Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Salih Akyüz Zonguldak’ta konuştu.

 

Partisini programı nedeniyle Zonguldak’a gelen Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Salih Akyüz, önemli açıklamalarda bulundu.

Basın mensupları ile birlikte kahvaltıda bir araya gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Salih Akyüz, Türkiye'de 2 milyon genç Gelecekten umut bulamadığı için üniversite eğitimini yarım bıraktı. Gençler Gelecekten umutsuz” dedi.

Türkiye'de 2014-2016 yıları arasında 26 tane stadyum yapıldığını dikkat çeken Salih Akyüz, “Biz fabrika açın dediğimiz zaman devlet fabrika mı acar deniliyor. Peki o z aman stadyum niye açılıyor. 26 tane stadyum yapan devlet fabrika niye açmıyor büyük bir çelişki” ifadesini kullandı.

SADECE ERBAKAN HOCAYI SEVDİĞİNİ İFADE ETMEK YETMEZ, ONUN YOLUNDAN DA GİTMEK ÖNEMLİ

Sadece Merhum Erbakan hocayı sevdiğini ifade etmenin yetmeyeceğini, onun yolundan gitmenin de önemli olduğunu belirten Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel başkanı Salih Akyüz şunları ifade etti:

“Genel merkezimizin bir çalışması sebebiyle bugün Zonguldak'ta yaz ve bugün basın mensupları olarak sizlerle bir aradayız. Ben Hepinize çok teşekkür ediyorum davetimize katıldığınız için. Sözlerime Erbakan hocamıza rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Gerçekten siyasi vizyonu, ufku memlekete kendi insanımıza yaptıkları sebebiyle yakın tarihimize ve şu anda da dahil olmak üzere iz bırakacak çalışmalar yapması sebebiyle rahmet diliyorum. Cenabı Hak rahmet eylesin. Bizi de inşallah davasından ve yolundan ayırmasın. Milli görüşçü olmak, Erbakan hocayı sevdiğini ifade etmek, bu tabii Saadet partililer olarak bizi gayet mutlu ediyor. İnsanların farklı bir siyasi kanadı olmalarına rağmen Erbakan hocayı sevmelerini, ‘Erbakan Hoca Evet o bizim de hocamız dı gerçekten, bizimde üzerimizde Hakkı vardı’ demesini son derece olumlu buluyorum. Ama tabi Burada bir güncelleme, vurgulama yapmamız gerekiyor. Erbakan Hoca Tabii bir davranış kalıbı ortaya koydu. Erbakan Hoca Fizikten ve Kimyadan bağımsız bir şeyi ortaya koymadı, Erbakan Hoca Daha doğrusu Erbakan demek coğrafyanın ve tarihin şuurunda ve bilincinde olmak demektir, Coğrafyadan ve tarihten bağımsız Kanatlar ortaya koymamak demek, Erbakan demek Cümle kurarken sözü bile cümleyi incitmemek demek, retoriği bilmek, Mortofoloji yi bozmamak demektir. Özellikle Erbakan hocaya İçinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisinde gerçekten çok fazla atıfta bulunuluyor. Yani Keşke davranışlarımızı düzenlerken de davranışlarımızı şekil verirken de Onun devamı şeklinde olsak. Ben burada Antik Yunan filozoflarından Epiktetos’dan bahsetmek istiyorum. Epiktetos Antik Yunan'da bir köle Efendisi'nin keçilerini gütmekten sorumlu Epiktetos’un bir keçi metaforu vardır. Epiktetos der ki ben keçilerimi sabah af edersin ahırdan çıkarıp otlaklar bıraktığım zaman akşama kadar keçilerin gelmezler. Akşam geldiklerinde ise bana süt verirler ve ben anlarım ki keçilerim gün boyu otlamışlar, kırlarda gezmişler, çiçeklerin kokusunu almışlar, su içmişler. Bunu nereden anlarım diyor Epiktetos bana verdikleri sütten. Keçilerin bana hiçbir zaman süt vermek yerine ‘Epiktetos biz bütün gün boyunca Kırlarda gezdik, çiçekleri kokladık, su içtik’ demezler. Yani Epiktetos insanın yaptıklarını gördüklerini anlatması önemli değil Onun neye dönüştürdüklerini çok önemlidir. Şimdi Erbakan Hoca ile birlikte çalışmış olmak Erbakan Hoca ile birlikte yürümüş olmak, Erbakan Hoca ile birlikte mücadele etmiş olmak önemli değil, asıl önemli olan şey ne? onun neye dönüştürdüğümüzdür. Eğer Erbakan Hoca ile çalışmamızın, birlikte mücadele etmemiz, birlikte koşuşturmanız bizim şu anda temelini, illerimizi duygularımızı politikalarımızı yaklaşımlarımızı ortaya koyarken kutuplaştırıcı politikalardan yana tercihte bulunmamıza sebep oluyorsa, veya isabetsiz politikaları ortaya koymamıza vesile oluyorsa, Eğer sağlıktan adalete eğitimden toplumsal hayata varıncaya dek korelasyondan uzak bir mantıkla yok olmamıza sebep oluyorsa, bu doğru bir yaklaşım olmuyor o zaman. Evet Erbakan Hoca onların arasında çok kıymetli ise Ben sırf açısından ifade ediyorum olması gereken Daha doğrusu bekleyen şey o davranış kalıplarının bir eserini de ortaya koyabilmektir. İşte bu noktada gerçekten hatırlanmasını, gerçekten Politikalar nezdinde de tesir etmesini Saadet Partisi olarak çok isteriz. Yani insanların Erbakan hocayı konuşmasından Erbakan'ı anmasından rahatsız değiliz. Sahiplenilmesinden, de rahatsız değiliz, yeter ki bir bütün olarak meseleyi değerlendirilebilsin. Ben bu noktayı tekrar değerlendirmek gerektiği kanaatindeyim” dedi.

