CHP Zonguldak Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Deniz Yavuzyılmaz, Maden Kanunu Değişiklik teklifinin görüşüldüğü Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu toplantısında termik santraller konusunu gündeme getirdi. CHP'li Milletvekili bu kanunla termik santrallerin 2019'a kadar yapılması taahhüt edilen çevresel ve yapısal taahhütlerin yerine getirilmesine iki yıl daha erteleme getirilerek 2021 yılı taahhütlerine dönüştürülmesini eleştirdi. Bu taahhütleri yerine getirmeyen şirketlerin korunduğunu belirten Yavuzyılmaz, vatandaşın sağlığının düşünülmediğini belirtti. CHP'li Yavuzyılmaz, Zonguldak Çatalağzı bölgesindeki santrallere bağlı hava kirliliğine ve partiküllere dikkat çekerken, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımıcısı ve Komisyon Başkanı ile uzun süre konu üzerinde tartıştı.

Yavuzyılmaz, maden kanunu teklifindeki termik santralleri ilgilendiren değişiklik maddesi ile ilgili 'Halk bu kanun teklifinin neresinde! Bu kanunda halk yok' dedi. 

Yavuzyılmaz'ın konuşması şöyle:

Bu Kanun Teklifinde Halk Yok! 

"Değerli Komisyon üyeleri, tadınızı kaçıracağım ama; hiçbir firma, Türkiye Cumhuriyeti devletinden daha büyük değildir. Termik santrallerin filtre sistemlerinde yapmaları gereken değişikliğin 2021'e ertelenmesi durumu daha önce de taahhüt edilmişti -burada söz edilmediği için söylüyorum- yerine getirilmedi. Şimdi, tekrar bir taahhüt alınacak, yerine getirilir, getirilmez belirsiz! Ben açıkçası karşılıklı bir konuşma oluşturmak istemiyorum ama bu arada zehirlenen halkı nereye koyuyorsunuz? Bu insanlar kanun metninin neresinde? Ben bu kanunda insanlara dair hiçbirşey göremiyorum. Metinde "Elektrik üretimi faaliyeti durdurulamaz." denmiş, ben elektrik mühendisiyim, elektriğin ne demek olduğunu biliyorum, ne kadar önemli olduğunu biliyorum, bunun ne büyük bir ihtiyaç olduğunu da biliyorum ancak "İdari para cezası da uygulanmaz." denmiş. Üretim faaliyeti durdurulamayacaksa, idari para cezası da yoksa, peki bu firmalar nasıl denetlenecek? Daha önce taahhüt edildiğinden şu ana kadar geçen sürede neden denetlenmedi, denetlenmemesinde zafiyet gösteren devlet kurumu yetkilileri kimlerdir, bununla ilgili idari soruşturma yapılmış mıdır ki bu durum tekrar karşımıza geliyor? Bunu anlamak çok zor. Özellikle Zonguldak açısından ama Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki termik santraller de bu kapsamda, hepsini ilgilendiriyor. Çatalağzı bölgemizde 7.500 vatandaşımız yaşıyor, eskiden daha fazlaydı, birçoğu hastalanarak göç etti.

Çocuk Onkoloji Bölümü Açıldı! 

Bir şehirde hastane yapılmasına, doktorlar olmasına seviniriz, değil mi? Zonguldak'ta bu santrallere bağlı sebeplerden ötürü çocuk onkolojisi bölümü açıldı, biz buna sevinemedik. Şehrimizdeki termik santral yığılmasından dolayı bu bölüm açıldı; başka bir nedeni yok. Çatalağzı bölgesinde 1,5 kilometrelik bir alanda 7 ünite termik santral var, 3 bin megavat gücünde ve bir şekilde de böyle kanunların arkasından dolanarak, kanunları bir tarafından çekiştirerek, imtiyazlar elde ederek çalıştırılıyor. Bu santralleri işletenlere sağlanan bir imtiyazdır. 2 ünite daha bu santrallere eklenmek isteniyor, yani daha basit tabiriyle yeni 2 termik santral daha yapılmak isteniyor. 820 megavat da böyle bir talepleri var ortada. 

İnsan Sevdiğini Öldürüyor Demektir! 

Bu gaz, duman, partiküller bunlar kuş uçuşu 30 kilometrelik bir alanı zaten şu anda abluka altına almış vaziyette. Enerji Bakanlığı yetkilileri zaten biliyor bu konuyu aslında ama nasıl bu kadar görmezden geliyorlar, ben inanamıyorum. Kendi aileleri orada yaşasa bunu yapamazlar da, zaten yaparlarsa da insan sevdiğini öldürüyor demektir."

