Kamu Hastanelerinde ödenek yetersizlikleri nedeniyle gerçekleştirilemeyen operasyonlar ve tıbbi malzeme eksiklikleri sebebiyle hayatını kaybeden canlar, Zonguldak ve ülke gündeminde yerini alırken, yetkili ağızlardan gelen açıklamalar hastanelerin içine düştüğü borç batağını onaylar nitelikte oldu.  

Geçtiğimi günlerde, Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde anjiyo işleminde kullanılan stent malzemesinin olmaması nedeniyle 42 yaşındaki Ercan Kacalı ve bir hafta sonrasında 36 yaşındaki Ferhat Öztürk benzer şekillerde hayatlarını kaybetmiş, yaşanılanlar gözleri Üniversite hastanesine çevirmişti. 

Verdiği soru önergesi ve açıklamalar ile Sağlık Bakanlığına uyarıda bulunan ve Meclis Genel Kurulu’nda gerçekleştirmiş olduğu konuşma ile konuyu bir kez daha TBMM gündemine taşıyan Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, sorunun çözümünün, “yerli ve milli bir ilaç fabrikasının kurulmasından” geçtiğine işaret ederek Meclis Araştırması açılmasını teklif etti.

CHP’li 30 milletvekilinin altına imza attığı teklifte; tasarruf tedbirleri kapsamında atılan adımlarla halk sağlığı adına problemli bir tablonun ortaya çıktığı ve İlaç, tıbbi malzeme eksiklikleri sorununun en çok Üniversite Hastanelerinde kendini hissettirdiği söylenilirken, “tıbbi malzeme temininde yaşanan sıkıntı nedeniyle rutin hizmetlerin bile yürütülememe durumu artık trajik boyutlara ulaşmıştır” denildi. 
Yavuzyılmaz’ın Meclis araştırması açılması teklifinde satırbaşları şu şekilde oluştu;

‘Böyle tasarruf olmaz’

Sağlık Bakanlığı’nın talimatıyla, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 31 Temmuz 2018 tarihinde, 143 adet ilacı ödeme kapsamından çıkarmıştır. Ödeme kapsamından çıkarılan ilaçlar arasında kanser, prostat, diyabet, antibiyotik, sinir sistemi, kalp-damar sistemi ve solunum sistemi ilaçları gibi hayati öneme sahip ilaçlar da bulunmaktadır. SGK tarafından geçtiğimiz aylarda bu ilaçların bir kısmının kurumun ödeme listesine geri alındığı belirtilmiş olsa da ülkemizde ilaç ve tıbbi malzeme temininde yaşanılan sorunlar artarak devam etmektedir. SGK’nın 2020 yılı için öngördüğü tasarruf tedbirleri kapsamında da bazı ilaçların geri ödeme kapsamından çıkarılacağı iddia edilmektedir. Yapılan çalışma ile yeni dönemde ödeme kapsamına alınmayacak olan ilaçlar arasında burun ve ağız spreyi, ağrı kesici, eklem ve kas ağrılarında kullanılan kremler olmak üzere toplam 134 ilaç bulunmaktadır. Tasarruf tedbirleri kapsamında atılacak böylesine adımlarla halk sağlığı adına sorunlu bir tablonun ortaya çıkacağı aşikârdır.

‘En çok Üniversite Hastaneleri alarm veriyor’

Diğer yandan İlaç ve tıbbi malzeme eksiklikleri sorunu en çok Üniversite Hastanelerinde kendini hissettirmektedir. Tıbbi malzeme temininde yaşanan sıkıntı nedeniyle rutin hizmetlerin bile yürütülememe durumu artık trajik boyutlara ulaşmıştır. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde anjiyo işleminde kullanılan stent malzemesinin olmaması nedeniyle 42 yaşındaki Ercan Kacalı, 9 Aralık 2019 tarihinde sevk edildiği başka bir ilçede ki özel hastanede kurtarılamazken sadece altı gün sonra 36 yaşındaki Ferhat Öztürk de Ercan Kacalı gibi stent yüzünden hayatını kaybetmiştir. Kamu hastanelerinin içinde bulunduğu borç batağında vatandaşlarımız canını kaybederken Türkiye'de üretilmeyen ilaçlar ve tıbbi malzemeler mecburen satın alınmaya ve ithal bağımlılığına yol açmaktadır. 

‘SSK İlaç Fabrikamızı yaşatmadılar’

Ülkemizde 2005 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu hastaneleri Sağlık Bakanlığına devir olmasıyla  SSK’nin ilaç ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşılayan, Türkiye’nin ISO 9002 kalite belgesine sahip tek ilaç fabrikası olan SSK İlaç Fabrikası kapatılmış, O dönem piyasa değeri yaklaşık 4 milyon TL olan ilaç hiç piyasaya çıkmadan imha edilmiştir. SSK ilaç firmaları ile fiyat pazarlığı yapabilirken, piyasa tamamen ilaç firmalarına terk edilmiştir. Ülkemizin en ucuz ilaç üreticisi olan SSK İlaç Fabrikası’nın kapanması, piyasayı denetimsiz hale sokmakla kalmamış, sağlık harcamaları içinde en büyük kalem olan ilaç harcamaları artarak hastanelerin belini bükmesine ve bu günlere gelinmesinde büyük etken olmuştur. İstanbul Şişli ilçesinde bütün imkânsızlıklara rağmen ilaç üretimi yapan SSK ilaç fabrikasının kapasitesinin artırılma imkânı varken yanlış politikalar ve bazı çevrelerin etkileriyle yok edilmiştir. Oysa fabrikanın, teknolojisinin yenilenerek daha geniş imkânlarla yeni ilaçlar ve tıbbi malzemeler üretme potansiyeli varken yerli ve milli ilaç fabrikamız yaşatılmamıştır. 

‘Tam anlamıyla yerli ve milli ilaç fabrikamız kurulmalıdır’

Yerli ve milli ilaç, tıbbi malzeme üretimi, içinde bulunduğumuz bu kısır döngüden çıkılması için zaruridir. Ancak yerli ilaçtan kastedilenin, sadece son aşaması Türkiye’de gerçekleştirilen bir üretim değil, hammadde temininden ambalajlanmasına kadar her aşaması yerli ve millî olan ilaçlar olduğu aşikârdır. İçinde bulunulan ekonomik sorunlar, döviz kurunun etkisi ve Türk Lirasındaki değer kaybından ötürü maliyetler gittikçe yükselmekte ve tedarikler zorlanmaktadır.   

İlaç ve tıbbi malzeme temini için çalışmaların yapılması, piyasanın fiyatlandırılması konusunda koruyucu tedbirlerin alınması, bahsi geçen eksikliklerin vatandaşlarımız üzerinde yarattığı mağduriyetlerin giderilmesi ve tam anlamıyla yerli ve milli bir ilaç fabrikasının kurulması için "Meclis Araştırması" açılmasını arz ve teklif ederiz.(haber merkezi)

Editör: Haber Merkezi