2018/2019 eğitim öğretim yılının başlayalı üç hafta olacak; okulların açıldığı zaman buradan yazmıştım ama ben yine öğretmenlere, idarecilere, öğrencilere ve velilerine başarılar diliyorum. Umarım geleceğimizin aynası olan yarınlarımız için verimli bir yıl olur.

Ders zili çaldığında maraton bazıları için ilk kez başladı bazıları için de tekrardan başladı. Okulların tabii ki de en şirin öğrencileridir onlar; kocaman çantaları minnacık boylarıyla 1. Sınıflar. Kâh heyecanlı olurlar kâh ağlarlar; ilk kez ciddi bir çelişkiyle karşılaşırlar. Aileden uzak kalacağım diye üzülürler bir yandan da yeni arkadaşlar diye sevinirler. Güzel tatlı bir heyecandır o. Uzun bir maratona çıktıklarının farkında değildirler. Biz “ Ali ata bak “ diye öğrendik okumayı ama şimdilerde durum daha farklı, vallahi nasıl olduğunu da takip edemiyoruz malum sistemler değişiklik göstermekte. Ne yazık ki henüz en yararlı sisten bulanamamış olmalı ki arayışlar devam ediyor.

Çocuklarımız birer madendir, onu işleyecek olan öğretmenlerdir; bu maden değer de kaybedebilir işlenip daha da değerlendirilebilir. Burada öğretmenlik mesleğinin kutsallığı ortaya çıkıyor, Ata’nın dediği gibi “ Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.” Bu sebeple öğretmenlerimiz de yetinmemeli; bilimin ve teknolojinin geliştiği bu dönemde onlar da kendilerini bu duruma entegre edip daha verimli maden işleme tekniklerini keşfedip kullanmalıdırlar.

1.sınıf öğrencilerinin yanında ergenlik gibi sıkıntılı bir dönemde olan liseye başlayan öğrencilerin de bazı heyecanları, çekinceleri, korkuları vardır. Onların bu döneminde aile, toplum, arkadaş çevresi ve öğretmenleri çok önemli yer tutmaktadır. Ne yazık ki bu 4 ayaktan birinde bir sıkıntı olursa 3 ayakla durmayı denemek yerine genelde çökmeyi tercih ediyorlar. Hayat yolculuklarının en sıkıntılı en özel en çetrefilli dönemidir. Bu dönemde hepimiz onlara karşı elimizden geldiğince daha bilinçli daha mantıklı söylemlerde ve eylemlerde bulunmalıyız. Hepimiz bu dönemi yaşayan genç kardeşlerimize destek olmalıyız ama yalandan ya da yalan yanlış hareketlerle değil. Ben her zaman genç kardeşlerimizin okul hayatlarının yanında en az bir hobi alanı ya da uğraş edinmeleri taraftarıyım. Gençlerimizin hatta çocuklarımızın yeteneğini hissettiğimiz alanlarla uğraşmalarına yardımcı olmalıyız. Spor, müzik, sanat, edebiyat vb. alanlarındaki yeteneklerine destek vermeliyiz. Futbola yeteneği varsa okul hayatının yanında futbolu da yerleştirmesine yardımcı olmalıyız. Genelde aileler bu gibi hobi alanlarının okul derslerini etkiler diye çocuklarını uzak tutmak istiyorlar ne yazık ki; ama çoğu farkında değildir: Bu faaliyetler, çocuklarının öz güveni kazanmasına en çok destek sağlayan etkenlerdir. Hayatlarında başarılı olabileceklerini, kazanabileceklerini ve hatta hayatta kendilerinin de önemli olduğunu hissetmesini sağlayacak aktivitelerdir. Ayrıca anneler babalar unutmamalıdır ki; son zamanlarda gençlerin yapacak bir aktivite bulamaması onların kötü alışkanlıklara yönelme ihtimallerini artırmaktadır. Kısacası çocuklarımızın okul hayatının yanında istedikleri bir hobisinin, bir uğraşının olmasına destek olmalıyız.

Son olarak buradan tüm genç kardeşlerimize hayal kurmalarını öneriyorum. Hayalleriniz olsun, hedefleriniz olsun. En fazla hayalperest derler çekinmeyin, hayal etmeden hiçbir şey gerçekleştirilmez. Cenk Tosun hayal etmedi mi ya da Cengiz Ünder, hatta şehrimizin insanları; Murat Boz, Barış Akarsu, Tümer Metin, Ergün Pembe ve niceleri. Hayal etmeden yola çıkamazsınız, hayalleriniz bol olsun. Mustafa Kemal hayal etmedi mi? Kurtuluş mücadelesine, bağımsızlık yoluna çıkmadan önce; hayal etti ki Cumhuriyet ve Bağımsızlık geldi. Hayal edin, bazen hayal kırıklıklarınız olacak yalan değil ama siz yine de edin. Mesela benim bir dünya hayal ordum var, geçtiğimiz dönemde birini gerçekleştirdim; kitabımı çıkardım. Şimdilerde en büyük hayalim doğduğum, büyüdüğüm Muslu Beldesinde bir gençlik merkezi gibi bir oluşum kurmak. Kendimce etütler, hazırlıklar yapıyorum. Gençlik merkezi deyince aklıma şehrimize üniversite eğitimleri için gelen kardeşlerimizi es geçtiğim geldi. Kusura bakmasınlar; hepiniz şehrimize hoş geldiniz, umarım şehrimiz sizler için güzel anılara sebep olur, hayatlarınıza güzel insanlar katarsınız. 

Sevgili Genç Kardeşlerim;

Korkmayın,

Hayal Edin!