İHH İnsani Yardım Derneği Zonguldak Şubesi; Nakba’nın 70. yılını protesto etti ve Fransa’da Kuran-ı Kerim hakkında yayınlanan bildiriye tepki gösterdi. Madenci Anıtı önünde düzenlenen basın açıklamasına, Vali Yardımcısı Nevzat Taşdan, Memur Sen İl Başkanı Kamuran Aşkar ve çeşitli sivil toplum kuruluşları yetkilileriyle vatandaşlar katıldı.

Sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan Abdullah Çetintaş, şunları söyledi: “ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasına tepki göstermek, Filistinli kardeşlerimizin düzenlediği Büyük Dönüş Yürüyüşü’ne destek vermek, Büyük Felaket olarak adlandırılan Nakba’nın 70. yılını protesto etmek ve Fransa’da Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim hakkında yayımlanan hadsiz bildiriyi lanetlemek için bütün kardeşlerimizle meydanlardayız.

15 Mayıs günü Büyük Felaket Nakba’nın 70. yıl dönümü. 70 yıldan beri Siyonist İsrail, Müslümanları kışkırtmak amacıyla Mescid-i Aksa etrafında yaşlı, genç, kadın çocuk demeden katliamlarına devam ediyor. Sözde İsrail devleti ve askerleri, kirli postallarla Kıble Camii’nin içinde terör estirip ibadet eden insanlara gaz bombalarıyla ve plastik mermilerle saldırarak, camide bulunan Kur’an-ı Kerim'leri yerlere atıp üstlerine basarak hukuksuzluğa hız kesmeden devam etmektedir. Filistin’e, Gazze’ye uygulanan abluka ve ambargo her geçen gün ağırlaşmaktadır. 70 yıldır hakları, toprakları, vatanları, canları, malları gasp edilen Filistinliler, İsrail zulmü altında yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.

Filistinliler, kadınlarıyla ve çocuklarıyla son bir aydır Büyük Dönüş Yürüyüşü gerçekleştiriyorlar. İşgalci İsrail ise ateş açıp masum insanları, çocukları ve yaşanan olayları dünyaya aktarmak isteyen basın mensuplarını şehit ediyor. Olayların başlangıcından bugüne kadar İsrail askerlerinin kurşunlarıyla ve müdahalesiyle 48 kişi şehit edildi, 8 binin üzerinde kişi de yaralandı.

İlk kıblemizin bulunduğu Kudüs ve Filistin, 1948 yılından beri hukuksuz olarak kurulan Siyonist İsrail işgali altındadır. Siyonist İsrail devleti, Kudüs’ü hukuksuz bir şekilde tüm uluslararası anlaşmalara aykırı olarak başkent yapmak istemektedir. Kim hangi kararı alırsa alsın "Kudüs İslamındır ve Kudüs bizimdir. Kudüs sahipsiz değildir. Kudüs, Mekke ve Medine'den sonra, bütün Müslümanların kutsal bildiği Mescid-i Aksa’ya ev sahipliği yapmaktadır. Şimdi ilk kıblemize; Peygamber Efendimizin (SAS) isra yürüyüşüne çıktığı, çevresi mübarek kılınan, peygamberler mirası bu beldeye sahip çıkma zamanıdır.

Mekke, Medine Müslümanlar için ne kadar kutsalsa, Mescid-i Aksa ve çevresi de o kadar kutsaldır. Çünkü bu belde Allah’ın ayetlerinden ve peygamberlerimizden izler taşımaktadır.  İşgalci İsrail ve taşeronları kutsallarımızı çiğniyor, değerlerimizi ayaklar altına alıyor, insanlığı katlediyor. Kutsallarımız çiğnenirken, değerlerimiz ayaklar altına alınırken, kardeşlerimiz katledilirken hiçbir şey yapmadan yerimizde durmak, seyretmek Müslümanlara yakışmaz. Müslüman zalim karşısında eğilmez, zillet içinde yaşamaktansa izzet içinde ölmeyi tercih eder. 

