Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Oktay Olcay Yurtbay Anadolu Lisesi tarafından düzenlenen “Kariyer Günleri” programının konuğu oldu. Özgeçmişinin anlatılmasının ardından kürsüye çıkan Belediye Başkanı Bülent Kantarcı yaptığı konuşmada,  babası Nihat Kantarcı’nın 1955-1973 yılları arasında aralıksız 18 yıl Çaycuma Belediye Başkanlığı yaptığını söyledi.  İlkokulu Çaycuma Barbaros İlkokulu’nda ortaokulu ise Çaycuma Ortaokulunda okuduğunu belirten Başkan Kantarcı, o yıllarda Çaycuma’da lise bulunmadığı için liseyi İstanbul’da Kabataş Erkek Lisesi’nde bitirdiğini ifade etti.  Okul döneminde yaşadığı anılarını anlatırken duygusal anlar da yaşayan Başkan Kantarcı, öğrencilere bol bol öğüt verdi.

EFSANE DENİLECEK ÖĞRETMENLERDE OKUDUK

Türkiye’nin ve dünyanın çok hızla büyüdüğünü ve geliştiğini belirten Başkan Kantarcı, “64 yaşındayım, bundan yarım asırdan biraz fazla dünyada öyle bir değişim oldu ki, bunu bilim insanları dünyanın ta başından bugüne kadar olan gelişmeler son 50 yılki gelişmeye denk olduğunu söylüyorlar. Şu anda yaşadığımız dünyayla benim dünyaya geldiğim tarihleri arasında her şey çok farklı. Türkiye Cumhuriyeti 1923’te kurulduktan sonra en önemli uygulama eğitime verilen önem oldu. Cumhuriyetin ilk yıllarında en başarılı öğrenciler öğretmen olmuş, öğretmenliğe teşvik edilmiş. Ve biz o öğretmenlerin son nesline yetiştik. Efsane denilecek öğretmenlerde okuduk” dedi.

NE KADAR ÇOK ÖĞRENİRSENİZ NE KADAR AZ BİLDİĞİNİZİN FARKINA VARIRSINIZ

Eğitimin önemine değinen Başkan Kantarcı, bu konuda, şunları söyledi: “Bu yaşa geldim sürekli öğrenmenin peşindeyim. Sizlere de tavsiyem diploma almakla her şey bitmiyor tam tersine ne kadar çok öğrenirseniz ne kadar çok öğrenmek için uğraşırsanız ne kadar az bildiğinizin farkına varırsınız. Bu sözler bir kulaktan girip diğer kulaktan çıkmamalı. İnsan niye eğitim görüyor biliyor musunuz? Diploma almak veya işe girmek için değil. Kendine bahşedilen bu hayatı daha iyi yaşayabilmek için. Eğer bu dünyayı, bu evreni başkalarına göre daha iyi öğrenirseniz daha mutlu olursunuz daha başarılı olursunuz. Bir takım olaylar olduğunda hayrete düşmezsiniz, şaşırmazsınız. Günümüzden 400 yıl önce dünyanın tepsi gibi olduğu ve dönmediği düşünülüyordu. Dünyanın milyonlarca yıl bir geçmişi var. Hala günümüzde bir takım hurafeler var. Bilimle diğerlerinin arasındaki fark şu: Bilim, araştırıyor, gözlemliyor, deniyor ve ortaya bir şey koyuyor. Eğer birisi çıkıp da onun yanlışlığını gösterirse bilim bundan vazgeçiyor diyor ki, hayır doğrusu buymuş diyor kendini yenileme imkânı buluyor. Bilim her geçen gün yeni şeyler öğrenmemize sebep oluyor. Medeniyet dediğimiz şey bilim sayesinde. Daha iyiyi arayacağız. Ben 60 yaşında belediye başkanı oldum, niye. Bir belediye başkanının oğlu olarak dünyaya geldim ve Çaycuma’nın gidişatını beğenmedim. Kendi rahatımı bir tarafa koyarak Çaycuma’nın daha iyi olması için ortaya çıktım ve kazanma ihtimalini de çok gözetmeden. Demek ki, daha iyiyi arayacağız. Ama bu ararken de zaman ve mekan gözetmeyeceğiz. Daha iyi bir dünyaya ulaşmamız lazım. O yüzden bir taraftan çalıştım bir taraftan kendi eğitimimi sürdürdüm. “

