"TTK KOK üretme projesini hayata geçirsin ve enerji santrali kursun"

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi’nin 47.Dönem Genel Kurulu yapıldı.Maden Mühendisleri Odası’nda yapılan kongreye; GMİS teşkilatlandırma ve eğitim sekreteri Tayfun Demir, sendika başkan ve yöneticileri ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve davetli topluluğu katıldı.
Kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Çağlar Öztürk, TTK'nın üretimi artıracağı koşulları sağlayacak yatırımlara ihtiyacı olduğu,Yatırımların sadece Kurum bünyesindeki ocakların idamesi için olduğu  kadar,kendi ürettiği kömürlerle kok üretme projesi mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Öztürk ayrıca, TTK’nın üretim politikası özellikle koklaşabilir metalürjik kömürler için, demir çelik  fabrikalarına yönelik olmalı ve enerji santralleri için üretilen kömürleri değerlendireceği enerji santrali yatırımına yöneltilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

"Genel Kurulumuza hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Sizleri  46. Dönem Yönetim Kurul’u ve Şahsım adına saygı, sevgi ve dostlukla selâmlıyorum.
Geride bıraktığımız 2 yılı aşkın sürede  ülkemizde ve dünyada hepimizin hayatlarını yakından etkileyen çok önemli gelişmeler ve dönüşümler yaşandı. Bunlardan en önemlilerinden biri, 2 yıldır dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran, resmi rakamlara göre vaka sayısının 313 milyonu geçtiği, hayatını kaybedenlerin  5,5 milyon kişiyi bulduğu ve halâ devam eden salgın oldu. Bu nedenle alınan önlemler nedeniyle gündelik hayatımız da radikal biçimde değişti. Çeşitli dönemler sokağa çıkma yasakları ilan edildi, okullar kapatılarak uzaktan eğitime geçildi, belirli yaş gruplarına sokak kısıtlaması getirildi, İnsanların topluca bulunabileceği tüm yerler kapatıldı. Bu dönemde pek çok tanıdığımızı ve meslektaşımızı salgın nedeni ile kaybettik Salgının bu denli yıkıcı hasarlar bırakması ve aradan geçen bunca zamana rağmen kontrol altına alınamamış olması, ülke olarak bu konudaki hazırlıksızlığımızı ve yetersizliğimizi gösterdi. Odamız Genel Merkezi ve tüm  şubeleri ile birlikte madencilik politikalarına ilişkin temel başlıklar belirlemiş ve kamuoyu ile paylaşmıştır.Bunları bir kez daha sizlerle paylaşmak isterim.

• Yeraltı ve yerüstü tüm doğal kaynaklarımız gibi tarihi ve kültürel varlıklarımız da bu ülkenin zenginlikleridir. Bu nedenle madenler gibi titizlikle korunmalıdırlar. Bunun için, sit alanları, milli parklar, su havzaları vb. mutlak suretle korunması gereken alanlar belirlenmeli, buralarda hiçbir ekonmik faaliyete izin verilmemelidir."

• Ülkemizde 1980`li yıllarda başlayan neo-liberal politikaların sonucunda finans, tarım, hizmet ve sanayi sektörünün madencilik dahil tüm alt sektörleri ile tüm doğal, kültürel ve tarihi varlıklarımız uluslararası tekellerin ve sermayenin kullanımına açılmıştır.
• Uluslararası sermayenin ülkemizin kalkınması için madencilik faaliyetlerini gerçekleştirdiğini beklemek ve düşünmek mümkün değildir. Bu nedenle "“ülkemizin yeraltı ve yerüstü doğal kaynakları ile kültürel varlıkları ulusal çıkarlarımız  doğrultusunda titizlikle korunup, halkımızın refahı ve kalkınması için değerlendirilmelidir.”