Filistinli kardeşlerimizin bu kutlu yürüyüşünü maddi ve manevi destekliyor, rabbimizden bu mücadeleyi muvaffak kılmasını niyaz ediyoruz.  Rabbimiz Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’de “İnanıyorsanız galip gelecek sizsiniz.” “Yeryüzüne benim salih kullarım varis olacaktır.” Diye buyuruyor. Bizler bu kitaba iman etmiş Müslümanlar olarak bir gün bu çekilen sıkıntıların ardından İslam’ın tüm dünyada hakim olacağına,  özgür Kudüs’te Mescidi Aksa’da toplu halde namaz kılacağımıza, zalimlerin korkulu rüyası olacağımıza iman ediyoruz. Bu uğurda malımızla canımızla mücadele edeceğiz. Ey Netanyahu, Ey Trump, Ey Putin, Ey Esed, Ey Sisi, ey zalimler şunu bilin ki geçmişte fravun, nemrud, ebrehe nasıl helak olduysa sizin de saltanatınız son bulacak ve cehenneme sürüleceksiniz. Diri diri toprağa gömdüğünüz çocukların hesabını vereceksiniz.   

Bugün burada ve tüm Türkiye’de Kudüs dostlarıyla birlikte ABD’nin ve İsrail'in bu hukuksuz kararına ve uygulamalarına karşı çıkıyoruz. Tüm Filistin ve Kudüs sevdalıları olarak bu davayı savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi, Uluslararası mekanizmaları ve herkesi harekete geçmeye ve İsrail’in attığı hukuksuz adımları ve işgali durdurmaya çağırıyoruz.

Fransa'da 300 kişinin bir bildiri hazırlayarak Kuran-ı Kerim'den bazı ifadelerin çıkarılmasını istemesinin hadsiz bir tavır olduğu ve bu durumu en ağır bir şekilde lanetliyoruz. 

Fransa'da yaşlı bir Yahudi kadının öldürülmesi üzerine ortaya çıkan birtakım tartışmalara bağlı olarak, bazı odaklar tarafından Müslümanların kutsal kitabı Kuran-ı Kerim'e karşı bir iftira kampanyası başlatıldığı ve haddi aşan provakatif teklifler dile getirildiğini takip etmekteyiz.

"Söz konusu anlayışa sahip bir grup tarafından hadsiz bir tavırla Kuran-ı Kerim'den bazı ayetlerin çıkarılmasını teklif etme saygısızlığında bulunulmuştur. "Bütün Müslümanların istisnasız ortak inancına göre Kuran-ı Kerim Allah'ın indirdiği son kitaptır. Bu ilahi kelam, hiçbir harfi değişmeden günümüze kadar gelmiştir, kıyamete kadar da değişmeyecek ve değiştirilemeyecektir. Kur'an-ı Kerim'e göre inancı ne olursa olsun insan hayatı değerlidir, dokunulmazdır, hatta bir insanın haksız yere öldürülmesi bütün insanların öldürülmesi, bir insanın yaşatılması ise bütün insanlığın yaşatılması gibidir. "Bütün bu gerçeklere rağmen münferit ve faili meçhul bir takım olaylar üzerinden algı oluşturarak İslam'a, Müslümanlar'a ve Kuran-ı Kerim'e iftira edilmesi akla, ilme, tarihe, hakka, hukuka ve vicdana aykırıdır. Bu önyargılı çaba özellikle son zamanlarda Müslümanların temel hak ve hukukunu tehdit eden İslamofobiye hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bütün Müslümanları incitecek bu tür provakatif eylemleri şiddetle kınıyor ve tüm dünya kamuoyunu daha insaflı ve hakkaniyetli olmaya davet ediyoruz.'

(HABER-ERCAN DEMİR)

Editör: Haber Merkezi