Cumhuriyetimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Başkomutan Gazi Mareşal Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 80.yıl dönümündeyiz. Aramızdan ayrılışının bu yıl dönümünde de kendisini hayranlıkla yâd ediyoruz. Hayatını milletine adayan, tüm emperyalist güçlerin kirli emellerini kursaklarında bırakan büyük dünya adamını gururla, özlemle, hasretle ve şükranla anıyoruz. Milletimizin hak ettiği “ Bağımsızlık “ için devamlı mücadele eden, olağanüstü azim gösteren Gazi Mustafa Kemal’e ülke olarak, biz gençler olarak vefa borcumuzun olduğu da şüphesizdir.

Karanlıktan aydınlığa geçişimizde, kurtuluş mücadelemizin her köşesinde her anında; bağımsızlığa yürüdüğümüz her adımda O’nun kararları, azmi ve emeği bulunmaktadır. Onun liderliği, dehası ve kararlılığı bizi karanlıktan aydınlığa taşımış ve maviyi sevdirmiştir. Zaten bizim maviye olan sevdamız da Selanik’te açılan bir çift gözle başlamadı mı? O ki darmaduman olan, bitmiş, her ne kadar milletimizin yaradılışında pes etmek olmasa da umutların son hadde geldiği ve hatta tükenmeye başladığı o anlarda milletimizi tekrar ayağa kaldırmış ve bağımsızlığa ulaştırmıştır; milletimizin hak ettiği bağımsızlığa elbette Mustafa Kemal’in azmi ve kararlılığı götürmüştür.

Türk Milletinin asla manda ve himayeyi kabul etmeyeceğini, hiçbir şartta dahi bunun gerçekleşmeyeceğini, donanımlı silahlara karşı süngüyle karşılık vermek zorunda dahi olunsa; milletimizin onurunu ve özgürlüğünü es geçip manda ve himaye altına girmeyi bir an bile düşünmemiştir. Bu konuda ki kararlığını “ Ya İstiklal Ya Ölüm” seslenişiyle ortaya koymuş ve bundan bir an bile ödün vermemiştir. En zor anlarda dahi milletimizin gücünden kuşkuya düşmemiş ve her zaman her koşulda tüm zorlukları aşabileceğine inanmıştır. Milletine sırt dönüp kendini kurtaracak hamleler yapmak yerine; en imkânsız zamanında bile milletimize, azmine, gücüne güvenmiştir ve her zaman gururla mücadelesini etmiştir. Türk Milleti de O’nun bu azmine, kararlılığına, liderliğine ve bitmez tükenmez bağımsızlık arzusuna çoluğu çocuğu, yaşlısı – genci, kadını - erkeği bütün olarak destek vermiştir. Bazıları kişiliklerini satıp manda ve himaye yanlısı olsa da ne Mustafa Kemal ne de milletimiz asla boyun eğmeyi düşünmemiştir. Mustafa Kemal önderliğinde her saniyesinde buram buram mücadele, azim ve kararlılık kokan bir kurtuluş mücadelesine imza atılmıştır. Dünya literatürüne, tarihine ve tüm beyinlere bu mücadele kazınmıştır. Ve haklı mücadelemiz, GALİP GELMİŞTİR.

10 Kasım 1938 tarihi; esasında kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir zamandır. Zamanın durmasının, güneşin doğmamasının, sabahın olmamasının istendiği bir gündür. O gün; takvim yapraklarının 10 Kasım 1938’i göstermeseydi ve saatlerin 09.05 olmasaydı dediğimiz, hasretimiz, özlemimiz, ilk acımız, ilk gözyaşımız, ilk yalnızlığımızdır. Ama dünya bu hayata veda eden bir insanın ölümsüz olabileceğine şahit oldu. Bugün hala aynı azim, aynı arzu, aynı mücadele ve aynı kararlılıkla Türk Gençliğinde Mustafa Kemal yaşamaktadır ve yaşayacaktır. Bundan bir an bile hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizim Ata’ya vefa borcumuz ve sözümüz, memleketimize sevdamız var. Kimse bu ülkeyi bölmek, güçsüzleştirmek, elde etmek için niyetlenmesin; son sözün Türk Milletinde ve Gençlerinde olacağını da kimse unutmasın.

EY TÜRK’ÜN BÜYÜK ATASI!

Türk Gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, Cumhuriyetin ve devrimlerinin yılmaz bekçileriyiz.

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.

Dünya Lideri, Bilge Adam

RUHUN ŞAD OLSUN 

Tansu YILDIRIM