Vatan Partisi, ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarını “Soykırım” olarak ilan eden açıklamasına, "İncirlik ve Kürecik Üssü, derhal TSK’nın tam kontrolüne alınmalıdır. ABD askerleri hemen ülkelerine gönderilmelidir" çağrısıyla yanıt verdi.


Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarını “Soykırım” olarak ilan eden açıklamasına ülkemizde tepkiler artarak devam ediyor.
Vatan Partisi Zonguldak İl Başkanlığı tarafından Joe Biden’ın 1915 olaylarını “Soykırım” olarak ilan eden açıklamasına tepki amacıyla Madenci Altında basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasına Vatan Partisi İl Başkanı Avukat Gökhan Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Türkiye Gençlik Birliği Başkanı Umut Ergin ve Cumhuriyet Kadınları Derneği başkan ve yöneticileri katıldı..

ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarını “Soykırım” olarak ilan eden açıklamasının Türkiye’ye ve Asya’ya karşı hücum borusu olduğunu ifade eden Vatan Partisi İl Başkanı Gökhan Yılmaz, "Bugün ABD; Karadeniz’de Gürcistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan’daki askerî üsleriyle, Ege ve Doğu Akdeniz’de Dedeağaç, Kavala, Selanik, Larissa, Stefanoviç’den Girit’e kadar Yunanistan’daki üsleriyle, Güney Kıbrıs Rum kesimindeki askerî yığınağıyla ve Suriye ile Irak’ın kuzeyindeki üsleriyle namlularını Türkiye’ye ve bütün Asya’ya yöneltmiş bulunuyor. Ermeni Soykırımı yalanları ve Biden’ın açıklamaları işte bu harita içinde değerlendirilmelidir." dedi.
Açıkça görüldüğü üzere ABD'nin, Asya’yı hedef alan stratejisini Türkiye’den başlatmayı planlamakta ifade eden il başkanı Gökhan Yılmaz,"İncirlik ve Kürecik Üssü, derhal Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam kontrolüne alınmalıdır. ABD askerleri 15 gün içerisinde ülkelerine gönderilmelidir."çağrısında bulundu.
Vatan Partisi Zonguldak İl Başkanı Gökhan Yılmaz yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Joe Biden’ın 1915 olaylarını “Soykırım” olarak ilan eden açıklaması, Türkiye’ye ve Asya’ya karşı hücum borusudur. ABD Başkanı, 1915 olaylarıyla ilgili bir “insan hakları” çıkışı yapmıyor. Olay, bir tarih tartışması çerçevesinde değerlendirilemez. Biden öncelikle Türkiye’ye, Rusya ve Çin’in de içinde bulunduğu Asya’ya yönelik yoğun tehditlerini eyleme geçirmek için işaret fişeğini yakmıştır. Bu hücum borusu, Biden’ın daha başkan seçilmeden ilan ettiği ve Rand Corporation raporu olarak da bilinen, Tayyip Erdoğan yönetimini devirme eylemi için de bir işaret fişeğidir. Türkiye’deki Biden tayfasının bir süredir Türkiye hükümetine karşı yoğunlaştırdığı kışkırtma kampanyalarıyla ve başıbozuk bildiri türünden girişimlerle birlikte ele alınırsa, karşılaştığımız tehdidin iç cephesini de görmüş oluruz.  
Biden, denetim altında tuttuğu Atlantik ülkelerini de Türkiye ve Asya düşmanlığında birleştirme gayreti içindedir. Asya’ya yönelik tehditler, “Ermeni soykırımı”, “Ukrayna soykırımı” ve “Uygur soykırımı” türünden yalanlarla “insan hakları” perdesi altına gizlenmektedir. Türkiye’yi kuşatan ABD üsleri ve silah yığınağıyla birlikte değerlendiğimiz zaman, Biden’in hücum borusunun boyutları hakkında gerçekçi saptamalarda bulunabiliriz. Bugün ABD; Karadeniz’de Gürcistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan’daki askerî üsleriyle, Ege ve Doğu Akdeniz’de Dedeağaç, Kavala, Selanik, Larissa, Stefanoviç’den Girit’e kadar Yunanistan’daki üsleriyle, Güney Kıbrıs Rum kesimindeki askerî yığınağıyla ve Suriye ile Irak’ın kuzeyindeki üsleriyle namlularını Türkiye’ye ve bütün Asya’ya yöneltmiş bulunuyor. 
Ermeni Soykırımı yalanları ve Biden’ın açıklamaları işte bu harita içinde değerlendirilmelidir. Açıkça görüldüğü üzere ABD, Asya’yı hedef alan stratejisini Türkiye’den başlatmayı planlamaktadır. Rusya, Libya, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Çin de bu tehditle karşı karşıyadır. Türkiye’nin dört cephesine yığılan ABD silahlarının küresel anlamı budur. Biden bütün Batı Asya ve Asya’ya karşı hücum borusu öttürmektedir.

