Bu yıl sıcaklar erken başladı…

Daha Mart aylarında havalar bir sıcakladı, bir sıcakladı, Kaf Dağı’nın piçleri kış uykusundan erken uyandı.

Ardından Nisan-Mayıs ayları…

Nisan-Mayıs aylarında gevşer gönül yayları…

Haziran’da, Temmuz’da Devrek ile Filyos’un ılgıt ılgıt esen rüzgarları ile kışın yoğun kar yağışı ile beslenip, coşan çayları-ırmakları…

Devrek’teki ırmak değil, “çay” sayılır…

Filyos da öyle…

Adına boşuna “ Filyos Çayı” dememişler elbette…

Irmak dediğin, bildiğimiz Kızılırmak…

Bir tarihte nasip oldu, Kızılırmak’ın kıyısına kadar gitmiştim…

Fokur fokur kaynıyor, kimbilir saatte kaç km. hızla akıp gidiyordu.

Kızılırmak göz alabildiğince uzayıp giden çeltik tarlalarını besliyor,

Çeltik dedin mi, bol su olacak, tarlalar, ekinler su içinde kalacak,

***

Nerde kalmıştık ?..

Havalar tez ısındı, Kaf Dağı’nın piçleri kış uykusundan erken uyandı.

Kaf Dağı, gerçek değil, bir “masal” dağıdır aslında…

Kaf Dağı’nın piçleri de bu masal dağının “masal” kahramanları !..

Kahraman dediysek, aktör, oyuncu anlamında…

Yoksa, bunlardan “kahraman” olduğu görülmemiştir.

***

Tilkinin biri sıcak yaz gününde ormanın bir köşesinde blir ağacın gölgesinde kendi başına demleniyormuş…

Yoldan gelip geçen hayvanlar “ Ne yapıyorsun tilki kardeş ?” diye sorduklarında her defasında “ Yiyip içip aslan seviyorum” diye yanıtlıyormuş.

Tilkinin sözleri kısa sürede aslanın kulağına gitmiş, sakin sakin “ Şimdi bu tilki nerde?” diye sormuş.

“ İşte şurada ağacın gölgesinde demleniyor” demişler.

Aslan yine sukunetini bozmadan tilkinin bulunduğu yere gelmiş, kulağına eğilip, “ Ne yapıyorsun tilki kardeş?” diye usulca sormuş…

Aslanı karşısında görünce eli ayağına dolaşıp, tir tir titremeye başlayan tilki, aslanın sorusunu şöyle yanıtlamış…

“ Ben ne yaptığımı biliyor muyum aslan kralım !.. İçip içip yavşak yavşak konuşuyorum işte !..”

***

Küresel ısınmadan mıdır, nedir ?..

Bu yıl havalar erken ısındı…

Daha Mart aylarında havalar bir sıcakladı-bir sıcakladı, Kaf Dağı’nın piçleri kış uykusundan erken uyandı.

Bir kısmı Devrek, bir kısmı Filyos Çayı’na serinlemeye gittiler…

Gidiş o gidiş…

Hala geri dönmediler.

Erhan ÇAKMAK