Ülkemizde yaşanan yolsuzluklar içinde sağlık sektöründe yaşanan yolsuzluklar, sağlık sektörü içinde yaşanan yolsuzluklar içinde de "medikal ve ilaç yolsuzlukları" ön sıralarda yer alıyor.

Geçtiğimiz yıllarda Zonguldak'ta da yaşanan medikal yolsuzluklar, sadece ilimizde meydana gelmiş değil,  buna benzer yolsuzlukların ülkemizdeki pek çok hastane ve sağlık kurumunu adeta bir ağ gibi sarmış olduğu anlaşılıyor…

Şimdi ülke genelinde son 10 yıllık süre içinde meydana gelen medikal ve ilaç yolsuzluklarına ilişkin haber başlıklarından örnekler verelim...

- Firma doktor SGK üçgenindeki yolsuzluk böyle tespit edildi.

( İstanbul, 8 Mayıs 2009)

- Medikal yolsuzluk operasyonunda sıcak gelişme

( Kayseri, 2017)

- Medikal Yolsuzluğu Davası

(26 Aralık 2015 Malatya)

- Medikal yolsuzluğu zanlıları adliyede

(29 Aralık 2008 Eskişehir)

- Devlet Hastanesinde Yolsuzluk Şebekesi

( 15 Temmuz 2016 Şanlıurfa)

- Vurguncu medikal şirket FETÖ bağışçısı

( 4 Ekim 2017 Kayseri)

- Medikal Yolsuzluk Operasyonunda 53 gözaltı

( 17 Mart 2007 Sinop)

- Hastalara olmadık tıbbi cihazlar

( 8 Mayıs 2009 İstanbul)

Medikal ve ilaç yolsuzluklarına ilişkin çeşitli ulusal ve yerel gazetelerde yayınlanan haber başlıkları uzayıp gidiyor…

Özetle, son 10-15 yıllık süre içinde sağlık sektöründe özellikle medikal ve ilaç ihale ve malzeme alımlarında vurgun üstüne vurgun yapılmış, ancak bu işin sorumluları adaletin elinden kurtulamamış….

***

Zonguldak'a gelelim…

Geçtiğimiz yıllarda ilimizde de bezer "medikal vurgunları" yaşandı.

Ölüye serum, hastaların beline platin yerine demir çubuklar takıldığı tespit edildi.

Bu konuların üzerine gidip, sağlık kuruluşlarında devletin " trilyonluk" zararlara uğratıldığını, üstelik insan sağlığının tehlikeye atıldığını tespit eden bürokrat ise şu anda kamu görevlisi değil…

Bildiğimiz kadarı o sırada resmi görevinden istifa etti, şu anda özel bir hastanede yöneticilik yapıyor.

***

Zonguldak'ta medikal firmaları arasında büyük bir rekabet yaşandığı biliniyor.

Şu anda ilimizde faaliyet gösteren medikal firmalarını ve bu işlerle ilgili kamu görevlilerini tenzih ediyoruz ama, yıllar içinde ülke geneline yayılmış böyle bir "yolsuzluk tablosu" karşısında herkesin dikkatli olmasında fayda var.

Geçmişten ders alıp, herkesin yasal sınırlar içinde, hakkaniyet ve adalet ölçüleri ile hareket etmesi gerekiyor.

Ölüye serum, hastaya "demir" takıldığı günleri unutmayalım.

( Erhan ÇAKMAK)

Editör: Haber Merkezi