FARKLI KÜLTÜRLERE AÇIK VE HOŞGÖRÜLÜ OLUN

Öğrencilere önerilerde bulunan Başkan Kantarcı, “Ülkemizin kurucusu ve Yüce Atatürk’ü iyi anlayın, onun işaret ettiği hedeflere koşun. Ülkemizin geleceğinin bilim ve teknolojide olduğunu bir an bile aklınızdan çıkarmayın, bilimsel gelişmeleri yakından takip edin. Kültüre, sanata, edebiyata değer verin, büyük yazarların değerli kitaplarını okuyarak ufkunuzu genişletin. Doğayı, tarihi ve kültürel değerleri korumayı görev bilin. Nerede, hangi görevi yaparsanız yapınız koruma öncelikli hedefiniz olsun. İnsanları sevin. Dini, dili, ırkı, dünya görüşü, ten rengi ne olursa olsun her birimizin aynı gök kubbe altında yaşadığını unutmayın. Farklı kültürlere açık ve hoşgörülü olun. Sizin gibi düşünmeyen insanları rakibiniz değil tartışma arkadaşınız olarak görün. İnsanları, doğayı, hayvanları ve Allah’ın yarattığı her şeyi sevin. Dünyayı tüm canlılarla paylaştığımızı unutmayın. Bizde bir şey var, şehirleri yaparken de eskiyi yıkıp yeni yapma sevdası var. Nasıl ki insanların hafızası olduğu gibi geçmişi hatırladığı gibi şehirlerin de hafızası olması gerekir. Eski Çaycuma’nın belli bölümü tahrip edildi. Eğer tahrip edilmeseydi Safranbolu gibi bir kültür mirası gibi olarak bugüne gelseydi Çaycuma şu anda turistik bakımında da bir merkez olurdu. Şimdi en azından elimizdeki olanları korumaya çalışıyoruz. O yüzden değerlerimizi korumayı öğrenin ve sahiplenin. Örneğin yeni belediye binası yapıyoruz biz. Bana diyorlar ki, buraya taşınınca eski binayı ne yapalım? O bina Çaycuma’nın ilk betonarme binasıdır.  1964 yılında yapılmış. Korunması gereken bir binadır. Ancak şimdiki haliyle değil, şimdi benim ona zamanım yeter mi bilmiyorum üzerindeki o plastikler soyulup ilk zamanki yapılan orijinal haline döndürülerek onun dışı mermerle kaplıydı, pencereleri şimdiki gibi değildi, belediye taşıdıktan sonra orayı 1964 yılındaki orijinal haline getirip kültür ve sosyal işleriyle ilgili müze gibi değerlendirmek isterim. Orayı yıkmak isteyenler olursa sizler nerede olursanız olun karşı çıkın. “

4 YILA ÇOK ŞEY SIĞDIRDIK

Programda Başkan Kantarcı, öğrencilerin sorularını da cevapladı. Bir öğrencinin “Çaycuma ilgili yeni fikir ve projeleriniz var mı?” şeklindeki soruya, “Çaycuma’yla ilgili planlarımız, projelerimiz var. Gelecekte yapılması olanlar var. Çaycuma’nın geleceği çok parlak.  Şu anda halkın fark etmediği geleceğe yönelik projelerimiz de var. 4 yıl çok uzun bir zaman değil. Ama biz bu 4 yıla çok şey sığdırdık ve Çaycuma’nın 50 yıl sonrasının problemlerini kontrol altına aldık” şeklinde cevap verdi.

