Memleketin birinde iki siyasetçi eski partilerine kızıp iki yeni parti kurmuş… 

Eski partileri sayesinde önceden hayal bile edemeyecekleri makamlara gelen bu iki siyasetçi, makamlardan uzaklaşınca veryansın etmeye başlamış, daha düne kadar içinde yer aldıkları siyasi partiyi ve liderini eleştirmeye, absürd-absürd konuşmaya başlamışlar… 

İşi daha ileriye götürüp iki yeni parti kurmuşlar, birinin başına biri, diğerinin başına diğeri geçmiş… Asıl amaçları eski partilerinden biraz oy tırtıklayıp, iktidarı kaybettirecek bir duruma getirmekmiş… Başlamışlar çalışmaya (!).. 

Teşkilatlanmak istemişler istemesine ama, "gölgesinden korkan", söyleyecek sözü, söyleyecek yüzü olmayan kişilerden il başkanı yapmışlar… 

Halkın teveccühü yokmuş, durum hiç iyi görünmüyormuş… 

İki yeni partinin liderliğini yapan iki eski siyasetçi düşünmüşler taşınmışlar, " Bu böyle olmayacak" demişler. 

Sonra devam etmişler… 

" İyisi mi biz iki partiyi birleştirip tek çatı altında toplayalım, böyle daha güçlü oluruz, belki yüzde 3'ü bile buluruz" diye söylemişler. 

Her ikisi de kabul etmişler, sadece iki yeni partinin birleşmesinden doğan son yeni partinin isminin ne olacağı konusunda çelişkiye düşmüşler… 

Uzun tartışmalardan sonra nihayet bir karara varıp, partinin yeni ismini ilan etmişler… 

" Dam Üstünde Saksağan Partisi" "

Amblemi de saksağan olsun" demişler. 

Başka ne olacak ki !.. 

Dam üstünde saksağan… 

Vur beline kazmayı !..

Erhan ÇAKMAK

Editör: Haber Merkezi