DEVA Partisi İl Başkanı Fatih Keleş. "Uzmanlık,deneyim, donanım, bilgi ve sürekli denetim gerektiren madencilik sektörüne gereken önem fazlasıyla verilmelidir" dedi.Madencilik sektörünün teşvik edilmesi ve yer altı ve yer üstü zenginliklerimizin ülkemizin ekonomisine kazandırılması gerektiğini ifade eden Fatih keleş şunları söyledi:

"Yer altı ve yer üstü zenginlikleri açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olan ülkemiz, bu anlamda ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek çok önemli bir yere sahiptir. Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için; planlamadan yatırıma, üretim aşamalarından pazarlama aşamalarına kadar madencilik sektörüne özel katkılar sağlanmalıdır.
Uzmanlık,deneyim, donanım, bilgi ve sürekli denetim gerektiren bu sektöre gereken önem fazlasıyla verilmeli, sektör teşvik edilmeli, yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz ülkemizin ekonomisine kazandırılmalıdır.  Her türlü ekonomik faaliyette olduğu gibi madencilik çalışmalarında da asıl amaç hiç şüphesiz insanımızın mutluluğu ve refahı olmalıdır. 
İnsan onuruna ve emeğine saygı, madencilik faaliyetlerinin planlama ve uygulamasında hareket noktası olmalı ve madencilik sektörünün tüm alt sektörlerinde üretim arttırılmalıdır. Bu amaç ve hedef doğrultusunda, kamu yararıöncelikli olarak göz önünde tutulmalıdır. 
Son yıllarda maden ithalatına milyarlarca dolar ödeyen ülkemizin enerji ve madende ithalata bağımlılık sarmalından artık kurtulması için en temel hedef, enerjinin yerli maden kaynaklarımızdan karşılanması olmalıdır. Bu hedef ancak madencilik sektöründe faaliyet gösteren ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının, uzun yıllara dayanan üretim kültürleri, bilgi birikimleri ve deneyimleri yok saymadan ve bu kurum ve kuruluşları‘yük’ ve ‘külfet’ olarak görmeden hayata geçirilebilecektir. 
Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kadar geçen zaman içerisinde ülkemizin ekonomisine, sanayisine güç vermiş, katkı sağlamış olan taş kömürü üreticisi Türkiye Taşkömürü Kurumu’na sahip çıkılmalı, gelişmiş teknoloji yatırımlarına hız verilmeli, üretim işçisi alınmalı ve kurumumuzun yeniden ayağa kaldırılması sağlanmalıdır. Bu köklü kurumumuzun ihtiyaçları karşılanmadan, madencilik gibi stratejik bir alanın yetersiz ve deneyimsiz özel kuruluşlara bırakılması iş güvencesini, işçi sağlığını ve güvenliğini ortadan kaldıracak, taşeronlaşmayı artıracaktır. Daha çok sömürü, daha çok iş kazasını da maalesef beraberinde getirecektir. 
Ekonomik, toplumsal ve çevresel bakımdan sürdürülebilir bir madencilik sektörünün gelişiminde en büyük değerimiz hiç şüphe yok ki bizim insanımızdır. Her türlü tehlike ve zorluk altında, doğa ile mücadele ederek emek harcayan, ürettiği yer altı ve yer üstü kaynaklarını alın teri dökerek insanımızın hizmetine sunan ve bu uğurda canlarını veren maden emekçilerine olan vefa borcu asla ödenemez. Dolayısıyla, yer altı ve yer üstü zenginliklerimizin ülke ekonomisine kazandırılmasında; iş güvenliği ve işçi sağlığı daima öncelikli olarak yer almalıdır. Maden emekçisi kardeşlerimizin çalışma koşulları modern ve gelişmiş ülkelerin standartlarına yükseltilmeli, emeklerinin değerini alması için bir an evvel bütün hakları verilmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle dünyanın en zor ve en anlamlı mesleğini yaparak, yeraltı kaynaklarımızı insanlığın ve ülkemizin hizmetine sunan. Yerin binlerce metre altında, her türlü zorluklara karşı alın teri dökerek mücadelesi veren ve bu uğurda hayatını kaybeden maden şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyor, hayatta olan tüm madencilerimize sevdikleriyle birlikte; sağlıklı, mutlu bir yaşam diliyorum. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutluyorum. 
Tüm işçilerimiz için can güvenliği korkusu olmadan, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınmış madenlerde insanca koşullarda çalışmalarına vesile olmasını diliyorum." (Haber-Ercan Demir)

Editör: Haber Merkezi