“ İnsanlar kötüydü, kitaplara sığındım” ve “ Aydınların aydınlatamadığı halkı, soytarılar aldatır. “  desem sizlere; aklınızda hiçbir şey canlanır mı, bu sözleri kimin söylediği hakkında? 

Dil ve sosyoloji alanlarında kaleme aldığı yapıtlar ve Fransızcadan yaptığı Balzac ile Hugo tercümeleri ile tanınan Türk düşünür, yazar, tercüman ve sosyolog desem sizlere; ne dersiniz fikri olan var mı? 

Aynı zamanda Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana, Mağaradakiler ve Sosyoloji Notları gibi eserleri de yazmış desem? Türkiye’nin ironi adamı Cemil Meriç’ten bahsediyorum. 12 Aralık 1916 tarihinde Hatay – Reyhanlı’ da dünyaya gelmiştir üstat.  Yoğun ve ironik söylemlerine bolca rastladığımız Sayın Meriç bence Türk Edebiyatında nadir görünen bir yazım karakteridir. Birkaç kelamda dünyalar dolusu anlam anlatan üstat, üç dört kelimelik cümleye tırlar dolusu anlamı yükleyebilen nadir yazarlarımızdandır.

Üstat; “ İnsanlar sevilmek için yaratır, eşyalar kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalıdır.” Çok haklı değil mi? Şu sözlerden daha iyi anlatılmazdı bence; şu an ki çıkar dünyası, sahte ilişkiler ve arkadaşlıklar. Üstatta daha nice sözler var. Bu yoğun ve anlam dolu söylemlerinde sosyolog olmasının da etkisi bulunmaktadır tabii ki de. Üstadımızdan bir harika söylem daha geliyor. “ Çatışmasız toplum; beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü.” diyor. Ne derseniz; herkes iyi olsa iyinin değeri bilinir miydi? Gerçi her yer kötü iken bile iyinin değeri bilinmiyor bu zamanlarda ama neyse. Bakın her yer karanlıkken biz mavi istiyoruz. Maviyi görmek, maviyi yaşatmak. Ömrümüzü aydınlanmaya adıyoruz; elimizden geldiğince dilimiz döndüğünce, bazen toplu halde bazense yek başımıza aydınlanmaya ve aydınlatmaya çalışıyoruz.

“ Her yüzyılda birkaç kişi düşünür diğerleri ise onların düşündüğünü düşünür.” diyor üstat; bazen Mustafa Kemal çıkar bağımsızlığı düşünür hem de o kadar karşıt düşünce varken, o kadar engeller konulup imkânsızlığa sürüklenirken. Mucizeyi gerçekleştirir, tüm dünya bir araya gelip ne yaptığını neler yaptığını düşünür de anlam veremezler, açıklayamazlar kendilerine. Bazısının dimağı yetmez bazılarının da işine gelmez. Mustafa Kemal yüzyılda değil sanırım bin yılda bir denk gelir dünyaya; onu da Selanik’te açılan bir çift gözle müjdeler. Düşünsenize insanın hayatında birkaç nüans zor bulurken, Mustafa Kemal’de Selanik’te açılan bir çift gözden, Samsun’a, Çanakkale’den Anafartalar’a, Erzurum’dan Sivas’a ve daha nice nüans. Sayın Meriç’ in; “İnsanlık daima kötü oyuncakların peşine koşan bir çocuk” diye açıkladığı dünyada, Mustafa Kemal bağımsızlık ve cumhuriyet parolasıyla düşmanı kovalamışlar. Hatta İzmir’de denize dökmüşlüğü bile vardır. Dünya yepyeni bir kovalamaya şahit olmuş; dünyada siyasi ve askeri literatürde çığır açmıştır.

Son olarak üstadın en sevdiğim sözüyle veda etmek istiyorum. Diyor ki Sevgili Cemil Meriç “ Haçlıların en büyük zaferi tarih kitaplarımızdır.” Ne dersiniz bundan güzel anlatım olmazdı değil mi? Bu arada Cemil Meriç pek gün ışığına çıkmamış yoğunlukta güzel bir edebiyatçımızdır. Ne yazık ki edebiyatımız hele ki günümüzde popülist hareketlerden ve popüler kültürden etkilenmiştir. Bazı okuyucu portföyü de ne yazık ki popülist kalemlere dönmüştür; nice üstatlarımızın eminim kemikleri sızlıyordur mezarlarında. Tamam, anlıyorum demek istediğinizi şu an; “ Hep kitap ve okumaktan bahsediyorsun, sonra da popülist falan filan kalemler diyorsun.” Anlıyorum ve kısmen haklısınız. Ama kitap okumak ne kadar önemliyse doğru kitabı okumak da bir o kadar önemlidir. En çok satanlar listesinden kitap bakmak yerine biraz daha araştırarak kitap tercihlerinizde bulunmanızı öneririm. Okuyanların okumaktan, yazanların da yazmaktan vazgeçmediği dünyada yaşamak dileğiyle. İyi bakın kendinize; görüşmek üzere.