Son günlerde yoğun gündemin ilk sıralarında olan konularından biri CHP deki ilçe başkanlığı seçimleriydi. Merkez ilçe başkanlığı için şimdilik 4 aday var ve sanırım başka bir isim de çıkmayacak. 

  Elbette ilçe/il başkanlığı seçimleri bir anlamda partileri yaklaşan seçimlere hazırlayan en önemli çalışmalardan. İlk önce “delege” seçimleri olduğu için her ilde neredeyse tüm üyelere bir şekilde ulaşılıyor ve onlara mahallelerinde sandığa gidip delege seçimlerine katılmaları sağlanıyor. Siyasetin merkezinde pek bulunmayı tercih etmeyen bazı üyeler için “delege” seçimleri en büyük heyecan. Bir anlamda partili olduklarını hatırlıyorlar, belki de uzun zamandır gitmedikleri parti binalarına gidiyorlar. Bu kaynaşma “büyük bir aile olmanın” ilk adımı bana göre. Bunu husumete dönüştürmeyi yine “kadrolu siyasiler” başarıyor. Yoksa aynı mahallede aynı sokakta hatta hatta aynı binada oturan iki partili niye kırgın olsun ki? 

   Defalarca yazdım. Bu delege seçimleri “ bir aile şenliği” değil de, kıran kırana yarış görüldüğü için oldum olası bana pek şirin gelmedi. O yüzden sürekli olarak seçimlerin üye bazında olması ve en az 3/ 4 yıllık üyelerin( zira üye bazında oldu mu seçimler her aday! yeni ve çabuk üye peşine düşüyor) bu seçimlerde oy kullanmasının daha rasyonel olduğunu düşünürüm.

   Zonguldak merkez ilçe başkanlığı için adaylık açıklayan 4 isim var. Öncelikle burada büyük bir demokratik durum olduğunu düşünüyorum. Tek liste üzerinde uzlaşma pratikte parti lehine gibi görünse de bana göre asıl hakkaniyetsizliğin olduğu durumdur. Seçilmiş delegelerin kararını bir anlamda hiçe sayma, “gelin bizim belirlediğimiz isme oy verin”  emir komuta mantığı değil midir? O zaman niye kongre gibi pahalı bir organizasyon yapıyorsunuz ki? 2-3 delege üye gidip bir mahalle kahvesinde oy versin, sonra da basına açıklama yapın “kongre şölen havasında geçti” … kimi kafalıyorsunuz? 

   Çok aday olması parti de bir huzursuzluk var diye görülmemeli. Aksine böylesine yarışlardan güçlü kadrolar, iyi seçilmiş listeler ve tabana daha çok inebilen adayların başarıyla çıkması görülür. Her yerde çok aday ve büyük mücadeleler beklenemez. Üye sayısı az olan ilçelerde, beldelerde genelde zaten yönetim sayısı kadar aktif üye bulunur. Mecburen tek liste olur o zaman. Ne yapacaksın, gidip okeye dördüncü arıyor gibi sokaktan adam mı çağıracaksın? 

   Gelişmiş ülkelerde demokrasi kağıt üzerinde olmadığı için bu tip yarışlarda kazanan kaybedenin elini sıkar o da rakibinin elini havaya kaldırır. Kaç yaşındayım daha öyle bir “şölen havasında geçen hiçbir parti kongresi” görmedim. Belki de bu yüzden demokrasi liginde ilk 28 içinde değiliz. Bize “ karma demokrasi liginde” (alt ligde) 6. sıra verilmiş. 

  Artık önümüzdeki maçlara bakacağız ….