YANICI MADDELERLE YALITIM, MANTOLAMA, YAPMAMAK LAZIM

Öğrencilerden binaların depreme dayanıklılığıyla ilgili bir soruya da Başkan Kantarcı, şöyle cevap verdi: “Bizim evlerimiz var, işyerleri var, bir de kamu binaları var. Okul, hastane, belediye binası, adliye ve hükümet konağı gibi. Binaların projelendirilmesinde kamuya ait yapılar ve özellikle hastane gibi yapılar çok daha güvenlikli yapılır. Çünkü bir felaket anında o binaların ayakta kalması lazım. Çok büyük depremde birçok bina yıkılsa bile o sırada lazım olacak olan kamu binalarının ayakta kalması lazım. Onun için onların maliyeti daha yüksektir. Peki neden bütün binaların hepsi sağlam yapılamıyor, ekonomik olmadığı için. Belediye binamız hem büyüklüğüyle hem mimarisiyle hem de depreme dayanıklılığıyla Allah göstermesin ama en büyük felakette ayakta kalacak tek yapıdır. Yangın hiç ortada görünmeyen, fakat olduğunda çok can yakan felaketlere sebep olan bir şey. Binalardaki yangın güvenliğini düşünmemiz lazım. Yanıcı maddelerle yalıtım, mantolama, yapmamak lazım. Ama bunların hepsi bir yerde önce bilgiye sonra da maddiyata dayanıyor.  Bunu kesinlikle önemsiyorum. İtfaiyecilik dünyanın en eski mesleklerinden biri. Geldiğimden itibaren itfaiye teşkilatına çok büyük yatırımlar yaptık. İstiyoruz ki, böyle zamanlarda olay büyümeden çok kısa sürede kontrol altına alınsın ve çok şükür ki 4 sene çok ciddi bir sorun yaşamadık.”

ÇAYCUMA İÇİN DAHA YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR

Başkan Kantarcı, “Çaycuma’nın son 4 yılda yapılanları hayranlıkla karşılıyorum. Bu işleri yaparken model aldığınız bir kent veya kentler var mı yoksa kendi kafanızdan mı hayalinizdeki Çaycuma’yı yapmak istediniz” şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi: “Ben göreve geldiğimde ya da aday olduğumda ‘Çaycuma’ya acaba ne yapayım’ diye hiç düşünmedim. Çünkü ben çocukluğumdan beri ‘Ben belediye başkanı olsam şunu şöyle yapardım bunu böyle yapardım’ diye hep o yılları Çaycuma için tasarlayarak geçirdim ve bu 5 yıllık dönemde yapabileceklerimi öncelik sırasına göre planladım. En önemlilerini zamana göre ve yatırıma göre öncelik seçtim. Ama şunu bilin, Çaycuma için yapılacak çok şey var daha. Onun için buraya gelmemin bir sebebi de o. Ben kaç sene yaparsam yapayım benden sonra da bu hizmetlerin böyle daha iyisini daha güzelini yapacak gençler lazım. 4-5 sene sonra sizler de artık hayatın içinde olacaksınız. Genç yaşta bu işlere sahip olursanız da o kadar güzel olur. Çünkü yaşlandıkça insanlar biraz daha ürkek, korkak oluyor, gençler gibi cesaretli olmuyor. Sizlerin bu yapılan işleri takdir etmesi çok güzel ama benim sizden istediğim bir büyük olarak bu bayrağı artık 60 yaşın üzerindeki adamlar alın.”

ÖĞRENCİ YURDUMUZ TAMAMEN ZEHİR SAÇIYOR

Doğalgaz konusuna da değinen Başkan Kantarcı,  şunları söyledi: “Ben seçim döneminde konuşmalarımda hep şunu söyledim. ‘Değerli Çaycumalılar eğer beni belediye başkanı yaparsanız ben Çaycuma’nın havasını temizlemek zorundayım. Çünkü ben astım hastasıyım. Siz bu durumdan memnun olsanız bile bu dumandan bu kirlilikten ben yapamam’ dedim.  Göreve gelir gelmez de Çaycuma’nın her tarafını kazdık ve 1 yıl gibi çok kısa içerisinde Çaycuma’nın neredeyse tamamını doğalgaza kavuşturduk. Şu anda bölgede doğalgaz şebekesinin en yaygın olduğu yer Çaycuma. Bu konuda seferberlikte başlattık. Çok hızlı bir şekilde dönüşüm yapıldı. Nedense inat edenler var. Bazı devlet kurumları var. Mesela bizim öğrenci yurdumuz tamamen zehir saçıyor. Şunu bilmenizi istiyoruz. Biz bu konuda ciddi mücadele veriyoruz ama yine tabi olduğumuz mevzuat ve kanunlar gereği belediyenin bu konuda yaptırım gücü çok az. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün yetkisi altında. Bizim büyük cezalar yazma şansımız yok. Sadece ikna etmek yolunu seçiyoruz. Sosyal medyayı kullanan aramızda çok vardır. Gerek benim kişisel sayfam, gerekse belediyenin sayfaları çok yakından takip ediliyor. Bu tür konularda netice almanın yolu toplumsal baskı yaratmak. Hani bir söz var ya ‘ağlamayan çocuğa meme verilmez’ diye. Ben sizden rica ediyorum, rahatsız olduğunuz konularda bir takım çalışma grupları kurun ve ilgili yerleri rahatsız edin. Rahatsız edeceğiniz yerlerin başında biz varsak bizi de rahatsız edin. Kendiliğinden hiçbir şey olmuyor.  Siz eğer zorlarsanız olur.  Ben de sizi bir fahri müfettiş gibi görmek istiyorum. Gençler olarak etrafınızdaki sorunlara duyarsız kalmayın ve bunları bildirin. Bir kere de bildirmekle kalmayın çünkü tekrarın büyük bir gücü var. Siz ne kadar bir şeyi gündemde tutarsanız oradan sonuç almak mümkün.”

