" İyi Parti de işler karışık !.." başlıklı haberimiz üzerine, İyi Parti İl Disiplin Kurulu Başkanı Asım Tazegül telefonla arayarak bazı açıklamalarda bulundu…

Özetle,  kongrede yapılan seçimin ve sonuçlarının parti tüzüğüne uygun olduğunu, listelerde yer alıp üzeri çizilen adaylara göre sıralaması daha altta olup daha yüksek oy alan adayların ancak kendi bulundukları listede yükselebileceklerini söyledi.

Buna göre, asil listede bulunanların asil listede, yedek listede bulunanların yedek listede üst sıralara gelebileceğini, yedek listedekilerin asil listede bulunanlardan daha fazla oy alsalar bile, asil listeye geçmelerinin tüzüğe göre mümkün olmayacağını kaydetti.

Amenna…

Sayın Asım Tazegül'ün yaptığı açıklamalar elbette parti tüzüğüne göre "doğru" bilgileri yansıtır, buna bir diyecek yok.

Amma ve lakin…

Siyaset etiğine, siyasi akla ve mantığa ve de siyasi vicdana uygun mu orası tartışılır.

O zaman kongre yapmaya ne gerek var?..

Kongreler, seçimler neden yapılıyor?..

Parti üyelerini temsil eden delegelerin, yani parti tabanının tercihlerini yönetimlere yansıtmak için değil mi?..

Delegelerin en çok teveccüh ettiği isimler "yedekten" çıkamıyor, en az oyu alan isimler ise yönetimlerde baş köşede yer alıyor.

O halde tekrar soralım…

Bu tablo, parti tüzüğüne uygun olsa bile, siyasi akla, mantığa ve vicdana uyuyor mu?..

***

İyi Parti İl Kongresi sonuçlarına göre bir başka konu…

Daha önce " Yavuz Erkmen'in Truva atları" başlıklı yazımızda belirttiğimiz gibi, suret-i haktan görünüp, içten içe Yavuz Erkmen'in kuyusunu kazmaya çalışan, bu arada kongre öncesinde Yavuz Erkmen'e yönelik "haddini aşan" davranışlarda bulunan bazı isimlerin iy yönetiminde etkili görevlerde yer aldığı görülüyor.

Bu durum gerek Yavuz Erkmen, gerek İyi Parti Zonguldak Teşkilatı bakımından "zafiyet" oluşturur mu?..

Ya da, Yavuz Erkmen gibi devlet katında yıllarca valilik makamında bulunmuş bir siyasetçinin bu oluşumlardan haberi yok mu?..

Bir tahminde bulunalım…

Sayın Erkmen, sayıları çok fazla olmayan, ancak parti içinde etkili görevlerde bulunan bu isimleri biliyor ve bilerek tahammül gösteriyor.

Parti içinde karşısında olan isimleri "yanına" çekmek suretiyle bir nevi siyasi strateji uyguladığını söylemek mümkündür.

Ancak bu durumda da gerçekten "yanında" olan, hiçbir koşulda kendisini terk etmeyip, samimiyetle destek veren isimleri küstürmeye ve kaybetmeye başlıyor.

Hemen belirtelim…

Bu isimler, mesela, Serhat Yıldırım gibi İyi Parti'den ihraç edilen isimler değildir.

Bize göre, Serhat Yıldırım'ın İyi Parti adına söz söyleme yetkisi bulunmuyor, söylese bile bunun bir kıymet-i harbiyesi olmasa gerek…

Ancak, İyi Parti'ye hizmet eden, partinin büyümesini ve güçlenmesini isteyen, doğruluğu-dürüstlüğü, siyasi tecrübesi ve "vefalı" davranışları ile tanınan bazı isimlerin küstürülmesi, "güven kaybettirecek" bir sonuca ulaşmak üzeredir.

"İnsan psikolojisi" diye birşey var…

Siz, "Brütüs"leri belli makamlarda tutmaya, vefa gösterenleri ise uzaklaştırmaya çalışırsanız bunun sonucu bellidir.

---

İyi Parti, Sayın Meral Akşener'in genel başkanlığında giderek daha çok güç kazanan ve Türk siyasal yaşamında kalıcı olması beklenen siyasi partilerden biridir.

Henüz yeni bir siyasi parti olmasına rağmen katıldığı ilk seçimde TBMM'nde grup kurmayı başarmış, yapılan son anketlere göre ise Ak Parti ve CHP'nin ardından üçüncü siyasi parti konumuna gelmiştir.

Öte yandan, İyi Parti Zonguldak'ta da 31 Mart yerel seçimlerinde başarılı sonuçlar almış, bir belediye başkanlığı kazanmış, Kozlu ve Kilimli'de yüksek oy oranına ulaşmıştır.

Elbette bu sonuçlarda Zonguldak halkının,Sayın Erkmen'e valilik döneminden beri duyduğu sevginin etkisi büyük olmuştur ama, siyaset tek başına yapılmıyor, ekibini kaybeden, ya da kendisine içinde Brütüs'lerin de yer aldığı ekipler kuran siyasetçilerin bu başarıyı devam ettirmesi çok mümkün görünmüyor.

***

Bir not olarak eklemek istiyoum….

" İyi Parti'de işler karışık !.." başlıklı haberimiz ardından parti içindeki bazı kişilerin, bu haberle ilgili bilgileri Ruşen Çimen'in verdiğine dair dedikodu ürettiklerini işitiyoruz.

Öncelikle, bir siyasi partinin "dedikodu üretim merkezi" haline getirilip, gıybette bulunulmasının "Başka işleri yok, dedikodu üretiyorlar" şeklinde yorumlara yol açtığını belirtmek istiyorum.

Öyle ya !..

Dedikodu üreteceğinize "politika" üretin, proje üretin, "söylenecek sözümüz, söyleyecek yüzümüz var" diyerek, Zonguldak için birşeyler söyleyin.

Ruşen Çimen'i, İyi Parti'ye, İl Başkanı Yavuz Erkmen davet etmiştir.

O günden bugüne İyi Parti'yi ve Yavuz Erkmen'i hiç terk etmemiştir.

Sendikacılık ve siyaset alanındaki tecrübesi ve İyi Parti'ye sağladığı-sağlayacağı katkıları ile kendisini hedef haline getirmek isteyenlerin, daha kırk fırın ekmek yeseler bile aynı seviyeye ulaşamayacakları bir isimdir.

Benim sorum üzerine yine partisini gözeterek davranmış, " Parti içi konuların kamuoyu huzurunda konuşulmasının uygun olmadığını, itirazı olanlar varsa bunların partinin yetkili kurullarına başvurmaları gerektiğini" söylemiştir.

Bilmem anlaşıldı mı?..

(Erhan ÇAKMAK)