Kentin düşman işgalinden kurtuluşu etkinlikleri kapsamında valilik önünde düzenlenen törenden sonra Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde 8 Kasım 1829'da taş kömürünü bulan ilk kişi olan Uzun Mehmet anıldı. Uzun Mehmet Anıtı'nda anma töreni. Töreni Vali Mustafa tutulmaz Zonguldak Belediye Başkan vekili Yusuf Deniz ve protokol üyeleri katıldı. Düzenlenen törende Genel Maden İşçileri Sendikası, TTK Genel Müdürlüğü, Amelebirliği  ve Maden Mühendisleri Odası çelenkleri anıta sunuldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasından sonra konuşmalar gerçekleştirildi:

MURARREM KİRAZ:
TTK Genel Müdür Vekili Muharrem Kiraz, şunları söyledi;
"Bugünlere emeği geçenleri şükran ve minnetle anar, aramızdan ayrılanlara Allah'tan rahmet dilerim. Ayrıca bu sabah hastanede tedavi altında vefat eden mesai arkadaşımız Hüseyin Erdoğan'a da Allah'tan rahmet diliyorum, ailesinin hepimizin başı sağ olsun. Uzun Mehmet'in 8 Kasım 1829  yılında Ereğli'nin Köseağı Köyü Meydan Deresi yatağında taş kömürünü bulması ile ilk üretimin yapıldığı andan günümüze taş kömürü hem ülkenin hem de bölgenin kaderini etkilemiştir. Zonguldak Havzası'ndaki taş kömürü üretim faaliyetleri önemli bir istihdam kaynağı, elektrik ve demir çelik üretiminin temel girdisi olmuştur. Ülkemizin ve şehrimizin kalkınması ve sanayileşmesinde yıllarca önemli bir lokomotif görevi görmüştür. Dünyada bilinen kömür rezervi bir trilyon tonun üzerindedir. Ülkemizde ise 21 milyar ton civarında. Bunun yaklaşık 1.5 milyar tonu bölgemizde bulunan taş kömür rezervidir. Yine elektrik üretiminin dünyada yaklaşık %38’i, ülkemizde ise yaklaşık %35’i kömürden karşılanmaktadır. Bunun yanında koklaşabilir taş kömürü, demir çelik yönetiminin temel girdisidir. Yani koklaşabilir kömürün olmadan cevherin demir çeliğe dönüşmesi mümkün değildir. Diğer tüm sektörlerde kömür kullanımından vazgeçilse dahi alternatif oluncaya kadar taş kömürü Demir çelik üretiminde kullanılmaya devam edilecektir. Son dönemde Havza'daki kömür üretimi bir buçuk milyon ton seviyelerindedir. Kurumumuz son yıllarda üretim yöntemlerinde bir dönüşüm süreci yaşamaktadır. Dünyadaki teknolojik Gelişmeleri paralel olarak klasik üretim yöntemlerinin yanında mekanize yöntemlere geçilmiştir. Havza'da yaşanan bu teknolojik dönüşüm sürecinde olumlu sonuçlar alınmaya başlanmıştır. Türkiye vizyonunu, enerji yüzyılını Dönüştürmek için hepimize önemli görevler düşmektedir. Başarı ortak çabalarımızın ürünü olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha başta Uzun Mehmet olmak üzere Havza'yı bugünlere taşıyan bu uğurda canını feda eden, şehrimize de bu gururu yaşatan milli kahramanlarımızı ve maden şehitlerimizi saygı, minnet ve şükranla anıyorum"

ARSLANBOĞA:
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Yener Arslanboğa yaptığı konuşmada şunları söyledi;