 

NE OLUR İNSANLARI İTHAM ETMEDEN, KÜÇÜK DÜŞÜRMEDEN ANLAYIŞLI BİR DİL KULLANALIM..

Politikaların ortaya konulurken insanları kutuplaştırmadan söylenmesi gerektiğini, insanları itham etmeden, küçük düşürmeden, anlayışlı bir dil kullanarak söylenmesi gerektiğini belirten Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel başkanı Salih Akyüz, “Tabii özellikleri referandum ile birlikte bir sürece girildi. Bu içinde bulunduğumuz süreçte Tabii siyasi partiler çalışmalarını yürütüyorlar. Siyasi denkleme İyi Parti diye bir parti girmiş oldu. Ve AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında bir koalisyon gündemi şu anda önümüzde. Dolayısıyla seçim sürecine gidildikçe biraz daha net tablolar ortaya çıkıyor. Bu noktada bizim özellikle Saadet Partisi olarak üzerine vurgu yapmak istediğimiz husus, ortaya hangi politikayı koyarsak koyalım, hangi yaklaşımı geliştirirse geliştirelim, neyi söylersek söyleyelim. Ama ne olur kutuplaştırmadan söyleyin, ne olur insanları itham etmeden, küçük düşürmeden, anlayışlı bir dil kullanmadan ortaya koyalım düşündüklerimizi, ifade ettiklerimize veya konuştuklarımızı, politikalarımızı. Eğer böyle olursa işte Yıllar Sonra da tıpkı az önce de bahsettiğim gibi Erbakan Hoca da olduğu gibi yıllar sonra hayırla yad edilen bir pozisyonda oluruz. Öteki türlü sadece günü kurtarmanın derdinde olmuş oluruz ki kaldı ki bunun ben iyi bir tercih olduğu kanaatini değilim” dedi.

 

2 MİLYON GENÇ EĞİTİM HAYATINI UMUDUNU YİTİRDİĞİ İÇİN SONLANDIRDI..

Ülkemizde 2 milyon gencin Eğitim hayatını umudunu yitirdiği için sonlandırdığını belirten Salih Akyüz şunları ifade etti:

