Yakına yakına, söyleye söyleye dili “lal” olmuş hemşehrilerimizden birisi, baktı ki olacak gibi değil, işi espriye döktü…

“ Eğer böyle giderse, 5-10 yıl sonra Zonguldak’ın köpek nüfusu, insan nüfusunu geride bırakır”

Şaka yollu da olsa, böyle bir serzenişte bulunmasına hak vermemek olası değil…

Zonguldak adeta “köpek istilasına” uğramış olduğundan, sokaklarda başıboş gezen, çoğu hasta ve yaralı zavallı hayvanlara mı yanalım, yoksa artık kurt sürüleri gibi dolaşıp, yer yer saldırgan olabildikleri için kaygı duyup, tedirgin olan insanlarımıza mı yanalım !..

*

Öyle ya !..

Burası dağ değil, orman değil…

Zaten dağda da, ormanda da bu kadar köpek olması mümkün değildir.

Sanırsınız ki, memleketteki bütün köpekleri toplayıp, Zonguldak’a salmışlar.

Yerleşim yerlerinde, özellikle şehir merkezlerinde “başıboş hayvan” gibi bir tanımlama yoktur.

Başıboş hayvan dağda olur, ormanda olur.

Şehrimize bakıyoruz…

Resmi kurumların, hastanelerin, bankaların, mağazaların önlerinde, hatta giriş kapılarında sürüsüne bereket başıboş köpek !..

Bu hayvanlar aç mı, susuz mu, kışın soğuktan, yazın sıcaktan etkileniyor mu, hasta mı, yaralı mı, aşıları var mı, yok mu ?..

Bunları düşünen yok…

Varsa yoksa, kuru kuru “hayvanseverlik” edebiyatı!..

*

Tekrar etmekte fayda var…

Yeryüzünü birlikte paylaştığımız bütün canlıların başta yaşam hakkı olmak üzere bütün haklarına saygı duyuyoruz.

Köpek düşmanı da değiliz.

Yaratılanı hoş gördük, Yaratan’tan ötürü…

Ancak, hayvanları sokaklara başıboş bırakmak onlara “iyilik” yapmak anlamına gelmiyor.

Bu tablo hem hayvanlara, hem de insanlara zarar veriyor.

Çağdaş şehirlerde gerçek anlamda hayvanları korumak üzere “hayvan barınakları” veya “ hayvan rehabilitasyon merkezleri” kurulur.

Buralarda veteriner ve hayvan bakıcıları görevlendirilir, hayvanların her türlü bakım, tedavi ve aşıları yapılır, beslenmeleri sağlanır.

Hayvanseverlik böyle olur.

*

Zonguldak’ta Metropoliten Belediyelerin işbirliği ile inşa edilmesi planlanan Hayvan Rehabilitasyon Merkezi başlamadan yarıda kaldı.

Projenin revize edileceği ifade ediliyor.

Sorunun, Orman İdaresi’nden izin alınmayışından kaynaklandığı belirtiliyor.

Aşılamayacak bir durum değil, “sosyal donatı”yı iptal ederseniz, başıboş hayvanlara sağlıklı yaşayabilecekleri bir alan kazandırırsınız.

*

Yazımızı bir “Temel fıkrası “ ile tamamlayalım…

Temel bir köye misafirliğe gitmiş…

Köye gelince bakmış ki, karşıdan bir köpek sürüsü hızla üzerine doğru geliyor…

Temel eğilmiş yerden bir taş almak istemiş, taşı yerinden sökememiş…

Böyle kaç defa denediyse de, bir türlü yerdeki taşları yerinden sökemeyince, kendi kendine şöyle seslenmiş…

“ Ula bu ne biçim köydür da !.. Köpekleri salmışlar, taşları bağlamışlar !..”

Erhan ÇAKMAK