Karadeniz'in en güzel 10 kasabası arasında Bartın'dan Amasra ve Güzelcehisar'da var.


Uzman jüri seçti, şimdi tam zamanı. Karadeniz'de en güzel yemekleri tadıp, birbirinden güzel sahil kasabalarında tarih ve kültür gezileri yapabileceğiniz günlerdeyiz. Jüri bu deneyimleri yaşayabileceğiniz Karadeniz’in en güzel 10 sahil kasabalarını sorduk. İşte tası tarağı toplayıp yerleşmek isteyeceğiniz huzur adresleri...

JÜRİ
Murat Köksal / Atlas dergisi yayın direktörü
Serhan Yedig / Gazeteci
Bahar Akıncı / Seyahat yazarı
Şener Kalemci / Yürüyüş rotaları rehberi
Yıldırım Güngör / Seyahat yazarı
Uğur Biryol / Gezgin, yazar
Salih Seçkin Sevinç / Harbiyiyorum.com kurucusu
Elif Omput / Gezgin
Burcu Gürtürk Kadak / Hürriyet Seyahat Gezgini
Nurgül Büyükkalay / Hürriyet Seyahat Gezgin

ÇAYELİ / RİZE
10- Güzelliği aklınızda, tadı damağınızda kalacak: 
Yaylaları, dereleri ve yöresel birçok lezzetiyle ön plana çıkan Karadeniz’in en yeşil ilçelerinden Çayeli tarihi dokusu ve muhteşem yeşil doğasının yanı sıra tam bir lezzet durağı... Kasabanın dünyaca ünlü kuru fasulyesini yedikten sonra bu konudaki standartlarınız kesinlikle değişecek. Elif Omput ‘’Buraya geldiğinizde kendinizi Lale Lokantası’na atın ve meşhur yöresel Rize sütlacını yemeyi unutmayın’’ diyor.


KEFKEN-KERPE/ KOCAELİ
9- Güzeller güzeli: 
Deniz ve güneşinde Akdeniz’i, yeşilinde ise Karadeniz’i bulacaksınız. İstanbul’da yaşayanların hafta sonu kaçamağı yapabileceği yakınlıktaki kasaba masmavi dingin suları ve harika kum plajlarıyla karşılayacak sizi.
Özellikle fotoğraf çekmeyi sevenler için Pembe Kayalıklar mutlaka ziyaret edilmeli. Her daim taze balık sunan restoranlara uğramadan dönmeyin.

GÜZELCEHİSAR/ BARTIN
8- Terk etmekte zorlanacaksınız: 
Yeşilin bin bir tonuna tanıklık edeceğiniz muhteşem doğasıyla adeta bir oksijen deposu. El değmemiş doğal güzellikleri, koyları ve kültürel yapısına hayran kalacağınız huzurun ve sessizliğin adresi kasabayı terk etmekte zorlanacaksınız. 

Burcu Gürtürk ‘’ Muhteşem kum plajı, kendine has doğası ve eşine az rastlanan Lav Kayalıkları’nı’ mutlaka görmenizi öneriyor. 

KARASU/ SAKARYA
7- Doğa ve denizle tanışmanın adresi: 
Sakarya Nehri’nin Karadeniz’le merhabalaştığı uçsuz bucaksız sahili ve hafif dalgalı deniziyle ön plana çıkıyor.
Acarlar Longozu ve Sakarya Nehri gibi iki doğa güzelliğinin yanı başında yer alıyor. Çadır kurarak kamp yapabileceğiniz, kuşların huzur veren cıvıltısını dinleyeceğiniz Maden Deresi’ne yarım saat uzaklıkta…
Ayrıca harika balık lokantalarında taze deniz ürünlerini tatmadan ilçeden ayrılmayın.