ÇAYCUMA’YI BİR KADIN ERKEKLERDEN DAHA İYİ YÖNETİR

Bir kız öğrenciden gelen “Çaycuma Belediye Başkanlığı tarihinde kadın başkan var mı?” şeklindeki soruya, “Yok. İnşallah sen olursun” diye cevap veren Başkan Kantarcı,  “Sizce olmalı mı?” şeklindeki soruya, “Kadın olmalı. Neden, 1972 yılında benim babam belediye başkanı olarak, belediye başkanları heyeti olarak Fransa’ya Paris’e gidiyorlar. Paris Belediye Başkanı’nı ziyaret ediyorlar. Paris Belediye Başkanı bir kadın. Sene 1972. Merak ediyorlar, soruyorlar; ‘Paris gibi kocaman bir şehir kadın tarafından nasıl idare ediliyor, niye kadın’ diye soruyorlar. Paris Belediye Başkanı olan hanımefendi diyor ki; ‘Paris çok güzel bir hanım efendidir, onun yönetimini de bir kadın yapması gerekir’ diyor. Ben de diyorum ki ‘Çaycuma’yı eğer bir kadın yönetirse erkeklerden daha iyi yönetir”

HİZMET ZATEN SÜREKLİ BİR İŞTİR

Öğrencilerin “Tekrar adaylığınızı koyacak mısınız?” şeklindeki sorusuna, “sizce” diyerek yanıt veren Kantarcı gelen coşkulu alkışları üzerine, “Ben olgunlaşmış yaşta belediye başkanı oldum. Zamanın bu acımasızlığını düşünerek bir dönem içinde Çaycuma’nın temel operasyonlarını yapmak üzere programladım ve çok şükür de bunda muvaffak oldum. Bu hizmetler azalmadığı gibi aslında bu önemli operasyonları yapmamıza rağmen hizmetler giderek daha da çoğalacak ve hizmetin kalitesi de çoğalacak. Hizmet zaten sürekli bir iştir. Bütün belediyeler çok önemli kuruluşlardır. Belediyelerle ilgili söylenen söz vardır ‘belediyeler her şeyi yapar iki şeyi yapamaz. Birincisi adam asamaz ikincisi para basamaz’ derler. Doğumdan ölüme kadar her insan hayatının aşamasında belediye vardır. Ben açık söylemek gerekirse devam etmek istemiyorum. Çünkü o düşündüklerimi yaptım, hizmette süreklidir. Ne kadar yaparsanız yapın hizmet bitmez. Ama nasıl ki 60 yaşında mecburiyet hissettiysem 65 yaşında da eğer başka bir alternatif olmazsa o zaman bir şey diyemiyorum. Ama Türkiye gibi bir ülkede yaşıyoruz. Burada da bunu siyasi olarak algılamayın ama ülkemiz maalesef çok kötü yönetiliyor ve 1 saat sonra ne olacağını bilmiyoruz. Yarın sabah ne olacağını bilmiyoruz. O yüzden de benim aslında seçimlere çok fazla bir zaman yok seçimlere bir seneden az kaldı ama yine de fazla bir şey söylemek istemiyorum çünkü her an ne olacağını bilmiyoruz. Ama günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz şu anda ekonomik bir kriz tehlikesi var. İnşallah o olmaz. İnşallah ülkemiz diğer gelişmiş ülkeler gibi istikrarlı, insanların geleceğinden emin saygın ve müreffeh bir ülke olur” diyerek yanıt verdi. Yaklaşık bir buçuk saat süren program, bir öğrencinin Başkan Kantarcı’ya okul adına çiçek sunmasıyla son buldu.

Editör: Haber Merkezi