Geçen bir arkadaşımla telefonda sohbet ediyorduk ve konu ister istemez siyasete geldi.  5-6 bin nüfuslu ve neredeyse tüm partilerin adayı olan bir yerden bahsediyorduk ve ben birden adayın biri için “ O adamın önüne trilyon koysan çalmaz; çok güvenilir bir adam “ diye bir kelam ettim. Arkadaşım da bana “ Bu kadar nasıl inanarak konuşuyorsun; Koltuk bu, ben bir yakınım hatta babam için bile bu kadar net konuşamam “ dedi. Ben bu cevabı ilk duyduğumda kafadan hafif hiddetlendim ve “ En azından biri ilk fırsatta çalacakken bazıları 50. fırsatta belki çalar “ diye cevap verdim. Sonra başka bir telefon araması oldu sohbetimiz yarım kaldı ve kapatmak zorunda kaldık. Daha sonra da bu konu aklımıza gelip tekrardan konuşamadık.

Güven kelimesi ne kadar önemli bir kelime değil mi? 5 harf ama tırlar dolusu anlam yüklü bir kelime. O telefon konuşmasında yalan yok arkadaşıma kızmış olsam da bazı zamanlar öyle şeyler yaşıyor ki insan neredeyse hak vermek zorunda kalıyor. Biriyle iki dertleşiyorsun; malum insanız ve insanlar bazen konuşmak istiyor. Konuştuğun şeyler bambaşka bir şekilde karşına çıkıyor. Biri birinin hakkında ne kadar kötü kelamlar ederken duyuyorsun sonra bir bakıyorsun o iki kişi yağla bal gibi; sen şaşırdığınla kalıyorsun. 

Öyle fotoğraflar görüyor öyle kelamlar duyuyorsun ki sonra bir bakıyorsun bambaşka eylemlerde bambaşka karelerde mutluluk pozları; sonra sen can ciğer arkadaşınla telefonla konuşurken “ Koltuk bu güven olmaz “ dediğin de ona kızıyorsun. Arkadaş sen kime, neye göre kızıyorsun? “ Güvendiğin dağlara kaç defa karlar yağdı “ ya da “ Yediğin kazıkları ne zaman unuttun? “ diyor içinden bir ses ve sen bir kez daha düşünüyorsun. 

Bazen iki kişinin arasında sıkıntı oluyor ve sana ikisi de farklı farklı dert yanıyor; sonra sen ikisini bir türlü yan yana getiriyorsun konuşsunlar da eteklerindeki taşları döksünler diye. Geri döndüğünde sarmaş dolaş herkes hayatından memnun görüyorsun; ama yarısı gün seni gördüklerinde dert yanmalara devam ettiklerinde sen yine şaşırdığınla kalıyorsun. Bazen de A diyorsun karşındaki onu B diye anlatıyor ( Belki de B diye anlıyor ); C diye de hesap soruyorlar. Yok artık diyorsun bu kadar da olmaz; yoruluyorsun, sıkılıyorsun, bıkkınlık geliyor ama yine de neyse diyorsun.

Velhasılıkelam Sevgili Okuyucular, 

Ne kadar kirlenmiş olursa olsun dünya ne kadar çıkar ilişkileri sarmış olsa da menfaat aromalı bu dünyada ben hala iyi insanların güvenilir insanların olduğuna yürekten inanıyorum. Dertleşebileceğin, sırdaşlık yapabileceğin, yeri geldiğinde kafanı omzuna koyup gözyaşı dökebileceğin güvenilir insanlar olduğunu biliyorum. Dostlarınızın kıymetini bilin, gerçek dostlarınızın ama. “ Kavun değil ki bu da? Gerçek dostu anlayalım “ diye cevap verenlerinizin olduğunu duymuyor değilim. 

Ama inandığım bir şey var; “ AZ İNSAN, ÇOK HUZUR ”