Daha önceleri birkaç kez “ Başarılı Türk Kadınlarından “ bahsetmiştim burada; onlar anne olmak gibi kutsal bir görevin yanında vatanına, memleketine katkısı olan başarılı abideleridir. Safiye Ayla doktorumuz, Nene Hatunumuz, Kurtuluş Mücadelemizin Kahramanlarından Halide Edip Adıvar, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Erzurumlu Kara Fatma, Halime Çavuş, Şehit Anamız Gördesli Makbule, İstiklal Madalyalı Çete Emir Ayşe Anamız ve daha nice annelerimiz. Daha geriye gidersek çoğumuzun ne yazık ki dizilerden öğrendiği Hayme Anamız. Hayme Anamız; Ertuğrul Gazi’nin annesi, Osman Gazi’nin babaannesi ve Süleyman Şah’ın eşidir.

Süleyman Şah, Osmanlı İmparatorluğu’nun resmi olarak kurulmasına giden süreçte çok fazla emeği olmuştur. Oğuzların Kayı boyundandır; 12. yy’ın sonlarına doğru doğduğu ve Kayı boyunun başı olduğu bilinir. Hayme Ana da Osmanlı Devleti’nin oluşumunda etkili olmuştur. Eşi Süleyman Şah’ı göç esnasında kaybettikten sonra yönetim konusunda etkin ve en bilge kişi olduğu için Süleyman Şah’ın yerine geçmiştir. 400 çadırlık bir topluluğu yönetmiştir ve Anadolu’ya girmiştir. Tarihin en başarılı ve en güçlü kadını olarak bilinen Hayme Ana hakkında çok daha fazla anlatılacak konu olsa da ben anlatmak istediğim konuma geçmek istiyorum. Anlayacağınız Sevgili Okuyucular tarihimizde başarılı, güçlü ve özverili çok fazla Türk Kadını olmuştur. Onlar annelik gibi kutsal bir görevi tüm Türklerin anası olarak yapmıştırlar. 

Ayrıca kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını çoğu Avrupa ülkesinden önce Mustafa Kemal’in verdiği gibi dünyada 2000 yılından sonra başarılı kadınlar trendi olmaya başlamıştır. Şimdilerde kadınlarımıza ne kadar hak veriyoruz, nasıl davranıyoruz orası muamma ama dünyada son 10 - 15 yıldır müthiş bir kadın trendi var. Şirketlerde üst düzey yöneticilik, STK’larda ve kurumlarda başkanlıklar, hükümetlerde bakanlıklar, başkanlıklar, devletlerde üst düzey bürokratlık, büyükelçilikler, cumhurbaşkanlık ve nice makam ve mevkilerde kadınlar görev almaktadır. Dünya’nın 2000’li yıllarda yapmaya başladığını Mustafa Kemal’in 1930‘larda yapması da ayrı bir gurur vericidir. İleri görüşlü olmak, asil ve asaletli olmak da bunu gerektirir zaten; bu yüzden Mustafa Kemal hala dünya lideridir.

Bu duygu ve düşüncelerle, yemeyen yediren, giymeyen giydiren, göz nuruyla, bin bir emekle bizleri büyüten annelerimizin Anneler Günü’nü canı gönülden kutluyorum. Çocuklarını genç yaşta vatan topraklarına emanet eden muhterem şehit analarına da saygı ve sevgilerimi sunuyor, her zaman yanlarında olduğumuzu bu vesileyle bildirmek istiyorum.