İNEBOLU/KASTAMONU
6- Ruhu dinlendiren kasaba: Doğal güzelliklerin ve tarihi dokunun korunduğu nadir yerlerden…
Dar sokaklı yollarında dolaşırken başka bir dünyadaymışsınız gibi gelecek. Eşsiz manzaralara sahip tepelerinde doğa yürüyüşleriyle huzurun ve sakinliğin keyfini çıkarın.
Yöresel ve organik birçok ürünü bulabileceğiniz halk pazarlarına mutlaka uğramadan dönmeyin.. Murat Köksal ‘’Kentte yapacağınız gezinti sonrasında ruhunuzun dinlendiğini hissedeceksiniz’’ diyor.

İĞNEADA/ KIRKLARELİ
5- Bulgaristan sınırındaki cennet: 
Türkiye’nin Karadeniz’de Bulgaristan sınırına en yakın sahil kasabası. Sahilleri, su basar ormanları, tarihi ve kültürel dokusuyla ön plana çıkıyor.
Tuzlu su gölleri, kıyı kumullar ve bataklıklar bir arada bulunuyor. Fotoğraf: Şener Kalemci
Ayrıca göçmen kuşların konaklama adreslerinden. Yıldırım Güngör, “Sakinliği, yemyeşil ormanı ve masmavi deniziyle mutlaka keşfetmelisiniz” diyor. 

PERŞEMBE/ ORDU
4- Çiçeklerle deniz arası güzellik: 
Fındık bahçelerinin denizi selamladığı şelaleleri, Yason Burnu Yarımadası plajları ve sakin sahiliyle Karadeniz’in en güzel duraklardan…
1500 metre yükseklikte yer alan Perşembe Yaylası, yemyeşil doğasının arasından akan kıvrım kıvrım dereleri görülecekler arasında.

Uğur Biryol, “Eski karayolunun virajlı yollarından şu sıralar geçerseniz sağ tarafta enfes bir yeşil, solda masmavi Karadeniz karşılayacak sizi… Yol üstü sürpriz lezzetlerse Perşembe’nin bonusu” diyor.

TİREBOLU/ GİRESUN
3- Antik şehirde harika yolculuk: 
İsmi, üç şehir anlamına gelen Tripolis’ten geliyor. Doğanın tarihle iç içe geçtiği kasabanın eski çeşmeleri ve Rum evlerinin olduğu mahalleler mutlaka görülmesi gerekenler listesinde. Tarih ve doğaya selam verdikten sonra yöresel pazı mıhlaması, mısır dolması ve hamsi böreği gibi Tirebolu mutfağını da denemeden geçmeyin. Salih Seçkin Sevinç Karadeniz’e özgü yemekleri tadabileceğiniz ‘Doğal Dükkân Falez’ restoranını öneriyor.

CİDE /KASTAMONU
2- Homeros’un gözbebeği: Homeros yaklaşık 2 bin 800 yıl önce yazdığı İlyada Destanı’nda Cide’den şöyle söz ediyor: “Yüksek kültürlü Henetlerin yurdundan geçtik; Kiteros’tan Aycelos’tan”. Aycelos bugünkü Cide, Kiteros ise Batı Karadeniz’in benzersiz doğasını gözler önüne seren Gideros Koyu. 11 kilometrelik sahil şeridinde mavi ve yeşilin dansı görülmeye değer.

Şener Kalemci kasabada bulunan Valla Kanyonu’nun bitimi olan Loç Vadisi ve Rofat Ilgaz Evi’nin gezilmesi gereken yerlerin başında olduğunu söylüyor.

AMASRA / BARTIN
1- Hak edilen unvan: Çeşm-i Cihan: 
3 bin yıllık bir tarihe sahip. Kendine has doğası, antik tarihi, masmavi suları ve manzaralarıyla içinizi huzurla dolduracak bir adres.
Ankara’dan özel araçla dört, İstanbul’dan ise yaklaşık altı saat sürüyor. Oldukça küçük bir yer olmasına rağmen Amasra Müzesi, Göldere Şelalesi, Amasra Kalesi, Gürcüoluk Mağarası gibi keşfedilecek çok yeri var.
Serhan Yedig, “Manzaraları ve tarihinin yanı sıra Amasra, mutfak lezzetleriyle de iddialı bir yer” diyor.

Editör: Haber Merkezi