• Maden mühendisliği bilimi  yaşanmış ve yaşanması mümkün  sorunları çözecek bilgi birikimine ve teknolojiye sahiptir. Ancak yaşadığımız süreçte çevresel sorunları ve toplumsal duyarlılıkları dikkate almadan madencilik faaliyetlerini sürdürmekde olası değildir."
• Ülkemizin hiçbir yerinde çevresel sorunlara neden olacak, yöre halkının kabul etmediği madencilik faaliyetinde bulunulmamalıdır. Bu husus sadece madencilik sektörü için değil tüm ekonomik faaliyetler için geçerli olmalıdır.”
• Her şeye rağmen madencilik yapılsın düşüncesi ne kadar yanlış ise hiçbir şekilde madencilik yapılmasın düşüncesi de en az o kadar yanlış ve tehlikeli bir yaklaşımdır. Dolayısıyla yapılacak tüm ekonomik faaliyetlerde kamu yararı öncelenmeli,toplumun gelişimi ve halkın refahı ön plânda düşünülmelidir. Bu bağlamda Odamız;

Ülkemizdeki tüm madencilik faaliyetlerinin kamu yararını ve ülke geleceğini gözetecek biçimde planlanmasını; tüm stratejik madenlerimizin kamu eliyle işletilmesini; maden işletmelerinde kamu denetiminin sağlanmasını; madencilik faaliyetlerinin doğaya ve doğal yaşama uygun biçimde yürütülmesini savunmaktadır ve savunmaya da devam edecektir.”

• Meslek alanlarımıza ve  TMMOB ve bağlı odalar örgütlülüğüne yönelik  AK Parti iktidarının saldırgan tavrı bu dönemdede artarak devam etmiştir.. TMMOB ve bağlı odalar, insan kaynaklarımızın, kültürel varlıklarımızın ve tüm yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizin, rant ve çıkar çevreleri için değil ülke ve halk yararına değerlendirilmesini talep ettiği için,
• Toplumsal alanda hukukun çiğnenmesine, özgürlüklerin kısıtlanmasına, laikliğin ortadan kaldırılmasına, eğitimin muhafazakârlaştırılmasına karşı gösterdiği mücadele için,
• Hazırladığı bilimsel raporlarla, kamuoyuna yönelik yaptığı açıklamalarla yağma, talan ve rant uygulamalarına karşı çıktığı için
Siyasi iktidar tarafından baskı, sindirme, yıldırma ve kapatma tehditleriyle karşı karşıya kalmıştır.Bu genel baskılara ek olarak Odamız üzerinde ki baskılar da son 10 yıldır artarak devam etmektedir.Bunun son örneklerinden birini de şube olarak yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Bilindiği gibi mülkü TTK’na ait olup  58 yıldır Odamız’ın kullanımına tahsis edilmiş bina ‘Millet Kıraathane’si’ yapılıp sözüm ona halka açma bahanesi ile el konulmak istenmiş olup süreç devam etmektedir. Bina TTK’nın  borçları karşılığında Milli Emlâk’a devredilmiştir.Konuyla ilgili mücadeleden asla vazgeçilmeyecektir.
Bu arada şunuda açıkça söylemek istiyorum..Plânladıkları şehirde limanı doldurup şehire katmayı sözüm ona şehrin önünü açmak olarak düşünen aymazların olduğunu, yine plânlarında  Maden Mühendislerinin ikâmet ettiği binanın bulunmaması, ancak bunun yanında eski polis lojmanlarının olduğu bina yeri ile mevcut adliye binasının olduğu alana lüks otel inşaatı projelendiren beton severlerin  ve rant yaratma sevdalılarının olduğunu ibretle izliyoruz.
Onlara tavsiyemiz, mutlaka betona bulaşacaklarsa  dillerine doladıkları lavvar sahasına  kültür, sanat ve kongre merkezi inşa etsinler. Taşla toprakla doldurdukları yeraltı silolarını açığa çıkarıp değerlendirsinle., Bizlerde kendilerini  avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlayalım. Böylesi bir ortamda uzman kuruluş olan Odamız mesleğin ve meslektaşın sorunlarını ülke sorunlarından ayırmadan, bilimin ışığında, emeğin ve halkın yanında çalışmalarını yürütmüş; her türlü baskıya ve karalama kampanyasına karşı geçmişte vermiş olduğu demokratik ve onurlu mücadeleyi gelecekte de vermeye devam edecektir.
Mesleki alanda onlarca bilimsel ve teknik etkinlik yapmış bir şube olarak, üyeye dokunmak onların mesleki sorunlarına çözüm üretmek, mesleki gelişimlerini sağlamak asli görevlerimiz arasındadır.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak, ülkemize, kentlerimize, madenlerimize, doğal ve kültürel varlıklarımıza sahip çıktık. Varlıklarımızın ve değerlerimizin rant ve çıkar çevreleri için değil ülke ve halk yararına değerlendirilmesini istediğimizi söyledik Ülkemize,halkımıza,özgürlüğe,eşitliğe, barışa ve demokrasiye sahip çıktık,çıkmayada devam edeceğiz.Bu değerler doğrultusunda her zaman söyleyecek sözümüz olduğunu  burada bir kez daha yinelemeyi boynumuzun borcu biliyoruz. Hepimiz biliyoruzki  deyince akla ilk gelenler taş kömürünün varlığı ve TTK’dur. TTK Her dönem politikacıların  dilinde malzeme olmaktan kendini kurtaramamıştır. Dönem dönem zarar ediyor gerekçesi ile tasfiyesi gündeme gelsede yıllar içinde küçültülerek ve kendi imtiyaz sahaları özel sektöre devredilerek yaşamaya devam etmiştir.Kurumun üretimi artıracağı koşulları sağlayacak yatırımlara ihtiyacı olduğu hepimizin malumudur. Yatırımların sadece Kurum bünyesindeki ocakların idamesi için olduğu  kadar,kendi ürettiği kömürlerle kok üretme projesi mutlaka hayata geçirilmelidir.TTK’nın üretim politikası özellikle koklaşabilir metalürjik kömürler için, demir çelik  fabrikalarına yönelik olmalı ve enerji santralleri için üretilen kömürleri değerlendireceği enerji santrali yatırımına yöneltilmelidir.Ayrıca, bir gram kömür üretmeden  Amasra B sahasını elinde tutup yıllardır taahhütlerini yerine getirmeyen şirketin sözleşmeleri fesh edilip saha gerçek sahibi olan  TTK’na  teslim edilmelidir.

