Kdz.Ereğli'de, kömürün bulunuşunun 192. yılı kapsamında, "8 Kasım Uzun Mehmet'i Anma ve Kömür Günü" töreni düzenlendi.

Kestaneci Mahallesi'ndeki Uzun Mehmet Anıtı önünde düzenlenen törende, anıta çelenk konuldu, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.

Törene Kdz. Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, Karadeniz Bölge Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Niyazi Uğur, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdür Yardımcıları, GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, GMİS Genel Sekreteri Ertan Kaya, GMİS Genel Mali Sekreteri Volkan Yıldız, GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, TTK Armutçuk Müessesesi Yöneticileri, GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri, Belediye Başkanları, Bürokratlar, Sivil Toplum ve Meslek Örgütlerinin Başkan ve Yöneticileri, maden işçileri, öğrenciler katıldı.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, yaptığı konuşmada, 1829 yılında Uzun Mehmet'in kömürü bulmasıyla dikkatleri üzerine çeken Zonguldak'ta 1848'de resmi üretimin başladığını, Kurtuluş Savaşı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, 1920'den itibaren madencilere ve maden havzasına sahip çıktığını, demir çelik fabrikaları ve enerji santrallerinin kurulmasıyla da kentin "emeğin başkenti" ismini aldığını söyledi.

Mutlu şöyle konuştu; “Zonguldak Maden Havzası’nın ilk şehidi Uzun Mehmet’i, kömürü buluşunun 192’nci yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz.

Başta Uzun Mehmet olmak üzere 173 yıllık üretim tarihimizdeki tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.

EMEĞİN BAŞKENTİ

1829 yılında Uzun Mehmet’in kömürü bulmasından sonra bölgemiz dikkatleri üzerine çekti.

1848 yılında ise resmi üretim tarihimiz başladı.

Kurtuluş Savaşı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, 1920’den itibaren madencilere ve maden havzasına sahip çıktı.

Demir-çelik fabrikalarımız, enerji santrallerimiz kuruldu, sanayi kentine dönüştük.

Ve Emeğin Başkenti olduk.

Bu tarihsel üretim sürecinde 5 bin maden şehidimiz var.

Ancak 1980 ve 1990 sonrası uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle işçi sayımız ve üretimimiz gerilemeye başlamıştır.

Türkiye bugün enerji ihtiyacını karşılayabilmek için yılda 38 milyon ton taşkömürü ithal eder ve her yıl taşkömürü ithalatına milyarlarca dolar öder hale gelmiştir.

TÜRKİYE’NİN TAŞKÖMÜRÜ İTHAL ETME LÜKSÜ YOK,

Bugün dünyada koronavirüs salgını devam ediyor.
Ülkeler ekonomik kriz ile boğuşurken, taşkömürünün uluslararası piyasalardaki fiyatları yüzde yüze yakın oranlarda arttı.

Bölgemize kurulu Erdemir ve Kardemir başta olmak üzere, demir-çelik sanayimizin ana hammaddelerinden olan koklaşabilir taşkömürü ithalatında zorluklar yaşanıyor.

Termik santrallerde de aynı sorunlar gündemde.

İthal kömür tedarik etmek zorlaşıyor.

İthalatına milyarlarca dolar ödediğimiz kömürün maliyetlerin daha da artacağı, tedarik sorunun daha da büyüyeceği öngörülüyor.

Gelişmiş ülkeler bile sanayilerinin taşkömürü ihtiyacını karşılayabilmek için hızlı bir şekilde kendi kaynaklarını harekete geçirmenin planlamasını yapıyor.

Bu şartlar bir kez daha göstermiştir ki Türkiye’nin, stratejik bir ürün olan taşkömürünü ithal etme lüksü yoktur.

Demir-çelik fabrikalarımızın yüksek fırınlarını çalıştırmak, sanayimizin çarklarını döndürebilmek için havzamızdaki özkaynağımız taşkömürüne ihtiyaç olduğu açıktır.

Yeraltında çıkarılmayı bekleyen 1,5 milyar ton taşkömürü rezervimiz var.

Bu rezervi yerüstüne çıkarıp ülkemiz sanayisine kazandırma zorunluluğumuz var.
TTK’nın kuruluş kapasitesi yılda 5 milyon ton satılabilir taşkömürü üretmektir.

Ancak Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda emeklilikler sürüyor, işçi açıklarımız büyüyor

En kısa zamanda taşkömürü üretimini artırmanın planlamasını yapmak, işçi açıklarımızı gidermek zorundayız.