ABD TEHDİTLERİNİN KOFLUĞU

ABD, yenilen ve inişe geçen emperyalisttir. Tek dişi kalmış canavardır. ABD’nin silahlı gücünü dengeleyen silahlı kuvvetler vardır ve Dolar saltanatı çökmektedir. 2014 baharında Vatan Partisi’nin Silivri duvarlarını yıkmasından bu yana Türkiye’nin ABD’nin üzerimize sürdüğü piyonlara karşı silahlı başarıları, PKK’nın hendeklere gömülmesi, FETÖ Gladyosunun ezilmesi, ABD-İsrail Koridorunun yarılması, İkinci İsrail planının bozulması, Karabağ’ın işgalden kurtarılması, ABD’nin yenilgisini gösteren son örneklerdir. Türkiye, Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan cephede, Rusya, Azerbaycan, İran, Irak, Suriye ve Libya ile işbirliği yaparak ABD’nin baskı ve tehditlerini bozguna uğratmıştır.  

ERMENİ SOYKIRIMI YALANINI AİHM KARARLARIYLA TARİHE GÖMDÜK

Türkiye’ye yönelik emperyalist saldırı aracı olan Ermeni Soykırımı yalanlarını, AİHM’de görülen Perinçek-İsviçre ve Ali Mercan-İsviçre davalarında alınan kararlarla hukuk düzleminde bitirdik. Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in önderliğinde yürütülen on yıllık mücadele sonucunda AİHM, 1915 olaylarının Yahudi soykırımıyla aynı sınıflama içinde bulunmadığını karara bağlamış ve uluslararası yargıda içtihat oluşturmuştur. AİHM bu içtihadını daha sonraki çeşitli soykırım iddialı davalarda yinelemektedir.  AİHM içtihadına göre, Mahkeme kararı yoksa, soykırım yoktur. Hiçbir devlet başkanının, parlamentonun veya belediyenin soykırıma hükmetme yetkisi yoktur. 

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL SEKRETERLİĞİNİN BIDEN’A OKKALI TOKADI

Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği de üç gün önce yaptığı açıklamada, Doğu Perinçek’in tezlerini kabul ederek, Biden’a okkalı bir tokat indirmiştir. BM Genel Sekreteri Sözcüsü, Biden’in Ermeni soykırımını tanıması kararına ilişkin bir soru üzerine, “yargı hükmü olmadan soykırım saptamasında bulunulamayacağını” dünya kamuoyuna açıklamıştır.

TÜRKİYE’YE ABD’DEN KORKMAYAN HÜKÜMET GEREKLİ

Ne yazık ki, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine kavrattığımız AİHM kararını Türkiye yönetimine kavratamadık. Türkiye yönetimi, kazandığımız mevziye girmiyor ve ABD’yi yatıştırmak için çareler bulmaya çalışıyor. ABD’nin yöneticilerimize yönelttiği kişisel tehditler, Türkiye’ye yönelttiği tehditlerin önünde görülüyor.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, tarihî bir sorumluluk içindedir. Artık Türkiye, ABD’den korkan hükümetlerle yönetilemez. Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan cephede doğru strateji kurmak, kararlı ve eylemli tavır almak, şahsi kaygılardan kurtulmak, ABD tehdidine eylemli yanıt vermek, tarihsel görevdir.

Vatan Partisi, Türkiye Hükümetine çağrıda bulunarak Biden’ın hücum borusuna lafla yanıt verilemeyeceğini açıklamış ve eylemli yanıt önerisini dört maddede özetlemiştir: 
İncirlik ve Kürecik Üssü, derhal Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam kontrolüne alınmalıdır. ABD askerleri 15 gün içerisinde ülkelerine gönderilmelidir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte Kırım ve Abhazya’nın tanınması için Rusya, İran ve Azerbaycan ile diplomatik temaslar başlatılmalıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in Altılı Platform önerisine KKTC ve Abhazya da dahil edilmelidir.
PKK’yı sınır ötesinde bitirmek için, Suriye Arap Cumhuriyeti ile askerî işbirliği dahil her konuda eylem için derhal harekete geçilmelidir.
HDP derhal kapatılmalıdır. Anayasa Mahkemesi, PKK’nın kolu ve bacağı olan örgüte karşı yargı sürecini uzatmamalı, Türkiye’nin karşılaştığı tehditlere uygun olarak hızla karar almalıdır.

Türkiye, ABD’den korkmayan hükümetini kuracaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın omuzlarında bu tarihsel sorumluluk bulunuyor.  
Türkiye, karşılaştığı güvenlik sorunlarını 2015 yılından bu yana Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Polisimizin silahıyla çözüyor. Ve şimdi Üretim Devrimi önümüzdeki zorunlu atılımdır. 
Bu koşullarda güvenlikte ve üretimde devrimci kararlara önderlik edecek bir hükümet kurmak, Türkiye’nin önündeki temel meseledir. 
Vatan Partisi, Üreticilerin Millî Hükümetinde sorumluluk üstlenmek için milletimizden yetki istiyor ve başta AK Parti, MHP, Deniz Baykal önderliğindeki CHP ve diğer millî güçlere, ABD tehditlerini boşa çıkarmak ve Üreticilerin Millî Hükümetini kurmak için güçbirliği çağrısında bulunuyor.
(Haber-Ercan Demir)

Editör: Haber Merkezi