Ramazan ayının gelişi her zaman huzur verir mutluluk verir bana…Ramazan demek; ibadetlere kat kat sevap yazılması demek…Özenle hazırlanmış güzel sofralarda leziz yemekler yemek demek…Gün içinde nefsimize sahip olmak, sabrımızın karşılığında iftar mutluluğuna erişebilmek demek…Bol bol misafir ağırlamak ya da misafirliğe giderek toplu iftar açmanın sevincini yaşamak demek…Öğretici, hoş sohbetlerin yapıldığı iftar ve sahur programlarını izlemek, iftara yemek yetiştirmenin telaşını yaşamak demek…Çift yumurtalı, bol susamlı sıcacık pidelerin iftar öncesi kokusuyla kendinden geçmek demek…Ramazan; bolluk, bereket, yardımlaşma demek…Aç canlıların halinden anlamak demek…Başta midemiz olmak üzere vücudumuzun kendine gelmesi demek…En sevdiğim ramazan tatlısı olan Antep fıstığı ve nar parçaları ile süslenmiş bol cevizli  güllaç yapmak ve yemek demek…

        İlk orucumu oniki yaşımda tutmuştum.Mahalledeki arkadaşlarla iftar vaktine yakın, sokakta ezanın okunmasını beklediğimizi, ezan okunur okunmaz koşa koşa eve gittiğimizi anımsıyorum.Biraz daha düşününce sahurda babamın soba fırınında pastırmalı yumurta yapması, rahmetli anneminde ev yufkasından yaptığı, bol yeşillik ve çökelekli böreklerin tadı geliyor  aklıma…Annemin böreğin ortasını hep babama vermesini de unutamıyorum bu arada.

        Çocukken iftara doğru çok acıkır, kıvranırdım hatta.Babam takvimdeki ezan saatlerine çok itimat etmediğinden orucumuzu riske etmeyelim diye akşam namazını kılar, namazın selamını vermeden orucumuzu açmamamızı isterdi. Oradan alışkanlık, şimdi de ezan okunsa da hemen açamam orucumu, biraz beklerim…

       Üniversite yıllarımda ramazan ya finallere denk gelmişti ya bütünlemelere…Ramazanda ders çalışmak ramazanın coşkusunu tam yaşayamamaktı malesef. Öğrenci yurdundayken iftarda uzun yemek sırası olurdu.Beklemek zor olsa da iftar sırasında oruç tutan öğrenci arkadaşların çok oluşu mutlu ederdi beni.

       Sınıf arkadaşlarımdan oruç tutmayan da vardı.Birbirimize saygımız hoşgörümüz çok yüksek olduğundan, tutmayan arkadaşlarımızda bizle iftar yapmaya gelirdi, birlikteliğimizi bozmazdık yani.Memleketimde de oruç tutmayan arkadaşlarım vardı.Hoşgörü  ortamında yetişmek sonraki yaşamda oruç tutmayana anlayışı, saygıyı öğretmişti zaten bize…
          Memleketimde ya da  yakın yerlerde görev yaptığımda ailemle iftar ve sahur keyfinden pek mahrum kalmamıştım.Artık uzaktayım. Ramazan'ın en güzel yanlarından biri değil mi tüm ailenin iftar ve sahurda toplanması... 

        Ramazan her yerde güzel de İstanbul’da ayrı bir güzel gerçekten…Orucu Eyüp Sultan’da hele hele Sultanahmet’te açmak farklı bir güzellik.Dileyen her kula nasip olur inşallah Sultanahmet Meydanı’nın ruhani atmosferi içinde muhteşem Osmanlı Saray lezzetlerinden tatlarla oruç açmak…Selatin Camilerde okunan ve insanın içine derinden işleyen ezan sesiyle namaz kılmak ...Çamlıca’da harikulade İstanbul manzarası karşısında ney ve kanun dinletisi eşliğinde iftar yapmak…

        Bol ibadetli,bol misafirli, zengin sofralı ama israftan uzak , hoşgörü ortamında, huzurlu, barış içinde hayırlı  ramazanlar  yaşamak dileğimle.

Aslı Gülhan BEK