin tutarı 38 milyar liraya ulaştı. Normalleşme desteği kapsamında prim desteği olarak 154 bin işyerindeki 1 milyon 186 bin çalışan için 934 milyon liralık kaynak kullanılmıştır. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanan 3,5 milyon çalışanımıza bugüne kadar 20 milyar liranın üzerinde kaynak aktarılmıştır. Nakdi ücret desteği kapsamında 1 milyon 976 bin kişiye 4,4 milyar lira ödeme yapılmıştır. İşsizlik ödeneği olarak da 847 bine yakın kişiye 4 milyar liraya yakın kaynakla destek verilmiştir. Bunlara ilave olarak Covid-19 teşhisi nedeniyle tedavi gördüğü veya karantinada bulunduğu için çalışamayanlara yönelik iş göremezlik ödeneğini devreye soktuk. Bilgileri filyasyon ekipleri tarafından sisteme girilen çalışanlar hastaneye gitmelerine gerek kalmaksızın bu kapsama alınabilecek. Türkiye Eczacılar Birliği ile SGK arasındaki protokolün yenilenmesiyle salgın döneminde üzerlerine oldukça ağır yük binen eczacılarımıza yapılan ödemelerde yıllık ilave 235 milyon liralık iyileşme sağladık. Devlet korumasındaki 640 gencimizi de bu dönemde kamuda işe yerleştirerek mağduriyetlerinin önüne geçtik. Böylece devlet korumasındaki gençlerimizin istihdam sayısı toplamda 54 bine yaklaştı. Salgın döneminde huzurevlerindeki yaşlılarımıza verdiğimiz hizmetler ve gösterdiğimiz ihtimam Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘iyi uygulama örneği' olarak ilan edildi. Geçtiğimiz aylarda yeniden yükselme eğilimi gösteren vaka, hasta ve ağır hasta sayısındaki artışın düşme eğilimine girmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Pek çok ülkenin baş etmekte zorlandığı hususlarda şu ana kadar kriz düzeyinde bir görüntü ile karşılaşmadık” ifadelerini kullandı.

“İnsan çalışmalarından biri için önümüzdeki hafta bin doz aşı üretilmiş olacaktır”

Yerli aşı geliştirme çalışmalarında oldukça ileri bir düzeye gelindiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu alanda ülkemizde yapılan yatırımların, verilen desteklerin, hazırlanan yol haritalarının birer birer icraata dönüşmesinin haklı kıvancı içindeyiz. Ülkemizde 13 ayrı aşı geliştirme çalışması başlatılmıştır. Bunlardan iki ayrı kategorideki 5 tanesi insan çalışmaları safhasına yaklaştı. Sadece bu tablo dahi ülkemizin sağlık alt yapısına yapılan yatırımların ne kadar stratejik olduğunu göstermeye yeterlidir. Araştırma kuruluşlarımızın yaptıkları planların ve verdikleri desteklerin önemi gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek alt yapı ve insan kaynağı gücümüzle yine bu süreçte ortaya çıkmıştır. Üretim konusunda da alt yapısı uygun bir firmamızın ayda 20 milyon doz kapasitesi bulunuyor. İkinci bir firmamızın da üretim alt yapısını tamamlamasıyla bu rakam ayda 50 milyon dozun üzerine çıkabilecektir. İnsan çalışmalarından biri için önümüzdeki hafta bin doz aşı üretilmiş olacaktır. Ayrıca kuduz, suçiçeği, kırım Kongo, verim aşılarının geliştirilmesinde de oldukça ileri bir safhaya ulaştığımızı belirtmek istiyorum” açıklamasında bulundu.

“Türkiye, bölge ve dünya siyasetinde onurlu, ilkeli ve etkin bir konumda bulunuyor”

Türkiye'nin terörle mücadele tarihinin en başarılı dönemini yaşadığını belirten Erdoğan, “Çevremizdeki kuşatmanın zincirlerini birer birer kırıyoruz. Daha düne kadar ülkemize karşı buyurgan bir dille konuşmayı adet haline getirmiş olanlar artık bizimle eşit şartlarda müzakere noktasına gelmiştir. Ülkemizi bölgesel anlamda ve küresel tüm meselelerde dışarıda bırakıp sadece alınan kararlara tabi kılma politikalarını tümüyle çökerttik. Yıllarca Türkiye'ye verdikleri hiçbir sözü yerine getirmeyenler üstüne bir de bizi suçlayanları artık lafta değil icraata bakılan bir çizgiye çektik. Bugün Türkiye, bölge ve dünya siyasetinde onurlu, ilkeli ve etkin bir konumda bulunuyor. Bugün Türkiye ekonomisini çökertmeye yönelik saldırıları göğüsleyebilecek ve hedeflerine doğru kararlılıkla yürüyebilecek bir yere gelmiştir. Bugün Türkiye insanlığın ortak vicdanı olarak her konuda söz söyleyebilecek ve bunu dinletebilecek bir iradeye sahiptir. Bugün Türkiye siyasi ve ekonomik politikalarını sahada aktif askeri destekle uygulayabilecek bir güce kavuşmuştur. Bugün Türkiye kendisi ile beraber tüm dostlarına ve kardeşlerine destek verebilecek ve bunun arkasında durabilecek seviyeye kavuşmuştur” dedi.

Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz rezervini hatırlatan Erdoğan, ”İnşallah Akdeniz'den de yakın zamanda güzel haberler bekliyoruz" açıklamasında bulundu.

İHA

Editör: Haber Merkezi