Arıza manşet atmış...

“ Güvende değiliz” diyor.

Her yazının bir karşılığı var.

Bazen menfi, bazen müspet.

Sen, irin kokan yazılarınla Zonguldak’ı dizayn etmeye çalışıyorsun.

Ben sana yazı yazıyorum, sen Erdoğan Demir’den bahsediyorsun.

Yeni Adım Gazetesi’nin sahibi de, ortağı da Erdoğan Demir değil, bunu bile bilmiyorsun.

Üstelik sicil amirliği de yapmıyor.

Alınmana gerek yok.

Zonguldak’ın en çok okunan, internet sitesi en çok takip edilen, Ankara’da akredite olmuş bir gazete olduğunu yazıyorsun.

Seni tebrik ederiz.

Ancak, bir de insanların özel hayatına girmesen, belden aşağı yazmasan, yeni yetişen neslin ahlakını bozmasan daha iyi olmaz mı?

Ben sana “hırsız” demedim ki. Homoseksüel de demedim.Sen kendin “ Bana homoseksüel diyorlar” diye yazdın. Ben de, git Devlet Hastanesi’ne tespitini yaptır, daha sonra da böyle söyleyenleri mahkemeye ver dedim.

***

“Ankara Cumhuriyet Başsavcısını korumak birilerine mi kaldı?” diyorsun.

Sayın Başsavcı’nın korunmaya ihtiyacı yok.

Şu anda devletin en önemli kademelerinden birinde vatan hainlerini adalet huzuruna çıkarmak için uğraşıyor.

Her zamanki gibi yine çark etmişsin.

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı aleyhinde yazdığın yazılar, dosya halinde Sayın Başsavcı’nın masasında duruyor.

Yalan söylüyorsun.

Açar telefonu beni arar demişsin.

Sana telefon açmaz, seni uyarmaz.

Kırmızı kalemi yedin bir kere.

İbrahim Tığ, gerçekten Sayın Başsavcı’ya yakın bir insandır. Ancak o da yazdığın yazılar yüzünden mahçup olmuş durumda.

İbrahim Tığ düzgün bir insandır.

Senin gibi kimsenin özel hayatına ait iğrenç yazılar yazmaz, kimseyi tehdit etmez, şantaj yapmaz, çeteye hiç bulaşmaz.

Bak Arıza !

Devlete seslenmene gerek yok. Devlet her zaman 18 yaşındadır.

Kimin ciğerinin kaç para ettiğini iyi bilir, vatandaşlar arasında ayırım yapmaz, gerekli gördüğünde gereğini yapar.

Telaşlanma Arıza !

Senin arkanda kim var, kim yok onu bilemeyiz.

Onu, çeteye yardım ederken, ayağına kurşun sıkılırken, başına levye ile vurulurken düşünecektin.

Milletin özel hayatına, aile kavramına saldırırken düşünecektin.

Erdoğan Demir senden neden rahatsız olsun? Senin koruma müdürün değil, sicil amirin değil.

Sen adam gibi adam ol, gazeteci gibi gazeteci ol, ondan sonra Vali’nin makamına da git, Külliye’ye de git, nereye istersen oraya git.

Biz senin marifetlerini, şehrimize yeni gelen bürokratlar seni iyice tanısınlar, kamuoyu senin nasıl bir tetikçi olduğunu bilsin diye yazıyoruz.

***

Bir de şu beyzbol sopası işine bakalım.

Beyzbol sopası da nerden çıktı?

Akay Turhan mı söyledi?

Kesin sarhoştur, halüsülasyon görmüştür.

İkiniz birlikte mahkemede ispat edersiniz artık.

Ey Arıza !

Biz, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne gideriz ama, elimizde çiçeğimizle gideriz.

Sana bir bilgi aktaralım.

Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ndeki “erkete” büyük bir sıkıntıya düşmüş, o müdürlükten bir belge sızdırmak yüzünden şehrimizdeki en üst bürokratın görevden alındığını ona da söylemişler.

***

Çete zanlısı, vibratör meraklısı Ali Rıza!

Hiç kendine yandaş aramana gerek yok.

Zonguldak’ta kimin yanına gitsen seni görünce aklına vibratör geliyor, masturbasyon, ginseng, viagra geliyor.

Millet gülmekten kırılıyor, farkında değil misin?

***

AVM karşısındaki inşaat ile ilgili yazdığın yazının yalan olduğu resmi makamların yaptığı inceleme sonucunda tespit edildi.

Filyos’u yazdın.

Yasal olmayan bir şey var mı?

Keşke, Filyos’ta yolsuzluk üstüne yolsuzluk yapan, kaçak binaları kollayıp gözeten, imar değişiklikleri ile yandaşlarına çıkar sağlayan Yolsuz Ömer’in yolsuzluklarını yazsaydın.

Filyos sahilinin ve Filyos’taki yeşil alanların kimlere nasıl peşkeş çekildiğini, bu yerlerin nasıl talan edildiğini yazsaydın.

Keşke, önceden “Kardeşi FETÖ’den tutuklandı” diye manşet attığın, daha sonra da “ Düşmanımın düşmanı dostumdur” diyerek birlikte hareket ettiğin Ömer Ünal’ın yolsuzluklarını yazabilseydin.

***

Devletin görevi, milletin güvenliğini sağlamaktır.

Bahsettiğin devlet makamları kime “dur” diyeceğini çok iyi bilir.

Zonguldak’ta güvenlik sorunu yoktur, asayiş yerindedir.

Ancak, senden kaynaklanan “toplumun huzuru ve güvenliği” sorunu var.

Belgesiz, bilgisiz, isimsiz, ahlak dışı yazıların nedeniyle hem kişiler, hem de toplum rahatsız oluyor.

Senin yazdıkların birer bahane.

Aleyhte yazmakla borcundan kurtulacağını sanıyorsun.

Ancak çok yanılıyorsun.

45 bin lira borcunu ödeyeceksin.

Bir de, bahsettiğin kişiyle ilgili olarak yanında koruması, elinde beyzbol sopası olduğunu mahkeme huzurunda ispat etmekle yükümlüsün.

Bunun hesabını da mahkemede vereceksin.

(Umut İliksiz)

Editör: Haber Merkezi