“Şu anda gerçekten toplumumuzun 7'den 70'e bütün yaş gruplarında eğitimden sağlığa adaletten belki sosyal politikalara varıncaya dek birçok alanda çok güncel sorunlar var. Çok güncel problemleri var. Bugün gençlik üzerinden de gidecek olursak gençlerimiz maalesef bireysel Hayatlar açısından da ülke geleceği açısından da umutlarına getiriyorlar. Bir beklenti içinde bulunmayı lüks kabul ediyorlar. Bu bir ülkenin geçti üzerinden düşünecek olursak oldukça riskli bir durum ve çok riskli. Gençler eğitim hayatlarına sonlandırma tercihinde bulunuyorlar. Türkiye'de bugün 2 milyon genç Eğitim hayatını umudunu yitirdiği için sonlandırıyor. 850 bin genç yani devletimizin Politikalar neticesinde projeler neticesinde evet ‘Doğru buraya bir üniversite açılabilir bu üniversiteye şu bölümler Açılabilir’ demesine rağmen 850 bin genç ilgili bölümlerin geleceğini göremedikleri için o bölümü kazanacak bir programı elinde bulundurmalarına rağmen bir üniversite bölümü tercih etmiyorlar. Normalde yapılması gereken devlet bir yere Havaalanı yapacaksa onun fizibilitesi yapmış olması gerekiyor. Tüm projelerin Ortaya koymuş olması gerekiyor, yanılmaması gerekiyor. Bir yere üniversite açılacaksa bunun fizibilite çalışmalarının yapılmış olması gerekiyor. İşte örneğin Hatay’da yapılan hava alanının Yağmur Yağdığında pistini sular altında kalması sebebiyle pist 5 metre yükseltildi. Yani pist Havaalanı açısından olmazsa olmazıdır, temel parametrelerden biridir. Yani bu Havaalanı yapılırken pistin yüksekliği bile değerlendirilmemişse peki bu havaalanı niye yapıldı o zaman. Bitmiş bir Havaalanı bittikten sonra hizmet vermeye başladıktan sonra pisti 5 metre yükseltildi. Geçtiğimiz yıl da çatısı akmaya başladı. Yani koskoca bir havaalanında maalesef komik tablolar yaşanıyor. Kovalar var oradan damlayan sular var. Ülkenin bütün noktalarını bu durum var maalesef. İşte Az önce üniversiteler açısından ifade ettik. Bir yere üniversite açılıyor o yere üniversiteye bölümler oluşturuyor ise evvel demek ki devlet o bölümlerin ve o bölümünden mezun olan gençlerin iş olanaklarına dair korelasyonları da oluşturmuş demektir anlamına geliyor. Ama yok, o bölümün sosyal hayata dair bir İzdüşümü yok, bir yansıması yok, çıkmaz sokak gibi. tabela da yok, giriyorsunuz sokağa bir bakıyorsunuz ki Sokağın sonunda çıkış yok Bir daha geri gidiyorsunuz. Geri gitmeye çalışıyorsun. Ve sizin gibi yanlışa düşen insanlar da var yol tıkanıyor. Böyle bir durumda da devleti yöneten insanların ‘Efendim insanlar iş beğenmiyor ne yapalım’ denilmesi doğru bir yaklaşım şekli değildir. Bugünkü 4 yıl boyunca Ailesinden ayrı olarak gurbet hayatı yaşamak suretiyle biyoloji kimya veya eğitim bilimleri veya fen bilimleri veya edebiyat fakültelerinde 4 yıl ailesinden ayrı bir geçirip Gurbet hayatını boşuna yaşamıyor. Bir genç biyoloji mezunu olup ta sizin de ona göstermiş olduğunuz çıkış yolu Eğer bir hamburgercide çalışmak ise bir gencin böyle bir ihtimalle beğenmeme lüksü de vardır. Eğer bir kimya mezunu Siz telefon tamircisi de çalış diye bir alternatif tek alternatif tek bir çıkmaz sokak sunuyorsunuz bu gencin böyle bir tercihte bulunma hakkı vardır. Ama maalesef tüm sektörlerde olduğu gibi bu konuda da hep yaralayıcı, hep iğneleyici, hep direkt itham altında bıraktırıcı yaklaşımlar var.” dedi.

 

DEVLET STADYUM YAPIYOR AMA FABRİKA YAPMIYOR

Devletin fabrika yapmadığını ama stadyum yaptığını belirterek çelişkiye dikkat çeken Saadet partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Salih Akyüz, sözlerine şu şekilde devam etti.