" Bölgemizde Taşkömürünün buluşunun 194.yılında Uzun Mehmet'i ve tüm maden şehitlerimizi Zonguldak'ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. Yıl dönümünde başka büyük başta büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bağımsızlık mücadelemizde şehit düşenleri sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum. TTK Üzülmez Meclisi'nde geçirdiği iş kazası sonucu ağır yara kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olan maden şehidimiz Hüseyin Erol'la Allah'tan rahmet, ailesine ve madencilik davamıza baş sağlığı dilerim. Mekanları cennet olsun. Bölgemizde taş kömürünü bulduğunu 1829  yılında başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada sanayi devrimimiz hızla gelişiyordu. Sanayileşmenin temel ham maddelerinden biri olan taş kömürü üretimi Zonguldak halkımızda 1848 yılında başladı. Uluslararası şirketlerin gözü Zonguldak Maden Havzası'ndaydı. İngilizler, Fransızlar, Almanlar ve diğerleri geldi.  Kurtuluş Savaşımızla birlikte Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bölgemize 1920 yılından itibaren yasalar, düzenlemeler yaparak, yerli, yabancı tüm şirketleri denetim altına aldılar. Ve ülkemizin sanayileşmesine öncelik verdiler. Taş kömür üretimi arttı. Kardemir,  Erdemir derken Zonguldak büyüdü Türkiye kalkındı. 1980 sonrası ortaya çıkan yeni dünya düzeni adı altında uluslararası tekeller üretim yerine tüketim ekonomisiyle Sanayileşmemizi engellemeye çalıştılar. Başta sendikamız ve maden işleri olmak üzere bölge halkıyla birlikte bu yanlış politikalara karşı çıktık. Kendi doğrularımızı her şart altında söyledik. Bölgemizin ve ülkemizin kaynaklarına, atalarımızın mirasına, işçimize, aşımıza, geleceğimize sahip çıktık. Her şeye rağmen üretimden Zonguldak üretim uzaklaştı. Türkiye ürettiğimden çok daha fazlasını tüketmeye başladı. Şimdi Zonguldak'ta ve Türkiye'de yerli ve milli üretimi arttırmanın yollarını arıyoruz.Dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler yerli ve milli üretim yapmanın kendi öz kaynaklarımızı yine öz insan kaynaklarımızla ülkemiz ekonomisine ve sayesinde kazandırmanın önemini bir bir kez daha ortaya koydu. Ülkemizde sadece Zonguldak bulunan Taşköprü, demir çelik sektörüyle, diğer sanayidir. Ana ham maddesi olan stratejik bir enerjik aynadır. Enerji temelli savaşlar, taş kömürü gibi, stratejik bir kaynağın önemini daha da arttırdı. Ülkemiz her yıl otuz sekiz milyon ton taş kömürlü milyarla milyarlarca dolar ödeyerek dışarıdan alıyor. Türkiye'nin taş kömürü ithalatı için milyarlarca doğada dış verme lüksü yoktur. Bugün ocaklarımıza mekanize, yarı mekanize, esnek makine yatırımları yapıldı, yapılıyor. Gerek iş sağlığı ve güvenliğin işlerini ortadan kaldırılması, gerekse taş kömür üretimini arttırarak ülkemiz sanayisini ve ekonomisine çok katkı verebilmesi için TTK'nın kadro ile çalışması gerektiğini her fırsatta ifade ediyoruz.
Bu şartlar doğrultusunda Sayın Cumhurbaşkanımıza, STK'ya bin artı bin grubu olmak üzere 2000 yeni işçi alınacağının açıklanması havzamız açısından umutlarımızı arttırmıştır. TTK'ya işçi alımıyla ilgili süreç devam ediyor. Cumhurbaşkanımıza, Enerji Bakanımıza, Çalışma Bakanımıza TÜRK-İŞ Genel Başkanımıza ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bizler daha iyi şartlarda, daha fazla üretebilmek için mücadelemizi sürdüreceğiz Türkiye'nin TTK'ya ihtiyacı olduğu, TTK ve MTA gibi yerli ve milli kaynaklarımıza ekonomiye kazandıran kurumlarımıza daha çok sahip çıkılması gerektiğini her fırsatta anlatmaya devam edeceğiz."

HANEFİ ORUÇ:
Madem Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hanefi Oruç, şunları söyledi;

