Yeşili ayrı güzel mavisi ayrı güzel olan cefakâr emek kokan şehir Zonguldak; biz ne ara bu hale geldik. Kimse kimseye destek vermez olmuş, ayrışmışız; aynı taraftan olmayana sırt dönüyoruz. Oysa burası emeğin sözlük anlamı olan şehir değil miydi? Her zaman gururla söylemiyor muyuz “ Emeğin Başkentidir Zonguldak ” diye. Ama komşumuzdan haberimiz bile yok; hangi komşumuz ne halde, kim hasta, kimin ihtiyacı var.

Kişisel hırslarımıza, kinimize ve ucu bucağı bitmeyen arzularımıza kapılıp sağımızı solumuzu görmez olduk. Kendi başına çabalayan hayata tutunmaya çalışan nice gençlerimizi görmezden geldik. Sırtını sıvazlayıp “ Helal olsun be “ demek yerine görmezden gelmeyi tercih ettik. Nerede o emeğin memleketi, şimdi kendi cevherlerimizi görmezden geliyoruz. Hangi ara bu hale geldi durum ben bilmiyorum, büyüklerime soruyorum onlar da farkında değil. “ Valla tosunum herkes kendi derdine düştü; sağını solunu unuttu” diyenler de var “ Oğlum bırak sen mi kurtaracaksın bu memleketi” diyen de var. En trajik cevap ise “ Seni harcarlar yavrum “. Daha ne kadar harcanacaksak bilemiyorum ama ne kadar içten bir uyarı bunun da farkındayım.

Öyle yetenekli kardeşlerimiz var ki bu şehirde; hangi alanda bakarsan bak. Ama ne yazık ki alkol ve kötü alışkanlıklara odaklı bakılıyor duruma; he bir de manitacılık ( çok itici bir adlandırma biliyorum; özür dilerim) var. Bu konularda gençlerimizi övüyor; sırtını sıvazlıyoruz. Yeri geliyor masalara davet ediyoruz, yeri geliyor onlara ihtiyaç giderecek kanalları gösteriyoruz. Oysa ne kadar güzel futbol oynayan arkadaşlarımız, kardeşlerimiz var. Bizim Muslu’da bile ne yetenekli top oynayanlar vardı; yeni jenerasyonda da var. Ama algılar farklı yerlerde ve ne yazık ki o algıları oralara çeken bir toplum var. Ben Musluluyum her ne kadar bazıları hala bizi yabancı görse de; belki de bir dünya kendince evinde bir şeyler yazıp karalayan birileri vardır ama bilemiyorum. Kimi belki dalga geçerler diye susuyordur, kimi de Tansu Abilerine bakıp “ Adam resmen hayata tutunmak için mücadele ediyor; hem de ne kimseyi karalıyor ne de bir yerlere sırtına dayıyor ama yine de görmezden geliniyor.” deyip sonra da “ Benim o kadar mücadele edecek gücüm yok” deyip vazgeçiyordur. Paranoya falan yaptığım yok kimse kusura bakmasın; burada olmuyorsa başka beldede başka coğrafyada bu dediğim olay oluyordur. Tansu değil Ahmet, Ahmet değil Zeynep belki de; ama mutlaka oluyordur.

Ey Güzel Memleketim Zonguldak, Ey Sevgili Hemşerilerim ve Emeğin Memleketinde Yaşayanlar, etrafımıza iyi bakalım; eşimizi – dostumuzu, arkadaşlarımızı, kardeşlerimizi, konu komşumuzu, akrabalarımızı görmezden gelmeyelim. Dertlerine sevinçlerine ortak olalım, ihtiyaçları varsa destek olalım, başarılarıyla göğsümüz kabarsın, yeri geldiğinde de elimizi taşın altına sokalım. Paydamız ortak Zonguldak, aynı havayı soluyoruz, aynı emek şehri için gurur duyuyoruz, aynı coğrafyalarda anılacağız. Teşvik edici olalım; inanın bazen tek bir kelime bile insanı motive eder bazen de tek bir kelime ile her şeyi bırakabilir insan. O yüzden benden size tavsiye her zaman TAM DESTEK olalım. Zonguldak’a, Cumhuriyetin ilk şehrine, emeğim başkentine, madencinin torunlarına bu yakışır.

Bu arada yapamayacağımız şeylerin sözünü de vermeyelim kimseye; yoksa onların umudu olur da hayal kırıklığı oluruz. Dürüst insan; güzel söz söyleyen değil! Söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen insandır. Hadi görüşmek üzere.