Siyaset gündemi bu aralar CHP nin il başkanlığı seçimleriyle yoğunluğunu sürdürüyor. Zonguldak CHP il başkanlığı için şimdilik! iki adayın olduğu bir seçim gibi duruyor. Merkezden eski il başkanı Halil Furat ve Çaycuma’dan Umut Başoğlu il başkanlığı için aday oldular. 

  Kent genelinde beş yüze yakın delegenin oyuyla seçilecek olan yeni il başkanı için özellikle Ereğli’den bir aday çıkmaması bana göre “eşyanın tabiatına aykırı” bir durum gibi görünüyor. Elbette hem Ereğli’de hem de Alaplı da siyaset yapan değerli isimlerin mutlaka il başkanlığı için değilse bile vekil adaylığı için bir/birkaç planları vardır.

  Merkez ilçe başkanlığı kongresinde Fikret Zaman’ın kazanmasıyla birlikte Halil Furat önemli bir avantaj elde etti. Buna karşılık Çaycuma’da ve Kozlu’da Umut Başoğlu’nun bir ağırlığı olduğu muhakkak. 

  Bu tip kongrelerde “blok oy alabilen” isimlerin seçimlerden başarıyla çıktığını biliyoruz. CHP de il delegelerinin, eğer bir uzlaşı yoksa kafalarındaki en yakın isme! oy vereceğini söylemek kahinlik sayılmaz. Bu konuda her iki adayın da şanslarını eşit görmek olası. Seçimde büyük oranda Ereğli, Alaplı delegelerinin hangi adayın etrafında yer alacağı merak konusu. Zira sonucu belirleyecek olan bu grubun hangi adayın yanında olacağıdır. 

  Son bir haftadır Zonguldak milletvekili sayın Şerafettin Turpçu’nun hem delege seçimlerine, hem ilçe kongrelerine hem de il kongresine oldukça fazla karışmasının yarattığı olumsuz hava konuşuluyordu siyaset kulislerinde. Elbette kentin vekili olarak tamamen sürecin dışında olması beklenemez ancak delege seçimleri gibi “siyasi parti üyelerinin kendi mahallelerinde yaptığı en basit seçim çalışmasına” müdahil olması hala olumsuz olarak yorumlanıyor. 

 Seçimlerin 2018 de mi yoksa normal süresi olan 2019 da mı yapılacağını bugünden kestirmek zor fakat bir şeyden eminiz ki Zonguldak “ adayların ön seçimle belirlenmesi olayına “ büyük önem veriyor. Merkez yoklaması ile kentte 2. sıra CHP adayı olan sayın Ünal Demirtaş’ın hala parti tabanında bir karşılığının olmamasındaki en büyük etken de bu Ankara’dan atama işidir.. . 

  Maden kentinde, emeğin başkentinde olmaması gereken, hatta bana göre tüm siyasi partilerde olması gereken her yörenin kendi milletvekilini kendi parti tabanından üyelerin belirlemesi. Bu manada bana göre il başkanlığı değilse bile, vekil adaylığında “ ÜYE BAZINDA ÖN SEÇİM” mutlaka uygulanmalı. 

  Son olarak CHP genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu’nun “ delegeler üzerinden siyaset yapanlara” yaptığı eleştiri de yerini bulmuş olacaktır. Geniş katılımlı bir ön seçimle aday olacak isimlerin hem kamuoyunda hem de parti tabanında, il/ilçe yönetimlerince daha çabuk kabul görüp daha rahat bir seçim çalışması yapacak ortamı sağlaması mümkün olacaktır. 

   Demokrasilerde tek adaylı kongrelere oldum olası sıcak bakmam. Uzlaşı yapıldı demek, kısmi bir orta oyunu gibi geliyor bana. Eğer her kongre de tek aday olacaksa onca delegeye ne gerek var. Bir genel başkan olsun birde her ilde bir il başkanı. Daha ekonomik olmaz mı?