"Cumhuriyetimizin 100. yılında demir çelik işletmeleri ve elektrik santralleri başta olmak üzere sanayinin hammadde ihtiyacını karşılayan, ülkemizin tek taşkömürü zenginliğini bulan Uzun Mehmet’i, Kurtuluş Savaşı meşalesini ateşleyerek şehrimizin ve ülkemizin düşman işgalinden kurtarılmasında büyük payı olan Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını ve ayrıca şehrimizin ve ülkemizin kalkınmasında büyük payı olan ancak kömür madenlerinde canlarını kaybeden Maden Şehitlerimizi de saygıyla anıyorum.
Bu vesileyle 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde arama-kurtarma faaliyetlerinde madencilerin ortaya koyduğu ve toplumca da takdir gören çalışmalardan dolayı gururlu olduğumuzu belirtmek istiyor, ülkemizi aydınlatmak ve kalkındırmak adına bir avuç kömür için bir ömür veren her bir madencinin, sadece kömür üretiminde değil, sosyal yaşamın her alanında alın teri ile çalışmalarını sürdürdüğünün altını çizmek istiyoruz. Kalite ve özellikleri nedeniyle taşkömürü ülke sanayinin önemli bir girdisi olarak demir-çelik endüstrisinin vazgeçilmeyen “ana enerji hammaddesi” olma özelliğini hala taşımaktadır. Son yıllarda "zararlı" bir enerji ham maddesi olarak nitelenen kömürün önemi Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla tekrar anlaşılmıştır. Savaş nedeniyle Avrupa'da ortaya çıkan enerji krizi sonrası Almanya'nın yanı sıra 35 yıldır yeraltı kömür üretimi bulunmayan İngiltere bile 200 milyon dolarlık bir yatırımla derin bir yeraltı kömür ocağını açmak için harekete geçmiştir.
Ülkemizde taşkömürü madenciliği Zonguldak Taşkömürü Havzasında Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun imtiyaz sahasında rödövans usulü ile çalışan özel sektör firmaları ve yine TTK tarafından Ruhsat devri yapılarak işletmeci olan firmalarca gerçekleştirilmektedir. Havzadaki rezervin bu şekilde bölünmesi, planlama ve üretim faaliyetlerini sekteye uğratmakta ve Havza Madenciliği açısından tehlike arz etmektedir. Bunun yanında Havzada böylesi bir yöntemin uygulanıyor olması genel madencilik ilkelerinin yanı sıra iş sağlığı ve güvenliği koşullarını da kötüleştirmektedir. Havzanın bölünmesi ve madencilik faaliyetlerinin tek elden yapılmaması havzada neredeyse artık “normal” karşılanan iş kazalarının oluşmasında da büyük etkendir.14 Ekim 2022 tarihinde TTK Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesinde meydana gelen faciada 43 madenci meslektaşımız vefat etmiştir. Günümüz teknolojisi ve şartları göz önüne alındığında bu tür kazaların meydana gelmesi kabul edilebilir nitelikte değildir. Derin yeraltı kömür madenciliği yapılan Zonguldak taşkömürü havzasının karmaşık jeolojik yapısı tam mekanize sistemler ile üretimi zorlaştırmakta, taşkömürü üretimi ağırlıklı olarak insan gücüne bağlı emek-yoğun bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Ancak son yıllarda havza şartlarına uygun mekanize, yarı mekanize teçhizatlar (tahkimat) ile yapılan üretim çalışmalarında başarılı sonuçlar elde edildiği de görülmektedir. Bu tür teçhizatların havza çapında yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaların devam ettirilmesi önem arz etmektedir.
Ülkemizin en stratejik kurumlarından biri olan ve taşkömürü üretimi yapan tek kamu kuruluşu konumundaki Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun işçi sayılarında ciddi gerileme yaşanmış ve 2022 yılında Aralık ayı sonu itibariyle Kurumun fiili yeraltı işçisi sayısı 5955’e yerüstü işçisi sayısı ise 1381’e düşmüştür. Her seçim döneminde TTK’na işçi alımı sözü verilmekte ancak bu işçi alımları TTK’nın işçi açıklarını kapatmakta yetersiz kalmaktadır. İşçi sayısının düşmesine paralel Kurumun tüvenan taşkömürü üretimi özellikle 2000’li yılların başından itibaren ciddi şeklide azalmaya devam etmiş ve 2022 yılında 1.456.233 ton tüvenan, 1 milyon 74 bin 515 ton satılabilir taşkömürü seviyelerine gerilemiştir. Buna karşılık ülkemizde 2022 yılı içerisinde 36 milyon 121 bin ton taşkömürü tüketilmiştir. Demir-çelik endüstrisinin Zonguldak ve çevresinde kurulmasının asıl nedeni olan Havza, bir zamanlar demir-çelik sektörünün kömür talebinin %50- 60’ını karşılarken bugün %3-4’ünü ancak karşılayan, stratejik önemini yitirmiş, sıradan bir buhar kömürü havzasına dönüştürülmüştür.

Zonguldak taşkömürü madenciliğindeki üretim hedefi olarak ’TTK tarafından 5 Milyon ton, özel sektörce 5 Milyon ton olmak üzere toplam 10 Milyon ton/yıl üretim’ yapılması hedeflenmiş ancak, enerji arz güvenliği açısından RASYONEL olarak bu hedeflerden uzaklaşıldığı görülmektedir.
Zonguldak’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yılı ve Uzunmehmet’ i Anma Günü’nde, Zonguldak Taşkömürü Havzasındaki üretimin ülke menfaatleri doğrultusunda artırılması gerektiğinden hareketle, TTK’nın üretim miktarının arttırılmasına yönelik ve tüm bileşenlerin katılımıyla gerçekleştirilecek bir “Taşkömürü Çalıştayı” yapılması talebini tekrarlamak istiyoruz. Havzamızda yeni kullanılmaya başlanan teknolojik ekipmanları performanslarının da değerlendirileceği böylesi bir çalıştayın şehrimiz ve ülkemiz madenciliği açışından büyük önem taşıyacağına inanıyoruz. Bu bağlamda, demir-çelik sektörü ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamanın, enerji sektörüne katkı sağlayarak bu sektörlerde dışa bağımlılığı azaltmanın, bölge insanının havzada istihdam edilmesinin ve bölgede var olan madencilik kültürünün devam ettirilmesini de sağlamanın RASYONEL bir çözüm olduğuna inanıyoruz. Şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yılında Cumhuriyetin kazanımlarının ülke kalkınmasında çok önemli payı olduğunu ve bu kazanımların korunması gerektiğini tekrar vurgulamak istiyorum. Bu amaçla, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Her fabrika bir kaledir” sözünün ana ilkemiz olması gerektiğini hatırlatıyor ve hepinize saygılarımı sunuyorum.'

Konuşmalardan sonra öğrenciler tarafından şiirler okundu.

(Haber-Ercan Demir)