Her fırsatta söyledik, söylüyoruz.

Yerli ve milli üretimin konuşulduğu, hammadde fiyatlarının hızla yükselmeye devam ettiği, tedarik sorunlarının yaşandığı bu dönemde, TTK’ya yatırımların yapılması ve işçi açıklarının biran önce giderilmesi, TTK’nın norm kadro ile çalışır hale getirilmesi gerekiyor.

Böylece TTK, taşkömürü üretimini artırarak ülkemize ve milletimize daha çok hizmet eder duruma gelecektir.

MADEN ŞEHİTLERİNİN AİLELERİNE TANINAN HAKLARDA

TARİH SINIRLANDIRMASI KALDIRILMALI

2014 yılında 301 madenci kardeşimizin hayatını kaybettiği Soma Faciası’ndan sonra bazı yasal düzenlemeler yapıldı.

Maden şehitlerimizin yakınlarına bazı haklar tanınırken yasa kapsamı sınırlandırıldı.

10 Haziran 2003 tarihinden önce ve 13 Mayıs 2014 tarihinden sonra şehit olan madencilerimizin yakınları bu haklardan yararlanamadılar.

Tüm maden şehitlerimizin yakınlarının bu haklardan yararlanması için Sendikamızın, derneklerimizin ve milletvekillerimizin girişimleri oldu.

Bu girişimlerimizi sürdürüyoruz.

Bu yanlış düzeltilmelidir.

Başta TTK ve TKİ olmak üzere tüm kamu kurumlarına eleman alımında maden şehitlerimizin yakınlarına öncelik verilmelidir.”

POSBIYIK "VATANA HİZMET SADECE ASKER OCAĞINDA OLMAZ"

Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, 8 Kasım 1829'da Ereğli'de kömürü bulan Uzun Mehmet'i, saygıyla, rahmetle, minnetle andıklarını belirterek, "Uzun Mehmet'in vatan görevi olarak gördüğü bir dava için verdiği mücadele bizlere örnek olmalıdır. 'Vatana hizmet sadece asker ocağında olmaz' Şehrimizin, bölgemizin, ülkemizin kaderini değiştiren kömürün ateşi, Uzun Mehmet’in komutanının bu sözüyle yakılmıştır. 1848 yılından bu yana üretimi yapılan taş kömürü, yalnızca Ereğli'nin, Zonguldak'ın ve bölgenin kaderini değiştirmekle kalmamış, ülke ekonomisine çok büyük fayda sağlamıştır. Bu milli serveti ortaya çıkarmayı başaran Uzun Mehmet bu konuda öncü rol oynamıştır. Kara elmas için nice kayıplar vermiş bir memleketin evlatları olarak, bu zorlu serüvenin büyük acılarına da tanıklık ettik. Yaşanan faciaların acılarını yüreğimizde hissediyoruz. Bu uğurda hayatını kaybeden madencilerimizi saygıyla, minnetle anıyoruz. Bütün zorlu koşullarla mücadele eden madenci kardeşlerimi ve ailelerini sevgi ve dostlukla selamlıyorum. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi için verdikleri mücadelede her zaman yanlarında olmaya devam edeceğim." dedi.

ALP "ÜRETİLEN ELEKTRİĞİN YÜZDE 11,8'İ KÖMÜRDEN KARŞILANIYOR”

TTK Armutçuk Müessese Müdürü Faik Alp konuşmasında, Uzunmehmet'in Zonguldak'ın ve taşkömürünün bulunuşunun simgesi olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Ülkelerin kalkınma ve gelişmesinin en önemli parametrelerinden bir tanesi sanayinin temel girdilerinden olan tüketimi durmadan artan ve gelecekte de artmaya devam edecek olan enerjidir. Enerjinin yeterli miktarda sürekli düşük maliyetli ve güvenli bir şekilde elde edilmesi, diğer yandan çevre ile uyumlu bir şekilde sunulması tüm ülkelerin gündemini işgal eden önemli bir konudur. Türkiye'de üretilen elektriğin yüzde 27'si doğalgaz+LNG, yüzde 23,9'u hidrolik barajlı, yüzde 11,8'i ise taşkömürü linyit ve asfaltitten karşılanmaktadır. Kömür elektrik üretiminde üçüncü sırada yer almaktadır."

Konuşmalarının ardından, şiirler okundu, Karadır Kaşların türküsü seslendirildi.

(HABER MERKEZİ)

Editör: Haber Merkezi