Son zamanlarda Üzülmez Müessesesinde üretilen kömürlerin tuvönan olarak enerji santraline verildiği bilinmektedir. Bizce stratejik önemi olan taşkömürünün  bugün kârlı görülen ve santral yakıtı olarak  kullanılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını  yetkililere anımsatmayı  tarihi bir görev biliyorum...
Ayrıca Kurum içinde görevde yükselme sınavları yapılmış ve üyelerimizin bir bölümü bu sınavlara iştirak etmiştir.Bilindiği gibi kamu kurumlarında yapılan yazılı sınav arkası mülâkatlar düzenlenmektedir. Mülâkat sisteminin  kayırmacılığı, partizanlığı; dolayısıyla liyakatsızlığı açığa çıkardığını yaşanmış tercübelerden biliyoruz. Bu nedenle adalet dağıtmayan bu sisteme şiddetle karşı çıktığımızı ve kamuda kaldırılması gerektiğini söylemek istiyorum
Sözlerime son vermeden önce izin verirseniz bu dönem  yitirdiklerimizi anmak istiyorum
Zonguldak Şubemiz olarak 46. Dönemde  önemli kayıplar yaşadık. Bazılarının Odamızda görev aldığı değerli meslektaşlarımız  Tarık DEMİREL, Nusret ÖZTÜRK,  Mahmut KOLTUK,  Aptullah ERİŞKİN, Muammer İNAN, Arda OKTAY, Ziya YAMAN  ve  Hakan YILDIZ arkadaşlarımızı sonsuzluğa uğurladık. Odamız bu arkadaşlarımızın isimlerini  Madenciler Bayramı etkinliklerine vererek kendilerini anmayı görev bilmiştir. Kendilerini saygıyla ve özlemle anıyoruz.
 İnsanca yaşayabileceğimiz bir Türkiye ve dünya umuduyla, hepinizi 46. DÖNEM YÖNETİM KURUL’U adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum"

DEMİR: KONGRE HAYIRLI OLSUN
GMİS teşkilat Bandırma ve eğitim sekreteri Tayfun Demir'de yaptığı konuşmada, madem bensiz ile beraber çalışmaya devam ettiğini belirterek kongrenim  hayırlı uğurlu olmasını diledi
SEFERTAŞ: MÜCADELE DEVAM EDECEĞİZ
Tüm Bel-Sen Zonguldak şubesi Başkanı İsmail Defertaş 'da sendikal mücadeleye ve çalışanların haklarını savunmaya devam edeceklerini ifade etti.
Kongre'de Ayrıca çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi olarak konuşma yaptı.

HABER MERKEZİ)

Editör: Haber Merkezi