“Asgari ücret, asgari ücretin altında da bir ücretlendirme var bu ülkede. İnsanlar korkuyorlar ve çekiniyorlar. Bu bahsettiğimiz bu ücretlendirmeyi beğenmediği için bu işlerde çalışmayan insanlar var. Bir de Asgari ücretin altında çalışan insanlar da var. Biz istiyoruz ki üretim yapılsın, Biz istiyoruz ki Fabrikalar kurusun, Biz Fabrikalar kurulsun dediğimiz zaman bir de diyorlar ki devlet fabrika bu kadar devlet fabrika kurulması ise eğer 2014 sanırım 2016 yılları arasında yapılan 26 tane stadyum var 26 tane stadyumun maliyeti 5 milyar TL. Devlet fabrika yapsın dediğimiz zaman devlet fabrika Muhtar devlet nasıl stadyum yapıyor o zaman, stadyum yapabilen devlet neden fabrika yapamıyor. 5 milyar TL, bunun Hani hiç olmazsa deniliyor ki fabrika yapmıyor ama stadyum yapıyor. Peki elde edilen başarılara bakalım öyle değil mi. Yani bir kurum oluştursak, bir yer çalıştır istek karlılık esastır. Spor stadyumların, kapalı spor salonlarının sonucu üretimi de madalyadır. başarıdır. Baktığımız zaman öyle bir başarı da olsa da görünmüyor.

Biz Saadet Partisi olarak devletin politikalarını icra edilirken mutlaka korelasyon içerisinde mutlaka toplumsal fayda gözetilmek suretiyle yapılması gerekliliğini tekrar Ortaya koymuş oluyoruz. Sürekli değişen eğitim sistemi var, sınav sistemi var. Son olarak sınav isimleri değişti. Hangi harflerde karar kılındı bilinmiyor sürekli değişiyor. Geçenlerde Ortaöğretim Başarı Puanı azaltılsın diye bir yaklaşım vardı. Ben gerçekten çok üzüldüm Milli Eğitim bakanımızın Bu talebe vermiş olduğu cevaba. İnsanlar üniversite için ortaöğretim Başarı Puanı etkisi oranı azaltılsın denilince Milli Eğitim Bakanı dedi ki ‘Canım hele bu yıl bir görelim’. ‘Bu yıl görelim’ cümlesi bilimsel bir cümle değil, ‘Bu yıl bakalım’ cümlesi normal bir cümle değildir, bakalım dediğiniz cümlenin altında milyonlarca Devrek var, bir politika böyle oluşturulmaz, bir yaklaşım şekli böyle oluşturulamaz. Sayın Cumhurbaşkanı bir önceki sınav sistemi değiştirildiğinde zaman dedi ki efendim çocukluğumuzda eskiden bu sınav mı vardı. Yani ülkesinde yaklaşık 200 tane üniversite bulunan bir ülkede bu cümle bilimsel bir cümle değildir. Eskiden bu sınav sistemi mi vardı. Bu denenmiş, ortamında müzakere edilmiş sonuçları gözlemlenmiş bir cümle değildir. Ülke böyle mi yönetiliyor. Bir kişi bir şey söylüyor onun söyledikleri sözlere itiraz edebilecek bir kişi bile yok. Dolayısıyla bu toplumun kutuplaştırma ya götürüyor, bu toplumu kargaşaya götürüyor. Özellikle gençler açısından ifade edecek olursak gençler Gelecekten ümitlerini getiriyorlar”

 

ÜLKENİN YARINLARI OLAN GENÇLER YARINLARINDAN KAYGILI

1000 genç üzerinde yapılan bir araştırmayı anlatan SP Genel Gençlik Kolları Genel Başkanı Salih Akyüz, “Az önce de ifade ettik 1000 genç üzerine yapılmış bir çalışma var 1000 gencin 55'i bireysel geleceğinden, yüzde 75’i ise ülkenin geleceğinden kaygılı. Ülkenin yarınları, ülkenin yarınlarından kaygılı ise eğer burada oturup da bütün siyasilerin bütün araştırma kuruluşlarının ve tüm sivil toplum kuruluşlarının tekrar tekrar konuşması ve tekrar tekrar düşünmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.

 

ŞEKER FABRİKALARINI ERKABAN HOCA AÇMIŞTI.

Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel başkanı Salih Akyüz, ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.  Akyüz özelleştirilmek istenen şeker fabrikalarını büyük bir kısmını merhum Erbakan tarafından hizmete açıldığını da sözlerine ekledi.

(HABER-ERCAN DEMİR)

Editör: Haber Merkezi