Çatalağzı’nda Partiküller 3 Kat Fazla

"Çatalağzı’nda çevresel etki değerlendirmede yapılan havadaki partikül ölçümlerinde de aynı hata yapılıyor. Aslında Sayın Bakan Yardımcısı da ifadelerinde  bunu da bir şekilde doğrulamış oldu. Konu şu: Şimdi, ölçüm yapılıyor, her bir ölçüm 7 ünitenin aktif bir şekilde çalıştığına göre yapılması gerekirken, tek 1 ünite o alanda tek başına çalışıyormuş gibi değerlendiriliyor, dolayısıyla, her birine baktığınız zaman da sanki dünya standartlarını ya yakaladı, yakalayacak bir sınırdaymış gibi algılanıyor. Kapasite oranları da düşük çalıştığı hâlde böyle bakılıyor! Hâlbuki yapılan ölçümlerde santellerin tümü çalıştığı zaman -yani elimde zaten veriler de var- standartların yaklaşık 2 katı, 3 katı seviyesinde, partiküllerin havada bulunmaması gereken seviyede olduğu bilimsel olarak ispatlanmış. Bunu zaten siz de biliyorsunuz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verileri de bunu doğrular nitelikte. Dolayısıyla demek istediğim santraller 2021 yılına kadar bir şekilde, imtiyazlandırılıyor, taahhüt verdiriliyor. Yani bu firmalar daha önce taahhütlerini yerine getirmediler, bir kez daha güya taahhüt verdiriliyor”

Şirketlere Yaptırım Yok! 

Daha önce verilen sürede, "2019 yılına kadar bunu yapması gerekiyor." ne demek? Devlet diyor ki: "2019'un sonuna kadar bunu yapacaksın." Yapmıyor işte. Sayın Bakan Yardımcısı diyor ki, biz süre verdik, onlar taahhüt etmediler bir imza atmadılar ki diyor. İlla gelip bir de imza mı atması lazım? Değil termik santral bacası, bu şekilde bir aracın egzosu uygun değilse trafiğe bile  çıkaramazsınız, ceza yer, yine yaptırmazsa trafikten men edilir. Dolayısıyla bir şehir burada zehirleniyor ve aynı zamanda bu yapılan ölçümler var. Ölçümleri ben yapmıyorum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor, odalar yapıyor, böyle çapraz yapılan ölçümler bunlar birbirini destekler nitelikte. Termik santraller de henüz daha yüzde 47 kapasiteyle çalışıyor yani bir de desek ki: Daha fazla enerji ihtiyacımız var, bunu sağlamak üzere daha fazla kapasiteyle çalışsın, bu partikül oranı daha da fazla olacak. Değerli komisyon üyeleri: 
''Zehir ölçüdedir'', kanun teklifinde ölçü kaçmış vaziyette yani bu teklifin içinde bir yerde bana bir cümle bir kelime gösterin, halkın da bu 2021 yılına kadar olan haklarını da korumuş olalım, zehirlenmesine engel olacak bazı müeyyideler, dengeleme ve denetlemeyi sağlayan içerekte bir kanun teklifi olsun.
Sayın Bakan Yardımcısı, firmalara daha önce verilen süreye uymadıklarını tespit etmek için sürenin dolmasını bekledik diyor. 
Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel de, bir genel seçimler öncesinde "500 günün sonunda enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğim." diye vaat vermişti. Seçim sonrası 495'inci günde sordular, dediler ki: "Ne oldu, hani enflasyon düşecekti, rakam çok yukarılarda %80'lerde?" O da dedi ki: "Yahu daha 500 gün olmadı ki, 5 gün daha var" Sayın Bakan Yardımcım, bu idari takibi yapmak için 2019'un sonunun gelmesini beklerseniz, kucağınızdaki bu sorunun devamı için siz ona fırsat verdiniz demektir.

Halkı Düşünmek Zorundasınız! 

Sadece şu hatırlatmayı yapmak istiyorum: Halkımızı da düşünmek durumundayız. Halk sağlığı bu kanun teklifinde bu maddenin bir yerinde olmak zorunda. Bu filtre değişikliğinin bedeli nedir; hem bugün nedir hem de iki yıldır yapılmıyor ya iki yıldan beri nedir hangi seviyededir? Bu firmalarla görüşülsün, bu sorun çözülsün. Şehrimizde ilave termik santral istemiyoruz ama mevcutları da daha fizibil kullanılabilir hâle getirmek için temiz ve doğa dostu çalışır bir hâle getirelim. 

Zonguldak'ta Halkın Yüzüne Nasıl Bakacaksınız! 

Yavuzyılmaz, firmaların taahhütlerini yerine getirmemesi durumda kanun teklifi gereği para cezası dahi verilemeyeceğini, bunun da halkı yok saymak olduğunu belirttiği konuşmasında; "Bu kanun teklifine evet diyen AKP Milletvekilleri Zonguldak'ta insanların yüzüne nasıl bakacaklar" diye sordu.

Editör: Haber Merkezi