Öncelikle İKARUS’U anlatmam gerekiyor. İKARUS efsanesi Yunan mitolojisinde geçer. Günümüze bir mesaj vermesi için yazılmadığını tahmin edersiniz ancak bu efsaneden ( kimilerine göre yaşanmış gerçeklerden) çıkarılması gereken dersler vardır. 

  Yunan mitolojisindeki efsaneye göre Yunanlı mimar ve mucit Deadalus; Girit kralı Minos’un emriyle “ düşmanını tutsak edip, içinden çıkamayacağı karmaşık tüneller sisteminde” bir hapishane inşa eder. Bu hapishaneye girenin bir daha çıkışı bulamayacağı şekilde inşa eden mimar Deadalus ve oğlu İkarus yaptıkları bu şaheser hapishaneye “ LABYRENTHOS” adını verirler. Bu baba oğlun yaptıkları iş öyle büyük sükse ve nam kazanır ki ondan günümüze kadar “ içinden çıkılamayacak yerlere, içinden çıkılamayacak işlere LABİRENT adı verilir. 

  Gelgelim Dünyada hiçbir iyiliğin cezasız kalmaması kuralı Girit adasında da geçerlidir. Bu Yunanlı mimar ve oğlunun başarısını çekemeyenlerin de kışkırtmasıyla, Kral Minos ünlü mimar ve oğlunu kendi inşa ettikleri hapishanedeki kulelerden birine atar. Mimar Deadalus; bu devasa hapisten çıkmanın tek yolunun uçmak olduğunu bildiği için kuleye gelen kuşların döktüğü kanatları balmumu ile birleştirerek kollarına ve sırtlarına bir nevi kanat yapar. Kuleden uçup ayrılmadan önce oğlu İkarus’u uyaran mimar ve mucit Deadalus “ ne alçaktan nede yüksekten uçmamalısın” diye öğüt verir. Girit bir adadır ve etrafı suyla çevrilidir. Eğer alçaktan uçarlarsa kanatlar nem alıp ağırlaşacaktır. Yok çok yüksek uçarlarsa bu kez güneşin ısısıyla balmumu kanatlar erimeye başlayacaktır. Her iki durumda da düşmeleri kesindir. Bu  hayat açısından da “ ölçülü ve dengeli olmamız” gerektiğini anlatan büyük bir derstir. 

 Baba oğul kuleden uçmaya başlarlar. Genç İkarus hapisten kurtulmanın coşkusuyla ve heyecanıyla babasının verdiği öğüdü unutur. Uçmanın yarattığı özgürlük onu şımartır ve güneşe doğru kanat çarpmaya devam eder. Güneşe yaklaştıkça balmumu kanatlar erir ve Ege denizindeki Sisam adası yakınlarında düşer. 

  Bu efsane anlatıldığı dönemde kimleri etkiledi kimlere bir ışık oldu bilemiyoruz ama günümüze “ böbürlenme padişahım senden büyük Allah var” sözünü kazandırdı. İnsanoğlu; onu Yaratanın verdiği ilmi, bilgiyi ve gücü doğru kullanırsa neleri başarabileceğinin önemli bir örneği olduğu kadar bu donanımları kontrolsüz kullandığında sonuçlarının neler olacağını da gösteren büyük bir derstir. 

  Gelişmiş ülkelerde; özellikle siyaset, bürokrasi ve büyük şirket yöneticilerinin çalışma masalarında “  İKARUS’UN DÜŞÜŞÜNÜ” gösteren biblolar, ofis duvarlarında bu düşüşü tasvir eden resimler bulunur. Eğer dikkatli biri değilseniz bunları önemsiz, uyduruk ve bir anlamı olmayan küçük eşyalar gibi düşünürsünüz. Oysa o makam sahipleri her gün o resim yada biblolara bakıp İKARUS’UN DÜŞÜŞÜNÜ hatırlayıp her hamlelerini ona göre planlarlar. Zira zirveden düşmek tahmin etmediklerinden daha acı olabilir. 

  Size göre bu efsaneden günümüze bizler ne gibi dersler çıkarabiliriz?