Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak yaşama veda eden GMİS eski Genel Sekreteri Hüseyin Kolçak, doğumunun 52. yılında mezarı başında anıldı. 

Genel Maden İşçileri Sendikası eski Genel Sekreteri Hüseyin Kolçak, doğumunun 52. yılında mezarının başında anıldı. Eşi Yasemin Çakıcı Kolçak’ın organize ettiği anma törenine anne babası Ürküş ve Yakup Kolçak’ın yanı sıra kalabalık bir topluluk katıldı. Yapılan duanın ardından tek tek söz alan Hüseyin Kolçak’ın dostları, onunla ilgili anılarını paylaşırken, çalıştığı işyerinden izin alamadığı için etkinliğe katılamayan kızı Öykü Kolçak’ın mektubu herkesi duygulandırdı.  

BU İLK ETKİNLİK SENEYE HEP BERABERİZ 

Doğum gününde anma fikrinin, eşinin ölüm tarihi 1 Ocak’ın kış aylarına denk gelmesinden çıktığını söyleyen eşi Yasemin Çakıcı Kolçak, “O ayda hava şartlarının kötü olmasından dolayı, dostlarına zorluk çıkarmamak için, ailede, 14 Temmuz’daki doğum gününde anma fikri oluştu. Kısa sürede bu etkinliğe hazırlandık. Hüseyin'in yaş gününde tıpkı onu sonsuzluğa uğurlarken yalnız bırakmadığımız gibi bugün de onu sizlerle anmak istemedik. Ancak ilk kez yapılacak böylesi bir anmayı başarabilme konusundaki tedirginliğimiz nedeniyle sadece çok yakın dost ve akrabaları bir araya getirerek tekrarının yapılıp yapılamayacağı konusunda bir fikir de elde etmek istedik. Elbette Hüseyin bütün madencileri, görüştüğü bütün insanları çok severdi ve eminiz ki dostları da onu çok seviyor. Onu tanıyan herkes burada olmak isteyecektir. Bugün anlaşılıyor ki, yapılan bu ‘doğum günü anması' etkinliği siz dostlar tarafından olumlu karşılandı ve tekrarını yapmak sanıyoruz ki en güzeli olacak. Bugün burada olamayan birçok dost alınmış, kırılmış olabilir. Lütfen üzülmesinler, çünkü bundan sonra her sene, Hüseyin'in doğum günlerinde burada bir arada olacağız” dedi. 

“KOZLU VE ÇAYDEĞİRMENİ BELEDİYELERİNİ HÜSEYİN’İN ADININ YAŞATILMASI İÇİN DİLEKÇE VERDİM” 

Eşinin adının yaşatılmasıyla ilgili yaptığı çalışmalardan da söz eden Yasemin Çakıcı Kolçak, “Hüseyin bütün ömrünü maden işçilerinin sınıf mücadelesi içinde harcadı. Çocukluğunun geçtiği, uzun yıllar çalıştığı Kozlu onun yaşamında önemli yer tutuyordu. Kozlu 1 Numaralı kuyu, onun için çok özeldi. Her gün orada madenci arkadaşlarıyla buluşup, sorunlarını dinlemek, bilgiler aktarmak, onlarla sohbet etmek yaşamının belki de en keyifli anlarıydı. Şu anda gömülü olduğu Çaydeğirmeni onun baba toprağıydı. Ben hem Kozlu Belediyesine, hem Çaydeğirmeni Belediyesine dilekçeyle başvurarak bir sokağa ya da parka Hüseyin Kolçak’ın adının verilmesini talep ettim. Her iki belediye başkanı da gayet sıcak baktı. Ancak bu konuda henüz olumlu bir sonuca ulaşılamadı. Madenci kardeşlerimden bu konunun takipçisi olmalarını rica ediyorum. Lütfen ilgili yerlere sizler de başvurun, sorular sorun, Hüseyin’in adının oralarda yaşamasını hep birlikte sağlayalım” dedi.  

“SEN,  BENİM BABAM, HİÇ HASTALANMAZDIN Kİ” 

Anma etkinliğinin en duygulu anlarını kızı Öykü Kolçak’ın mektubunun okunması oluşturdu. Öykü Kolçak mektubunda şunları söyledi: “Sevgili babacığım, önce hastalandığını öğrendiğimde bu durumu kabullenmek benim için çok zor oldu. Sen,  benim babam, hiç hastalanmazdın ki. Hiç yorulmaz, hiç üşümez, hiç boş durmazdın, neredeyse hiç tembellik etmezdin. Bu yüzden hastalık sürecini gözümün önünde yaşamış olmanı kabullenemedim. Benim bildiğim babam, üniversite sınavımdan bir gün önce beni ziyarete gelip, beni Kabataş’tan Sarıyer’e kadar yürüten, yorulduğum için dalga geçen babamdı. Benim tanıdığım babam, ben ilkokuldayken ikimiz İstanbul’a gezmeye geldiğimizde bütün bir İstanbul’u bir gün içinde bana gezdirmeye çalışıp, daha fazla yürüyemediğim için kalan yerleri kucağında taşıyarak gezdiren babamdı.” 

“KEŞKE ELİMDE DİPLOMAMLA YANINDA OLABİLSEYDİM” 

“Sonra 1 Ocak günü senin için toplandığımızda, o acı günde Kozlu Terminali’nde otobüsten indiğim zaman gittiğin gerçeği ilk kez gerçekten yüzüme vurdu. Seni terminalde beni beklerken göremediğimde yaşadığım şaşkınlık ve üzüntüyü anlatabilecek kelimem yok. Hastalığın süresince geçirdiğimiz bir buçuk senede gördüğüm babam, benim babamdan çok uzaktı. Biliyorum ki, benim babam, hem hastalıkta ve sağlıkta emek mücadelesini son nefesine kadar sürdürdü. Gidişinde beni en çok üzen şeylerden biri, mezuniyetimde yanımda olamaman. Seni son gördüğümde sana ‘Hadi artık biraz daha hızlı toparlanman lazım’ dediğimde, bana ‘Haziran’a daha 6 ay var, o zamana çoktan toparlanmış olurum’ demiştin. Biliyorum, sen de hiçbir zaman gideceğini düşünmemiştin. Bugün sensiz geçirdiğim ilk doğum günün, keşke elimde diplomamla yanında olabilseydim. Ama bunu yapamasam da bil ki, bundan sonraki her adımımda seni gururlandırmaya devam edeceğim. Sevgili babacığım, seninle gurur duyuyorum. Seni her zaman boynunda asılı gözlüğün, lacivert ceketin ve kırmızı kravatınla bana doğru yürürken hatırlayacağım. İyi ki doğdun başkan, iyi ki doğdun babam.” Konuşmaların ardından sunulan ikramların de yendiği etkinlik, seneye buluşma temennisi ile son erdi.  

HABER MERKEZİ

Editör: Haber Merkezi